Salı, Mayıs 25, 2010

Geçici Şuursuzluk

ördek

Cumartesi akşamı arkadaşlarımız çaya geldi ,Eray kendi arkadaşını görünce o kadar çok sevindi ki her ne kadar anlaşamasalar da Eray birlikte oynamayı denedi. Aynı şeyden iki tane olmasına rağmen her ikiside diğerinin elindekini istedi. Diğeri öbürünün elindekini alsada kriz çözülmedi yine elindeki başka şeyi istediler bu böyle gece boyu devam etti. Aslında benim anlatmak istediğim başka bir şey var. Öyle bir şey yaptım ki hala kendimi affedemiyorum

ördek1

Çay içme faslına geçilince çocuklar mama sandalyesine yerleştirildi, tabaklar hazırlandı, çaylar döküldü. Sanki aklıma gelmiş gibi çaylar masada erkekler çocuklara sahip çıkın dedim bende arkama dönük birşeyler hazırlıyordum,işim bitip önüme dönünce Erayın uzanıp çayı eline döktüğünü gördüm. Erayın yüzünün şekli değişti ağlayacak ama biri aaaa yokmuş birşey diye şaklabanlık yapsa sanki o acıya da dayanacakken annesi çocuğum yandı diye çığlık atınca Eray da kıyameti kopardı.

Sakın ilk müdaheleyi yapmak için Eray'a koştuğumu zannetmeyin çığlık attığım gibi koşarak mutfaktan pire gibi zıp zıp zıplayarak diğer odaya koştum(sağlık kartını ve güya Erayın montunu arıyorum).Eşim sen ne yapıyorsun Ayla buraya gel diyor ama benim dizlerimin bağı çözüldü sadece doktor doktor doktora gitmemiz lazım diye zıplıyorum.

Mutfağa döndüğümde eşim ve arkadaşım Eray'ın kolunu soğuk suda yıkıyordu.Ayla sen ne yapıyorsun diye tekrar kızıyor buz çabuk buz ver diyor ama ben hala doktora gitmemiz lazım diye ortalıkta şuursuz şuursuz dolanıyorum. İlk müdale yapıldıktan sonra doğruca yakındaki hastaneye gidildi.

salıncak

Eray arabada hemen sakinleşti, bileğini kıpkırmızı görünce sinirlerim iyice bozuldu. Doktor hemen baktı 1.derece yanık çok önemli değil hemen ilaç süreriz sararız inşallah sabaha hiçbirşey kalmaz dedi.Su toplamasını beklemiyorum ama toplama ihtimali var o zaman yarın şırınga ile suyu çekip şöyle böyle yapcaz diye anlatmaya başlayınca artık nasıl bir yüz ifadesi takındıysam doktor sırtımı sıvazladı annesi lütfen birşeyi yok ki üzülme hani olursa diye anlatıyorum dedi.

Dışarıdan gelen kesin çocuğun değil benim yandığımı düşünür, Hastanede Eray'ın çoktan keyfi yerine geldi her doktoru gördüğünde kafasını sallayıp kolunu uzatıp aç aç aç dedi, çünkü sargıyı doktor sarmıştı o nedenle doktor açmalıydı.Doktorla anlaşma yaptılar eğer bu ağrı kesiciyi içersen kolunu açacağım dedi. Şurubu çok sevmesine rağmen çocuk gibi kandırıldığını anlayan akıllı bıdık şurubu içmedi hemşire küçük kabın ağzını kapatarak evde içerirsiniz diye bize verdi.

ordek5

Arabayla eve dönerken eşim ilk ve son kez konuşuyorum bu konuyla ilgili evde misafir var sakın surat asma, insanları rahatsız etme bu bir dedi.İkinci olarak sana bu akşam inanamadım nasıl böyle birşey yaparsın eğer evde yanlız olsaydın demek ilk müdaheleyi yapamayacaktın. Böyle durumlarda soğukkanlı olman ve hızlıca davranmak gerekir bunu bilmiyor musun diye konuşmasını sürdürdü de sürdürdü. Ben haklısın diyebildim sonra ama sende belayı çağırdın dedim.

