Perşembe, Eylül 20, 2012

Lüks mü? İhtiyaç mı?




Sahi kaç yıl oldu…Hiç hatırlamıyorum..Beden dersi varmış geçen gün eve gelir gelmez onu anlattı.Hoş anlatmakla kalmadı okulda yaptıklarını benim üzerimde deniyor tontalak efendi..Yerine geç,hazırlan,başla diye bir bağırıyor bitiş çizgisine kadar koşuyorum. Yetmiyor..Yerine geç,hazırlan,başla diyor yine koşuyorum dilim dışarıda bir müddet koşuyorum.Sonra takla at dedi nasıl yapılacağını da gösterdi..Yapamam Eray dedim sahi ben takla atlamayalı kaç yıl oldu..İşim varken müşteriler ile konuşurken attığım taklaları saymaksak tabii..

Başımı koydum yere yoo yooo yapamayacağım dedim,itiraz etti..Başarabilirsin annecim..Alt üstü bir takla kimse demesin hamlamışım işte..Eray’ın ısrarı ile attım takla…Eray bağırdı.. Başardın annecim..Güldük çokça,sarıldık birbirimize sıkıca

18 eylül Salı günü tontalağın annesi yıllardan sonra ilk defa takla attı(hep erayın kronolojisi mi tutulacak)

Okuldan gelince tontalağımı dinlemeye bayılıyorum önce şikayetler sırayı alıyor

-Ahmet ihsan dinazorlar hekaye titabını yırttı annecim
-Ciyan (cihan)büüün çok tötü şeyler yaptı..

Sonra okulda yapılanlar

-büün iki tane faaliyet yaptık
-sulu boya çalışması yaptık

Faaliyet, çalışma gibi kelimeleri duydukça kendi kendime ‘hanımiğnesi çocuğun resmen okul çocuğu olmuş’ dedim hem de şaşkınlık

Sonra hiç sevmediği konuya geçiyoruz yemekte ne vardı, ne yedin.Hoş aylık liste elimde sabah ilk iş ona bakıyorum zaten ne yiyip ne yemeyeceğini gayet iyi biliyorum

-bugün yemekte ne yedin
-makarna
-sadece makarna mı yedin
-ımmm kek de yedim( ikindi kahvaltısında incirli,kayısılı kek)
-köfte yok muydu bugün
-vardı
-peki neden yemedin
-aaa unutmuşum annecim özür dilerim yarın yerim(işin içinden böylece sıyrılır)

Okula gitmek Eray’a kesinlikle iyi geliyor tabii okuldan kaptığı hastalıklar dışında..Çocuk hasta olmasın diye bir fanusun içine kapayamazsın bu arada..Yeni bilgiler öğreniyor,mutlu oluyor,sosyalleşiyor,uykusu düzene giriyor bunun gibi bir çok şey sıralayabilirim..

Peki içimde birkaç gündür tanımlayamadığın bu duygu ne?

Geçen birkaç kişi sordu evdesin hala Eray okula gidecek mi? Hala….bam bam bam bu kelime kafama balyoz etkisi yapıyor..

Ha cümle yapısının dışında bir de o mimikler görülmeye şayandı..Hani beni tanımayan biri duysa o sözleri, görse o mimikleri çocuğum mutlu olsun diye değil de kafamdan atmak için, rahat etmek için okula gönderdiğimi düşünür

Bu yaş çocuk için okula gitmek lüks mü? İhtiyaç mı? Biz karı-koca çayımızı demlemişiz bu konuyu tartışmışız okulun bir ihtiyaç olduğunu kendi çocuğumuz için karar verip kaydını yaptırmışız haa tontalağa da sormuşuz gitmek istediğini söylemiş bu konunun benim evde olmam ya da çalışmam ile ne alakası var anlamadım..

Alakası şu olabilir insanlar kafalarında bir senaryo yazıyorlar ve ona inanmak istiyorlar..Tüm gün bir anne çocuğa ne verebilir ,bu çocuğun kendi yaşıtlarıyla vakit geçirmeye ihtiyacı yok mu?bunu anlamak bu kadar zor mu?

Böyle insanlar yüzünden her geçen gün kalabalıklar içinde yalnızlaşıyorum..Sanki onlar başka dünyaya ait ya da ben..Anlamıyorum dillerini…Galiba bu lisanı anlayama artık vaktim de yok gücüm de..

