Vaktimin çok bol olduğu dönemler de severdim araştırmayı.Her hafta bir konu seçerdim kendime.Eski yunan felsefesi ise bir filozof seçer onu araştırırdım, eğer yunan mitolojisi ise bir tanrı seçerdim onu incelerdim, bir şair -yazar ise hayatını ve şiirlerini okurdum.....
Yunan mitolojisine bir ara fena sarmıştım, hoş şimdi sorsanız çok azı aklımda .O yüzden sevdim Efes müzesini hem de çok
."Dalgalı denize atar atmaz onları
Gittiler engine doğru uzun zaman
Ak köpükler çıkıyordu tanrısal organdan;
Bir kız türeyiverdi bu ak köpükten.
Önce kutsal Kythera'ya uğradı bu kız,
Ordan da denizlerle çevrili Kıbrıs'a gitti.
Orada karaya çıktı güzeller güzeli tanrıça,
Yürüdükçe yeşil çimenler fışkırıyordu
Narin ayaklarının bastığı yerden.
Aphrodite dediler ona tanrılar ve insanlar,
Bir köpükten doğduğu için."
Yukarıda ki heykel güzelliği ile nam salmış Aphrodite (Aşk ve Güzellik Tanrıçası olan Aphrodite'in simgesi güvercindir)
Yukarıda ki heykel ise Eros(İ.S 2 YÜZYIL), Olympos tanrıları arasında sayılmaz buna karşın en eski tanrılar arasında yer alır.Zeus’un armağanı oku yayı ile tanrılar ve insanlar arasında aşk ilişkisini kurar.Aşkın gözü kördür ya hani onun için Eros’un da gözleri örtülüdür.Hesiodos’a göre ölümsüzlerin en güzelidir.Aşk tanrısına göre yüzü çok hüzünlü değil mi?
Dinlenen Savaşcı heykelin adı; Domitian tapınağının önünde bulunan Pollio çeşmesinin yanında bulunmuş.Çeşmenin önünde dinlenir pozisyonda oyulmuş.Savaşçı sol elinde kalkan ve kılıç tutmaktadır, Sağ elinde ise başka birşey tuttuğu sanılmaktadır.Heykelin büyük kısmı kırılmasına rağmen yüzünde canlı bir ifade varmış....
İmpratoriçe Livia
Aslında çok fazla heykel ve hikayem var ama ben birkaç tanesini seçtim yazmaya da eklemeye de vakit yok. Meryem Ana evine gitmeden lüften bize bir dondurma molası için izin verin ben hemen döneceğim.
Şu gezimiz boyunca gittiğimiz her yerde %90 babası taşıdı tontalağı.Ama o ne yaptı hiçbir kaldırımı atlamadı. Bir kaldırım görür görmez boğazı terlemiş güya(yürüse belki terleyecek ya neyse) siler gibi yapıp offff anne yoruldum dedi numaracı böcek. Bir de utanmadan dondurma istedi her yerde .Günde bir dondurma hakkı olduğu için diğer zamanlarda canımızı yaladı:))
Buyrun Meryem Ana'nın son yıllarını geçirdiği eve gidelim önce bahçesinde yürüyelim.
Ev düz ayak bir yerde değil, arabayla epey bir yukarılara çıktık.Ev keşfedildiğinde evin çatısı çökmüş ve geriye sadece duvarların kalıntıları kalmış.Bu kalıntıların 9. yy da Meryem Ana'ya adanan kilisenin kalıntıları olduğu söylenmektedir. İçeri de çekim yasak ama şu an ki dışarıdan görünümü aşağıdaki gibi.