Öğlen annenden dönerken eve yakın Acıbadem hastanesini görünce dur Ayla şuraya bakayım acil durumlarda buraya geliriz, bir telefon alayım demiştin akşam burada bulduk kendimizi işte belayı davet ettin dedim. Aslında alakası yoktu ama hem suçluluktan hemde sinirden ağzımdan öyle çıkıverdi.

Eve döndüğümüzde Eray'ın neşesi gayet yerindeydi ama ben gece yatakta oturdum pek uyumadım. Anne bak çocuk birşey içerse kusturmayın , anne çocuk yanarsa şöyle yapın anne çocuk düşerse böyle yapın diyen çok bilmiş ben hiçbir müdahele yapamadım ve tüm gece kendimi suçladım. Ama bu bana ders oldu inşallah Allah böyle acılar göstermesin ama şuurumu geçici olarak da olsa bir daha asla kaybetmeyeceğim

. ördek2

Not : Eray tüm gün evde olunca eşimle işten çıkar çıkmaz koştura koştura eve gidiyoruz hemen bir yandan yemek,bir yandan Eray'ın kendisi ve çantası hazırlanıyor. Sonra başlıyoruz keşife.

Fotoğraflar Göktürk de bir dürümcünün bahçesinden. Kahve,çay ve dondurmada bulunuyor .Eray kazlardan çok hoşlandı peşlerinde bir müddet koştu yakalamayınca peşlerini bıraktı. Mekanın içi ise çok ilginçti dekor olarak eski bir Ferrari bile vardı.

Pazartesi, Mayıs 24, 2010

Yok öyle çalınmaz böyle çalınır

eray düğün1

Kendimi bildiğimden beri düğün, kına gecesi, piknik gibi organizasyonlardan hiç hoşlanmadım. Hatta bekarken annem bilmem kimin düğünü var gideriz di mi Ayla dediğinde 'asla' derdim annem de bakalım seni düğününe kim gelecek derdi. Sonra serzenişine devam eder işi ajitasyona kadar götürürdü.Herkes kızıyla gidiyormuş iki kızı varmış , düğünlerde kızlarıyla boy göstermek istiyormuş, şansı hiç yokmuş vs vs vs.

 Annemin ahları bir yerden çıkması lazımdı.Çok kalabalık bir aileye gelin gittim ve yazın o kadar düğün oluyor ki istersen gitme.Dün akşam eşimin akrabasının düğünü vardı. Çok eğlendim çok sebebi düğünlere karşı önyargımın değişmesi değil tabi akıllı bıdığımın çok eğlenmesi. Bir dakika yerinde durmadı ,davul zurna ve köçek ekibi gelince şaşkınlığı bir kat daha arttı. Bir ara davulcunun davul çalmasını beğenmeyip tokmağı eline alıp güm güm vurdu

 eray davul1

Sonra köçeklerin karşına geçti(Her ne kadar etek giyip gerdan kıvıran erkekler hoşuma gitmese de)el çırptı

eray düğün 2

Eray için çok güzel bir akşamdı.Hatta eşim hadi kalkalım deyince aa ne çabuk bile dedim yani o kadar çok eğlendim.

İlk düğün :Kader abinin düğünü 23/05/2010
İlk nikah : Halanın nikahı 07/02/2010

Cuma, Mayıs 21, 2010

Himalaya dağının eteklerinde höykürmek istedim

Oburiksim ilk doğduğu andan itibaren uykuyu özellikle gece uyumayı sevmedi.Önce 40 çıksın sonra 3 ayı dolsun 6 ayı dolsun yaşını bitirsin diye diye 21 aya kadar geldik.Bir ağrısımı var diye sürekli kendimizi doktorumuzun kapısında bulduk. İşin garip yanı geceleride huzursuz bir bebek değildi sadece uyumuyordu.Gece geç yattığı gibi gündüz de çok uyumuyordu.

Okuduğum kitaplarda, makaleler de bu aydaki bebek gece 12 saat gündüzde 2 saat toplamda 14 saat uyur diye yazınca iyice çıldırıyordum .Önce gece ile gündüzü ayırt etmeyi öğretemedik diye yüklendim kendime ama gece uyumayıp bütün gün uyuyan bir bebek değildi ki. Doktorumuz bu konuda çok sabır gösterdi bize bazı bebekler uykuyu sevmez eray canlı, kanlı çok sağlıklı bir bebek diye beni sakinleştirdi.