Not: Erol pasta almış doğum günüm için güya saklıyor bende görmemiş gibi yaptım buzdolabına attı...Sonra Eray’ı çağırdı odaya bir çığlık koptu banane bende pastayı göreceğim dedi:)) Koşarak yanıma geldi pasta nerede anne dedi ben yine bilmiyormuş gibi yaptım:) Yemek yedik sonra ben odaya geçtim ki pastayı hazırlarlarken yanlarında olmayayım,sürprizi bozmayayım..Eray'a babası demiş ki ışığı kapa... Koşarak geldi odaya ve dedi ki annecim şimdi ışığı papatacam pasta gelecek sana vüprizz yapacağız... tamam dedim ne diyeyim.. Pasta geldi eray bağırdı vüpriz diye bende inanılmaz şaşırdım:)) Eyki doğdun annecim şarkısı eşliğinde çok duygulandım,iyi ki varsın aşklarım..

Çarşamba, Eylül 19, 2012

34 yaş


33 yaşım hem zihnen hem ruhen yorucu bir yıldı..Şükür sağlıklar yerindeydi..Bu koca yılda hergün yavaş yavaş  eksildiğimi hissettim belki de hiç böyle olmadığı için bu kadar sancılıydı..Evet geçmiş senelerde de bir yanımın eksildiği olmuştu lakin diğer yanıma koymuştum.Yuvarlanıp gitmiştim.

Bugün bir başlangıç olsun benim için yani 34 yaşıma adım attığım şu gün. Bir yanım eksilirken diğer yanıma koyabildiğim bir yıl olsun yuvarlanıp gideyim bir şekilde..


Pazartesi, Eylül 17, 2012

17 Eylül


Bugün 17 eylül evet dememizin üzerinden tam dolu dolu 7 yıl geçti.Fotoğraf bu geceden..Bol sohbetli güzel bir akşamdı.Özlemişim acele etmeden,yorulmadan,saati düşünmeden koşturmadan bir akşam geçirmeyi... Teşekkür ederim aşkım bu geceki sürpriz için,daha nice güzel senelerimiz olur inşallah sağlıkla,mutlulukla, huzurla...

Yer: Suada Club 


Salı, Eylül 11, 2012

Prestij


Servisin en küçüğü tontalak bey ve de en azmanı.Diğer çocuklar büyük olmasının yanında sakin çocuklar bu sakin çocukların yanına bir tane azman lazımdı sonuçta.Abilere inanılmaz özeniyor dün akşam benden ilk defa  cep telefonu istedi.Annecim bana cep telefonu alır mısın dedi.Herşey isterdi ama cep telefonu aklına gelmezdi. Şaşırdım.Bende küçük olduğunu ve büyüyünce alabileceğini söyledim.Israr etmedi.Bugün serviste dönerken sebebini anladım.Abilere dönüp biliyor musun büyünce bende telefondan oyun oynayacağım dedi.Cep telefonu ile ne yapacağı anlaşıldı:)) 

Abilere hostes olmasına rağmen ben yokken oğlumla ilgilenir misiniz kendisini yalnız hissetmesin dedim:)Olur abla ilgileniriz dediler.Saolsunlar ben varken bile aralarına aldılar..Bakalım abilerden neler öğrenecek tontalak efendi...

Not: Servisteki arka dörtlü sıra büyük öğrencilerin küçük sınıflar oturamıyor.Arka koltuğa oturmak galiba prestij meselesi...Küçük sınıflar oturduğu zaman çocuklar uyarıyor bizim yerimizden zıpla....Tontalak efendi daha ikinci gününde abilerin yanına kabul edildi..Bu prestij herkese nasip olmaz ha tontalağım kıymetini bilesin...

Pazartesi, Eylül 10, 2012

Okulda ilk gün


Okulda ilk gün..Çok eğlendi çok..Ben ise çok yoruldum çok bu çocuklar bu enerjiyi nereden buluyorlar hiç anlamıyorum.İlk hafta yarım gün sonraki haftalar 16.00 kadar.Servis hiç dolaşmayacak şöyle olacak böyle olacak dediler ya servis ilk gün çok dolandı alakasız bir yer vermişler,duyunca sinirlendim koştum müdüre siz bana böyle mi söylediniz diye söylendim.Birkaç gün bekleyin güzergahlar ayarlanacak dedi,bekleyelim bakalım yoksa bu böyle gitmez,gidemez..Şimdi bekleme zamanı..