Meryem Ana son günlerini bahçesinde bulunan çeşmenin şifalı sularını içererek geçirmiş(M.S30-35) Bu suyun ve şöminedeki küllerin mucizesine rastlanmayan çok az insan varmış.Bu arada doktorların ümit yok dedikleri kanser hastalarından ,felçlilere kadar bir çok insanın şifa bulduğu söylenir. Ben söylemiyorum öyle söylüyorlar neyse şimdi fotoğrafta üç tane çeşme var siz hangisinden içerdiniz.Acele etmeyin bir düşünün
Ben ortadan ,Erol sağdan, Eray ise hepsinde içti:) Tam suyumuzu içtik gidiyorduk ki orada nöbet tutan asker dedi ki biliyor musunuz? solda ki çeşme parayı, ortadaki sağlığı, sağda ki çeşme aşkı temsil eder. Ben sağlıktan bilmeden içmişim. Aman be tabii her şeyin başı sağlık sağlığım olmadan aşkı ,parayı neyleyeyim dedim yürümeye başladım bir manevra ile geri döndüm diğer iki çeşmeden de bir avuçcuk içtim :)))Ne olur ne olmaz dimi ama
Efendim hala bahçedeyiz ve yürümeye devam ediyoruz. Aaaa dilek bağlama yeri.Ben bağlamadım ne bilim inanmıyorum belkide ondan .O kadar çoktu ki şaşırdım
Artık Meryem Ana evinden çıkıyoruz son kez bahçesine bakalım Yedi uyuyanlara geçiş yapalım
Yedi uyuyanlar 7 Hıristiyan genç adamın putperestlerin zulmünden ve gazabından kaçarak köpekleriyle sığındıkları bir yer, burada yüzyıllarca uyurlar. Daha sonra 3. yy ortalarından Roma İmparatoru Decius tarafından bulunarak öldürürler. Fakat daha sonra tekrar canlandıkları söylenmektedir.Bu dirilişten sonra İsa'ya inanan birçok kişi bu yerde gömülmek istemiş ve gömülmüşlerdir.Bunun sonucunda birçok manastırdan oluşan büyük bir mezarlık oluşmuş ve gittikçe büyüyen mezarlık hac merkezi haline gelmiş.Mezarlıklar Selçuk'a bakan Panayır Dağı!nın eteğindeymiş.
Buradan Artemis Tapınağına geçelim.Artesemis Zamanında Efes'in en önemli kutsal alanıydı.Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmekteydi.Çok merak etmiştim buraya giderken ama aşağıdaki fotoğrafın dışındaki yapılar yok ,sadece taş bir sutün.Olsun gittik de görmedik demedik.
Efendim hoopp oraya gidelim buraya gidelim dediğime bakmayın yorulduk,sonuçta aralarında mesafe var .Araba da yorulduk, yürüdük yorulduk, taşıdık yorulduk vs. O yüzden bize biraz daha müsade edin totomuzu bir kaldırıma daha iliştirelim ondan sonra epeyyyy bir uzak olan Zeus mağarasına(Güzel Çamlı) gideceğiz.
Geldim geldim Zeus mağarası uzak olduğu için gidip gitmeme konusunda kararsız kaldık. Ben gitmeyelim dedim Erol ise Kuşadasını da görürüz boşver gel gidelim dedi.Sonuçta ayağı yanık hamam* böceği lakabını biz boşuna almadık. Dere tepe düz gittik adam sırtında taşıdı tontalağı ama hiçbir şey yok normal bir mağara işte.Adını Yunan mitolojisinde tanrıların en büyüğü olan Gök tanrısı Zeus tan almış.Afrodit'in (yerli malı Banu dan bahsetmiyorum güzellik tanrıçasından) bu mağarada yüzerek güzelleştiği söylenir.Meryem Ana da bir rivayete göre bu sularda yıkanmış.Bu sebepledir ki Zeus mağarası suyunun kadınlarının teninde güzelleştirici etkisi olduğuna inanılır.Burada da bir dilek ağacı vardı,yüzen kadınlar olduğu için saygısızlık edip fotoğraf çekmedim. Buyrun paşamız yolcuğunu bakın nasıl yapmış.
Bize müsade bir havuza gidiyoruzzzzz.(uzz dediğime bakmayın ben size şu an şirketten sesleniyorum)
Benim beye dedim ki öbür ayda bir Urfa patlatalım mı? o bana gözlerini patlattı. Sadece gidemeyiz diyecekti gözlerini patlatmaya ne gerek vardı hayret bir şey. Ertesi günde bir şey yok .Öğlene kadar havuz sonra yola çıkma 400 km mola vermeme, zoraki Bursa da yemek molası sonra da eski hayatımıza dönüş:)Bir dahaki gezide buluşmak dileğiyle.Esen kalın.
*Ayağı yanık hamam böceği:) Nilhanın bir lafı benim çok hoşuma gitti çokkk