Bu süreç bizi çok yıpratmış olsada bu durumu kanıksadık .Bu sürece gelene kadar neler yapmadık ki Sabah çok erken kaldırıp erken öğlen uykusuna yatırmaya sonrada akşam erken yatırmaya çalıştık, bi süre öğlen hiç yatırmadık mesela bunun gibi bilmem kaç kombinasyon denedik ama erayda işe yaramadı. Çok uykusu olsada illa gece 01,00-02,00 gibi yattı.

Geçen gün arkadaşımla öğlen yemeği yerken akşam erken yatsın diye öğlen uykusunu atladık bir süre yinede işe yaramadığını anlatıyordum.Bekar ,hiç çocuk yetiştirmemiş bir kız lafın ortasına girerek alıştırmaya bağlı, bu konuda alıştıramamışsınız dedi işte o an benim bittiğim andı. Sakın yanlış anlaşılmasın ben çocuk ,genç, yaşlı her kim olursa olsun tecrübelerini küçümsemem herkesten birşeyler öğrenebileceğime inanan biriyim ama saçlarını sallaya sallaya kendinden çok emin bir tavırla bence ukalaca ALIŞTIRAMAMIŞSINIZ diye ahkam kesmesi beni benden aldı başka bir şeye dönüştürdü. 7 aylık hamile olan arkadaşım gözlerimdeki çakan kıvılcımları görmüş olmalı ki konuyu değiştirdi.

Eğer dün bu yazıyı yazsaydım neler yazardım neler sayardım bir bilseniz:) neyseki sakinleşmeyi beklemem iyi oldu.Bu zamanda yazacak yazımın başlıkları kafama dam dam vurdu
Ordinaryüs profesörden inciler
Ordinaryüs profesörün son kitabı' Çoçuğu uykuya alıştıramamanın nedenleri'
Mankafa anne ile ateşböceği
Himalaya dağının eteklerinde höykürmek istedim
Göksu ırmağının kıyısında oturdum ağladım(Paulo Coelhonun kitabının ismi ama ırmak göksu değil Piedra)

Ah aklıma gelenleri keşke yazsaymışım sinirliyken daha çok yaratıcı oluyorum

Not: Çevremizde bolca bulunan çık çıkcılar, her çocuğu aynı kefeye koyan çok bilmişler, çocuk yetiştirme konusunda ordinaryüs profesörler olduğu müddetçi ben bu başlıkları çok kullanırım çok

Pazartesi, Mayıs 17, 2010

Yedimse yedim

dondurma1


dondurma

dondurma3

İlk dondurma 16/05/2010 :)

Yok öyle ekmek elden su gölden

su3

Kalafat malikanesinde herkesin görev dağılımı bellidir. Oburiks geçen sene misafir dedik bu görev dağılımına dahil etmedik. Misafirlikte bir yere kadar di mi ama. Görev dağılımı hafta sonu tekrar düzenlendi. Buna göre;
çiçek sulamak
yıkanan terası çekçek ile temizlemek
derli toplu çekmeceleri annesi tekrar düzeltsin diye dağıtmak
yemek dolabındaki fotoğrafları, bibloları anne rahat silsin diye aşağıya indirmek
baba rahat silsin diye su biberonu ile yerleri ıslatmak
koltuk mindelerinin altını süpürmemiz için minderleri aşağıya indirmek
aynalara el izini bırakmak
mutfak dolabının tekrar düzenlenmesi için kap,kaçak ne var ise aşağıya indirmek

Acaba diyorum çok mu yüklendik oburikse:)


su2

Oburiksin sorumluluklarının bilincinde bir çocuk olarak yetişmesini çok istiyorum. Ama herşey o kadar ince çizgi halinde çizilmiş ki. Yaşına uygun olmayan iş verip kendisini başarısız hissetmesine ya da çok kolay iş verip tembelliğe alıştırmak istemiyoruz.