Yarım gün olduğu için yemek yoktu,kek ve meyve suyu vardı herkesten önce oturdu sofraya herkesten önce hüpletti tabağının içindekilerini..Galiba ben bu enerjinin kaynağını biliyorum:))Yani babam öyle der.Çocukların ağzını ara öğün,ana öğün,bademi,cevizi derken hiç boş bırakmıyorsunuz ki,bu çocuklar enerjik olmayacakta ben mi olacağım:))Galiba babacım ünlü üstadın dediği gibi bence sende çok haklısın


Okulun bahçesine ilk günün hatırına eğlenmek için şişme oyun alanları kurulmuş.Eray görünce bunları çıldırdı:) Büyük çocuklar teneffüse çıkınca korku anlarım başladı çünkü onlarda çocuk çevredeki küçüklere pek dikkat etmediler.İlk gün olduğu için böyle yoksa ilkokul ve anaokul öğrencileri aynı alanı paylaşmıyorlar dediler, inandık bakalım.Ben yinede birkaç gün daha okula gideceğim. inşallah tontalağımın okuldaki ilk günkü mutluluğu tüm yıl devam eder,ayrıntıları anlatırım:)


Cumartesi, Eylül 08, 2012

Delil niyetine


Bu hafta resmen pert oldum ben.Hem tüm evi baştan aşağıya elden geçir yani perdeler, halılar, koltuklar,camlar artık evde ne var ne yoksa dök,temizle,derle ,topla hem de tontalağa okul ara.İşten ayrılınca eve yakın bir okula veririz tontalağı dedik nasılsa bu yıl anne evde.
 
Aklımızda bir okul vardı ya işi ağırdan aldık,kontenjan diye bir kelime yoktu hayatımızda.Erol okulla görüşme için randevu almak için aradığında kontenjanımız doldu kayıt almıyoruz demişler.Telefon açtı bana Ayla atla git okula belki bir sınıf daha açarlar yüzyüze görüşmede bakalım ne diyecekler dedi.Bizde işleri olduğu gibi bırakıp tontalak ile resmen uçtuk okula.Malesef sonuç değişmedi düşündüğümüz okul gözümüzün önünde buhar olup gitti başladık tontalak ile başka okul aramaya..

Birkaç okula gittik o gün.Bir okulun kapısından daha girer girmez tontalak demez mi annecim bu okul gözüme biraz küçük geldi diye.Güvenlik güldü haliyle..Olur mu Eray'cım bu okul senin okuldan çok çok büyük dediğimde annecim zaten birazcık küçük geldi birazcık da büyük geldi diyerek başladı yan çizmeye..
 
Bazı okullar içimize sinmedi bazısı içimize sindi fakat fiyatları almış başını gitmiş oluğundan bir yer bulamadık önce. Tontalak her gittiği okula kazık çaktı çünkü okula gitmeyi çok özlemiş.Bir hafta on gündür zaten diyordu artık okula hazırım, okula gidebilirim annecim diye:) Neyse yine bir okul görüşmesinde işimiz bitti çıkacağız tontalak yine gelmiyor ben burada kalacağım diye kıyameti koparıyor.Sonra bir uçağı alarak okul müdürünü dedi ki

-Bunu alabiler miyim
-hayır malesef alamazsın o okulun, okulun oyuncağı okulda evin oyuncağı evde kalır
-söz veriyorum tikatli (dikkatli)olurum
-hayır malesef veremem
-ama benim hiç uyuncağım yok (küçük emrah bakışı halt etmiş yanında)

İki kişi konuşurken prensip olarak söze karışmayı sevmeyen ben hiç uyuncağım yok dediğinde şaşkın bir halde 'Eray'cım senin hiç oyuncak yok mu diye bir haykırdım çocuğum aynı şekilde bana karşılık verdi  ' benim uyuncağım var mı annecim:)) Sustum yeminle.Çocuğumla laf yarışına girilmeyeceğini çok iyi bildiğimden okul müdürüne en sevimli halimle tebessüm ettim zor bela ikna ederek çıktık okuldan.


