Perşembe, Haziran 19, 2014

Yalnızlığın Allah'a mahsus olduğuna karar vermiş olmalılar ki


Karne hediyesi olarak babası akvaryum söz vermiş. Akvaryum sipariş verilmiş, her şey hazırlanmış 'Ayla akvaryumu nereye koyalım' diye sorunca haberim oldu. Baba-oğul bu aralar çok işler karıştırıyor.İşlerine karışacak olursam hatta tontalak 'sen bizim baba-oğlumuza karışamazsın' bile diyor.

Aslında iyi de oldu. Mimo'yu o küçücük fanusun içinde görünce yüreğim daralıyordu. Akvaryum kuruldu, Mimo yeni evine taşındı bir görseniz nasıl yüzüyor. Benim hiç balığım olmadı bilmiyorum ya da tamamen psikolojik sebeplerden ötürü Mimo'nun sevinçten deliye döndüğünü bile düşündüm. Uzun evet çok uzun bir süre Mimo'yu seyrettim. Sonra da iyi ki bu akvaryum alınmış dedim.

Akvaryum alındı Mimo mutlu biz mutlu şeklinde işten dönerken 'Ayla sen Eray'ı hemen hazırla saat 20.00 de kapanıyor orası' dedi.Neresi kapanıyor, nereye gidiyorsunuz, aloooo.. Pet shop'a gidip Mimo'ya arkadaş alacaklarmış. Baba-oğul yalnızlığın Allah'a mahsus olduğuna karar vermiş.

Eray bizi kapıda bekliyordu beni görünce üzerime atladı. Babaannesi Ayla bugün akşam olmadı balık alacakmışsınız ya dedi. Gel buradan yak şimdi babaannede biliyor konuyu. Evde artık her şeyi en son ben öğreniyorum. Performans yerlerde anlayacağınız.

Baba-oğul gittiler turuncu bir balık ile geri döndüler. Ha birde derecede almışlar. Suyun sıcaklığını ölçeceklermiş. Daha öncede suyu temiz olsun diye bilmem ne, havalandırması(adı ne bilmiyorum), dekoru, çalısı-çırpısı, taşı-toprağı, onu bunu derken resmen mimo'nun yerini saraya çevirmişlerdi. Derece de son damla oldu. Benimle bu kadar ilgilenmezsin, benim rahatımı bu kadar düşünmezsin dedim Erol'a.Vallahi de dedim kendim bile ağzımdan dökülen bu laflara şaştım. Sonra 'kıyamam hanımiğnem sana da, gittin sen Mimo'yu mu kıskandın diye kendimi teselli ettim.

Eee ismi ne olacak diye sordum.Eray çan onun adı dedi. Çan mı ne alaka, nereden geldi aklınıza. Babası koymuş ismi. Japon balığıymış ya Chen isminden Türk ismine çevirmişler ve çan olmuş. Uyuzluğum tuttu. Zaten her şeyi en son duyuyorum ve tüm ilgi balıklarda ismini beğenmedim dedim. Hoş babaannede bana katıldı bu konuda. Valla ben çan man demem. Düşünün sabah uyanmışım    'günaydınnnn çannnnnnnnn' dediğimi. Hayır olmaz, olamaz

Bu benim huyumdur. Eray'ın ismini koyarken bile böyle yaptım. Harıl harıl isim arıyoruz. Erol bir sürü isimle geliyor. Elim koca göbeğimde

Ertuğrullllllllllllllll oğlum zıplama
Süleymannnnnnnn beni yanına getirtme
Fatihhhhhhhhhhh beni bağırttırma

şeklinde kombinasyon yaptım ve Erol'un önerdiği isimleri bir yere oturtamadım. Hoş yine onun istediği oldu. Her ne kadar ortak dese de aslında onun fikri. ERol dan ER 'i aldı , AYla dan Ay 'ı aldı ve taaaa taaaa tammmm  karşınızda ERAY.. Önerdiği birçok isimden daha çok içime sindi

Erayyyyyyyyyyyyyy aşkımmmmmmm

Güzel oldu güzel.Neyse yine konuyu dağıttım. Eray'ın da içine sinmemiş olacak ki 'annecim ismi Altın olsun mu' dedi. Altın rengine benziyor ya oradan geldi aklıma diye de ekledi.

Altınnnnnnn nasılsın, günün nasıl geçti kuzummm


Hımmm güzel gibi dedim. Babaannesi çandan iyidir dedi.3-1 oy ile ismini Altın koyduk. Altın ile Mimo'yu tanıştırdık yalnız bir sorun var Mimo Altın'a hiç rahat vermedi. Gıcık oldum tüm akşamım onları seyretmekle geçti. Sabah kalkar kalkmaz baktım sanki birbirlerine alışmışlar gibiydi.

İşte böyle ailemiz her geçen gün büyüyor ve baba-oğul'un bu büyümeye her gün daha çok katkı sağlayacağını düşünüyorum. Yani bu film burada bitmez arkadaş.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

tesatüf bu kadar olur başka bı yazınızı okurken eray ismi değişik geldi sonra sizin isimlerinizi okuyunca anladım şimdide siz anlatmışsınız :D

Adsız dedi ki...

tesatüf bu kadar olur başka bı yazınızı okurken eray ismi değişik geldi sonra sizin isimlerinizi okuyunca anladım şimdide siz anlatmışsınız :D

Ayla dedi ki...

:) Oluyor böyle bazen frekans uyuşmaları:)