İş yaparken o kadar hevesli ve meraklı ki küçük olsa bile yapamazsın edemezsin lafını kullanmıyoruz yapabileceği birşeyler veriyoruz, erkek adam iş yapmaz mantığını çiçekle (niye şiddetle olsun canım) kınıyoruz:)

su1

Çarşamba, Mayıs 12, 2010

Kaliteli zamanmış

Aylacığım sen çalışıyorsun senle ben aynı olamayız deyince
Ben de zannettim ki senin işin benden daha zor diyecek
Aslında sevmem karşılaştırmaları ama cümleye öyle başlayınca
Ne bileyim öyle diyecek sandımdı
Sen çalışıyorsun eve gelince tüm gün görmediğin için çocuğunla kaliteli zaman geçirirsin
Halbuki ben öylemiyim tüm gün yapışık ikiz gibiyim, temizlik yemek derken geçirdiğim zaman çok kalitesiz.
Aslında bu dialog aramızda geçeli 2-3 ay oldu
Ama
İşten çok yoğun bir gün geçirip eve gidince
Akşam için yemek hazırlayınca
Mutfağı toplayıp bulaşık makinesini çalıştırınca
Oburiks babayla parka gönderilip ertesi gün için 2 çeşit yemek ocağa konulunca
Misafirler gelirse rahat ederiz diye kocaman bir tencere buzlağa atılması için annem ile birlikte zeytinyağlı dolma sarılınca
Makine dolu olunca tekrar dağılan mutfağın bulaşıklarını sinirden elde yıkayınca
Dağılan evi toplayınca
.
.
.

Bu dialog tüm gece kafamın içinde dolandı durdu

Kaliteli zamanmış
Pehhh

Pazartesi, Mayıs 10, 2010

Kırk kapının ipini çektik

Hep çalışmaktan mı yorulacağız biraz da gezmekten yorulalım dedik düştük yollara. Aslında yeni evimize taşınalı 6 ay oldu ama çevreyi hiç bilmiyorduk. Fırsat bu fırsat dedik sırt çantamızı taktık, Eray'ın arabasını aldık başladık gezmeye. Ara sokaklara girdik, mağazaları ezberledik bilmem kaç km yapıp gittiğimiz çocuk kuaföründen on kat güzel bir çocuk kuaförünü dibimizde görünce şaştık kaldık. Ara sıra mola verdik

. park1

Kaydırağa çıkıp tek başına kayınca o kadar çok gururlandım ki gören çok prestijli bir okulda çocuğumun burs kazanmış olduğunu zanneder:) Eşim bir keresinde dedi ki meğer seni eğlendirmeye gelmişiz parka. Kaydırağa çıkınca, atlayıp zıplayınca elimde değil büyük başarı elde etmiş gibi çığlık atmaktan kendimi alamıyorum, bu kadar büyüdüğüne inanamıyorum.

park3

Sıcak bizi yorunca Starbucks da bir kahve molası verildi. Eray annem çabuk çekse de şu pastayı yesem modunda ,ağzının suları akıyor.

strasbuck

Arabada gezerken uyunca koştura koştura eve gittik, bu arada bizde biraz dinlenme fırsatı bulduk. Eray kalkınca yemeği yedirildi hediyemizi alıp babaannenin anneler gününü kutlamak için yollara çıkıldı. Babaannesine girer girmez mama demez mi.Bu çocuk hep böyle yapıyor, hangi eve gidersek gidelim mutfağı göstererek mama diyor, tok evin aç kedisi ne olacak.

park2

Sonra Ortaköy'e anneanneye akşam yemeğine gidildi. Yemekler yenilince teyzemiz dondurmalar benden hadi sahile gidiyoruz dedi

ortaköy3

Gittiğimiz yerde mama sandalyesi aramaktan, var ise leş gibi olmasından dolayı küçük mama sandalyemizi hep yanımızda taşırız .Eray cam kenarına oturtuldu, tekneler geçince eliyle göstererek ayyy dedi. Arkamızda oturan genç sevgililere dönüp dönüp baktı, uzun süre konuşmalarını dinledi. Gençlerinde dikkatini çekince bu durum Eray'a laf atmaya başladılar Eray da durur mu yanlarına gitti, ortalarına oturdu, muhabbetlerini bozdu.

ortaköy2

Gecenin sonunda Eray teyzede anne yarısıdır diyerek hem anneler gününü hem de gece için teşekkür etti, el öperek teyzesinin duygulanmasına sebep oldu

teyze el

Cuma, Mayıs 07, 2010

Ohhh 4 yaşına kadar kurtulduk

doktor

Bugün Eray'ın Hepatit A ikinci doz aşısı vardı,artık 4 yaşına kadar aşımız yok. Allahtan aşı vurulunca bir iki mızıldanıyor sonra oynamaya devam ediyor, bu konuda şanslıyız. Boyuna,kilosuna, karnına, boğazına, kulağına her bir yerine baktı maşallah her şey yolunda imiş.