Aslında Eray'ın okulundan memnunduk fakat mesafe çok olduğundan servis yok.Diğer şubesine gittik orayı çok istemiyordum ilkokul öğrencileri var diye.Okulu görünce içim rahatladı çünkü anaokul sınıfları ve alanları okul içinde resmen ayrı bir cumhuriyet.
 
İlk kat anaokul sınıflarının.Bahçeye çıkış saatleri ve kapıları ayrı, yemekhane de yemek yedikleri bölümler ayrı..Erol hem seneye Eray ana sınıfına gidecek okul değiştirmemiş olur dediğinde kafama yattı fakat tek sorun mesafe.
 
Servisçilerle görüştük bizim semte gelecek yedi öğrenci olduğu için okuldan alıp hiçbir yere dolanmadan eve bırakacak en fazla 25 dakika sürer dedi, zaten mesafe az olduğunda da şehir içinde dolandıkları için aynı sürede evde oluyorlar dediğinde korksam da kafama yattı. Diğer bir neden de iş bulursam zırt pırt okul mu değiştireceğiz anneanneye yürüme beş dakika mesafede.Anne koş okula git desem beş dakika değil annemin torunu söz konusu ise iki dakika da okul bahçesinde olur dedik girdik kayıt bürosuna.

Nakil işleri yapılacak ya diğer şube ile fiyat farkını söyledi ayıp olmasın diye çüş diyemedim.Diğer şubede sadece anaokulu vardı burası bir ilköğretim olduğundan fiyat farkı var haliyle.Üstüne birde yıllık servis ücreti eklendi müdürün yanında oyy oyy diyemeden edemedim.Erol hallederiz dedi herzaman ki repliği ile ve kayıt yaptırdık inşallah çocuğum için hayırlı olur.


Eray tüm okulları zevkle gezse de benim okulum(eski) daha güzel, orayı çok seviyom oraya gideceğim,Yermin(Nermin) öğretmenime gideceğim şeklinde cümleler kurunca çok üzülüyorum.
 
Dün veli tanışma toplantısına gittik Duygu öğretmeni ile tanıştık gözleri hep Yermin öğretmeni aradı. Yermin öğretmen neden yok annecim dedi durdu.Sürekli anlatıyorum ona Nermin öğretmeninin minicik bir bebeği oldu ona bakması gerekiyor diyorum tamam diyor on dakika sonra Yermin öğretmeni çok seviyom o gelsin diye tutturuyor. Galiba bir süre hep birlikte üzüleceğiz:(  
 
Yeni öğretmenini ben çok sevdim,Eray beyde tanımak için azcık fırsat verse kadına eminim o da çok sevecek lakin tontalak da bir hava bir hava var ki sormayın.


Pazartesi okul açılıyor miniğim için, ilk hafta yarım gün bende gideceğim yanında.Servisine bineceğim yoksa biliyorum o mesafede rahat etmez içim,inşallah tüm kuzular için mutlu ve hayırlı bir yıl olur.

Ha bu fotoğraflar mı? Bu fotoğraflarda Eray'ın odasından delil niyetine...Bir gün sizede benim hiç uyuncağım yok dediğinde hadeee ordan be diyesiniz diye...


Not:Son resmi tontalak yaptı.Evde benimle kalınca resmen çocuğu kendime benzettim çocuğum aile resmi yaptı yani ilk defa.Kırmızı, bol pencereli ve beş tekerli olan bir araba, bunlar bir sonraki yılın modellerinden yani görmemeniz çok normal.Yeşil olan evimiz bacasındaki çizgi ise evimizin tüten dumanı.O üç kişi mi kim,aile resmi ya onlar bizmişiz.En baştaki koca kafalı,pörtlek gözlü,çırpı bacaklı olan benim,resme bakıp yahu ben bu kadar güzel miyim demeden edemedim:) Ortadaki filinta gibi adam benim kocam ahhh ne kadar yakışıklı di mi? Tatatatammm son kişi ise koca kafasıyla annesine çekmiş tontalak efendi,resme bakıp kuzummmm diyemeden edemedim. Bugün ki mutluluğum tabiki bu resim