Sahi ya ben mim yapmayalı kaç yıl oldu?
En son 09/05/2012 tarihinde bir mim cevaplamışım. Yine bu mime benzer bir konusu varmış. Yani kitaplar. Neredeyse 3 yıl olmuş.Vay be dedim üç koca yıl ne çabuk geçmiş. Şebnem sevdiğin 10 kitabı listele demiş.
Şu an sevdiklerimi bir sıralasam hepsi bilim kurgu, polisiye falan olur. Çünkü çok uzun dönemden beri bu tarz kitaplar okuyorum. Belki de içinde bulunduğum dünyadan uzaklaşmanın bir yolu bu.Bak şimdi nedenini bilemedim zaten bilmek de istemiyorum. Tek bilmem gereken de çok iyi zaman geçirdiğim.
Acaba 20'li yaşlarda okuduğum ve beni etkileyen kitapları şu yaşta okusam ne hissederdim diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Mesela Piedra Irmağının kıyısında oturdum, ağladım aynı etkiyi verir miydi bana.
Şey gibi bu.Tarihi olayları bulundukları dönemlere göre değerlendirmek gerekir ya okuduğumuz kitapların üzerimizdeki etkisini de o an ki yaşa, dünya görüşüne, hayat gailesine, zaman içindeki kişisel gelişimize göre değerlendirmek gerekir. Ben o an ki dönemin hislerine göre listelemeyi düşünüyorum.Tekrar okuyana kadar nasıl etki yaratacağını bilemeyeceğime göre. Bakalım neler varmış listede..
1-) Nietzsche Ağladığında-Irvin Yalom. Bu kitabı o dönemde çok beğenmiştim.
'Ümit kötülüklerin en kötüsüdür çünkü işkenceyi uzatır'
Yine Irvin Yalom'un Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri. Bu kitapta 10 etkileyici öykü var.
2-)Sofie'nin Dünyası- Jostein Gaarder. Benim bu kitabı okuduğum dönemde otobüslerde her 5 gencin ikisinin elindeydi hatta bu kitabı okumayanı dövüyorlardı. Şaka ya şaka. Sahi sen Kimsin?
3-) Piedra Irmağının Kenarında Oturdum, Ağladım. Paulo Coelho- 20 yaşında olmalıyım bu kitabı okuduğumda. Dile kolay tam 16 yıl geçmiş. Çok ağladığım dün gibi aklımda.
4-) Sokrates'in Savunması -Platon.. Ve tabiki Devlet'i
5-)Adam Fawer- Olasılıksız ve Empati. Her iki kitabı da çok sevmiştim. Empati'de final kısmı askıda kalmış,hikayenin devamı gelecekmiş gibi bir his uyanmıştı bende. Kısmet bakalım.Oradan bir alıntı
'İnsanlar söylediklerinizi ya da yaptıklarınızı unutur ama onlara neler hissettirdiğinizi asla unutmaz'
6-) Stieg Larsson- Millennium Serisi- Ejderha Dövmeli Kız, Ateşle Oynayan Kız, Arı Kovanına Çomak Sokan Kız. Gerçekten kurgu ilmek ilmek örülmüş..
7-) Philippa Gregory- Boleyn Kızı Serisi. Galiba 5 kitaptı. Kitabın dili çok akıcı ve sade olduğu için rahat okunuyor.
8-) Jean Christophe Grange- Sisle Gelen Yolcu (diğer kitapları da olabilir Kızıl Nehirler, Kurtlar İmparatorluğu, Ölü Ruhlar Ormanı, Taç meclisi) Bu adamın kitaplarını okumaya başlamayı seviyorum ama bitirmeyi hiç sevmiyorum.Yok yok kitaba bağlandığımdan değil. Evet çok güzel kurguluyor, karakterler iyi, acayip bilgiler öğreniyorsun her kitapta ama sonları hep hüsran. 220 km hızla giderken aniden frene basılmış gibi.
9-) George R.R. Martın- Taht Oyunları. 9 kitaplık serinin dokuzuncu kitabı elimde ve bitmek üzere. Adamın diğer kitapları daha ortalıkta yok yazmamış bile. Ne olacak Tembel teneke.Bir serinin yarım kalmasından hiç hoşlanmıyorum ama ne diyeyim bile bile başladım. Kendim ettim kendim buldum..
10-) Veee tabiki bu tür kitapları asla okumam dediğim halde okumama ve sevmeme neden olan Alacakaranlık Serisi- Stephenie Meyer. Benim için başlangıçtır bu kitaplar. Sonrada devamı geldi.
Ben de bu mimi kim cevaplamak istiyorsa ona gönderiyorum..
Ben de bu mimi kim cevaplamak istiyorsa ona gönderiyorum..