Dün akşam 20 aydır Şükrü beye gidiyoruz ama Eray'ın hiç resmi yok diye düşündüm. Sabah da gider gitmez fotoğraflarını çektim .6 ay öncesine kadar doktorunu çok severdi ,sarılırdı öperdi ama şimdi görür görmez kaçıyor.

Şükrü beye göre artık bağlantı kuruyor aşı ile ya da başka olumsuz şey ile ondan dedi. O nedenle kıpır kıpır kucağından inmek istedi doğru dürüst çektirmedi. (Fotoğrafta da görüldüğü gibi çok tedirgin her an kendisine kötü bir şey yapılacakmış gibi etrafı kolaçan ediyor:) )

Kilo = 15.400
Boy = 90 cm

Babası ile Eray oynarken annede ortapedi de muayene oldu. Uzun zamandır boynumdan koluma, enseme yayılan bir ağrı vardı. İlk etapta ilaç verdi haftaya tekrar gidilecek kemik ölçümü yapılacak. İlaçlarla ağrı geçmezse mecburen emara girilecek ona göre bir tedavi belirlenecek. Tabi ağrı geçince birkaç egzersiz verildi bilgisayar karşısında tüm gün çalıştığım için onlar yapılacak. Bugün ağrım çok ağrı ile doğru orantılı keyfim hiç yok. İnşallah ilaçlar iyi gelir.

Çarşamba, Mayıs 05, 2010

Bi bi bi anlattı annesi de şaştı kaldı

Anne tüm gün çalışmış eve yorgun döner, daha kapıdan bile içeri girmemişken, ayakkabılarını bile çıkarmamışken fındık kurdu sağ işaret parmağını avucunun içine vurarak bi bi bi bi der.

Annesi anlattıklarından anladığı kadarıyla o gün annane çok yaramazlık yapmıştır. Yemek dolabının üstündeki bibloyu alırken anneanne engeline takılır. Sandalyeye ,oradan masaya ,oradan yemek dolabına ,oradan televizyona ulaşarak karıştırmak isterken tekrar annane tarafından engellenir. Mutfaktaki çöp kutusunu karıştırmak isterken annanesi yine işine karışır. Ocağın gazını açınca annanesi tarafından oradan hızlıca uzaklaştırılır. Mama diyerek istediği bebe biskuvileri un ufak edip ortalığı batırınca süpürge ile çekilince fındık kurdu yine bu işe bozulur.

Anlayacağınız o gün annane fındık kurdunu çok fena üzmüştür. Annesi fındık kurdunu kucağına alarak konuşur. 'Aşkitom haklısın annanen çok yaramazlık yapmış ama 50 sinden sonra insanlar biraz huysuzlaşır artık idare ediver' denir. Artık idare eder mi bilmem ama en azından annesini dinlemiştir.

Not: Şaka bir yana o gün bilmiş Eray çok yaramazlık yapınca(yukarıda yaptıkları hepsi gerçek )canı burnuna gelen annane tarafından annen gelsin yaptıklarını bir bir bir anlatacağım(zaten bu lafada yabancı değil) diye tehdit edilince daha içeri bile girmeden annanesinden hızlı davranarak bi bi bi diyerek annanesini şikayet edince annanesi ve annesinin ağzının açık kalmasına sonrada şen kahkalar atmamıza sebep oldu. Söyleyin blogdaşlar şimdi bile böyleyse ileride ne yapacağım ben bu çok bilmişle.

Salı, Mayıs 04, 2010

İlk Öpücük

Şaşkın eray

Pazar günü arkadaşlarımızla Adapazarı'nda bulunan diğer arkadaşları ziyaret ettik. Hem bebek görme(artık 15 aylık oldu biz görene kadar), hem de yeni ev aldılar hayırlı olsun bahanesiyle çıktık yola.Erayın annesi yola çıkarken ne hayaller kurmuştu halbuki, eray araba koltuğuna oturur oturmaz uyuyacaktı annesi de rahat rahat kah arkadaşı ile sohbet edecekti, kah çevreyi seyredecekti kah şarkıya eşlik edecekti ama tabiki bunların hiçbiri olmadı. Araba koltuğuna oturmadı kucakta gitmek istedi bir türlü uykuya dalamadı biraz huzursuzluk yaptı ama bunlar aslında hiçbirşeymiş.

Adapazarına vardığımızda güzel bir kahvaltı etti, kalabalık ortamda uyuyamadığı için öğlen uykusunu atladı bu bizim için aslında bir kabusun başlangıcı idi. Neyse aslında ben bunlardan değil başka şeyden bahsetmek için yazmaya başladım. Erkekler herzaman ki alıp başlarını dışarıya gittiler biz üç kadın ve üç çocuk başbaşa kaldık.

Genelde çığlık kıyamet olan evde bir an bir sessizlik oldu. Herkesin aynı anda dikkatini çekmiş olmalı ki bu sessizlik kafayı çevirip çocuklara baktık ,bir de ne göreyim Eftelya başını uzatmış Erayda karşılık verdi dudaktan öpücük kondurdular birbirlerine .O an ki şakınlığımı dünyadaki hiçbir kelime ,hiçbir cümle anlatamaz .Sonra bir daha öpücük kondurdular dudaklarına hiçbir tepki vermedim, biliyorum ki ben birşeyi yapma etme dersem ters tepeceğini. Sonra eftelya(eraydan sadece 21 gün büyük) tekrar öpecek gibi yapıyor ama öpmüyor kaçıyor, sonra tekrar erayın yanına gelip öpecek gibi yapıyor tekrar kaçıyor bu 3-4 kere tekrarlandı .Eftelya kaçınca Eray olduğu yerde ellerini gel gel yaparak hadi hadi diyerek ikinci dalga şokunu yaşamama sebep oldu, sürekli ama sürekli hadi hadi mi diye tekrarlayıp durdum.

Ben oğlumu dudaklarından asla öpmem , babasından beni kıskandığı için(aslında herkesten kıskanıyor annemin sarılmasına bile tepki veriyor) zaten bizi yanyana bile oturtturmaz acaba nerden görmüş,öğrenmiş olmalı diye düşünmeye başladım. Resmen kendimi sorguladım yanında dizi seyrediyoruz acaba oradan mı gördü, içgüdüsel miydi, oyun mu zannediyorlardı kafam kazan gibi oldu.Bunların başımıza geleceğini biliyordum ama daha zamanı var nasılsa ne tepki vereceğimize, nasıl davranacağımıza sonra karar veririz diyordum.Birde bıcır bıcır konuşmaya başlayınca zor sorular sorunca biz ne yapacağız.

Uyumuyor, yemek yemiyor gibi zorlukların yerine demek ki başka şeyler alacak, çocuk yetiştirmek hergeçen gün daha da zorlaşacak.Ama doğru bir eğitimle, profesyonel yardımla bunlarında üstesinden de geliriz diye düşünerek rahatladım.

Ertesi gün iş olduğu için 16,00 gibi yola çıktık, eray öğlen uykusunu atladığı için arabada da uyumadı kucağımda 2,5 saat zapetmek zorunda kaldım, babasının yanına geçmeye çalışıyor, kucağımda tepiniyor ,çığlık atıyor, ağlıyor bu kadar zor bir gün geçirdiğimi hatırlamam ,o kadar zordu ki oturup ağlayacaktım.Eve vardığımızda artık kollarım tutmuyordu.Eşim 20 gün sonrada Ankaraya gideriz diyordu, şimdi o günkü yolculuktan sonra buradan kendisine sesleniyorum ne ANKARASI:)

Not:Fındık farem,kitap kurdum,kara kuzum,uğur böceğim hani sen büyük çok büyük adam olacaksın ya seninle röportaja geldiklerinde hani ilk kimi öptünüz diye abuk sabuk sorular soruyorlar ya size ne diyemezsen eğer 20 aylık iken Eftelyayı öpmüşüm dersin.

Not2:Fotoğrafta Eray 5 aylıkken.