Eray 1 yaşında iken,ilk saç kesimi
Bugün kötü bir günümdeyim, kafam bir dünya. Oh alıştı diyoruz bir gün geliyor bir bakıyoruz hoopppp başa dönmüşüz. Bu her başa dönmelerde, krizlerde kendimi acımasızca eleştiriyorum hangisi daha doğru diye.Sonra diyorum ki bu gibi durumlarda galiba doğru ya da yanlış yok insanın kendisini nasıl hissettiği ile yada şartlarla alakalı bir durum var ortada.
Kimi anneler iki aylıkken çocuğunu bakıcıya yada aile büyüklerine bırakıp işe dönebiliyor kimisi ise tek kalemde herşeyi bırakıp çocuğumu kendim büyüteceğim diyor. İşte bu aşamada hisler ve şartlar devreye giriyor.Kimileri şartlar uygun olduğu halde ben çalışan anne olarak çocuğuma daha verimli olurum düşüncesinde,kimisi ise ne kariyeri bu dönemde çocuğun ihtiyacı olan en önemli şey anne diyerek iş hayatına uzun bir müddet ara verebiliyor.
Diyorum ya bu konuda doğru ya da yanlış yok.Ben aslında hislerimden çok eminim ama şartlarım uygun değil.Şahsen kreş yaşına kadar(3-4 yaş)çocuğa annesinin bakmasından yanayım.Eşimle çok düşündük Eray doğunca. Eray bu yaşlarda ev aldık aldık ondan sonra eğitimine yatırım yapmak istememiz nedeniyle çok zora girecekti herşey.
Evet kirada değildik kayınpederimin evinde oturduk(zaten o yüzden para biriktirebildik) 4 yıl ama küçücüktü tontalağımın kendisine ait bir odası olamayacaktı, bundan daha önemli olan o çevrede(benim için aile kadar çevrede çocuğun yetişmesinden önemli bir faktör, o çevrede mutsuz bir anne olarak mutlu bir çocuk yetiştiremezdim.) hiç büyümesini istemiyordum.Karar verdik ortalama 5 yıl sürecek yüklüce bir borca girip evimizi aldık, bir yılı bitti bile.
Bunları şimdi neden mi anlatıyorum,tontalağımın iki gündür işe gittiğimiz için verdiği tepkiler canımı o kadar acıttı ki yazma ihtiyacı hissettim. Bir gün bu yazıları okurken ayrılmanın bizim içinde hiç de kolay olmadığını görsün istedim.
Uzun zamandır (annanenin bizim evde baktığı zamanlar)biz işe giderken uyuduğu için rahattık. Kalktığı zaman tüm odaları dolaşıp anne yok ,mama getirecek deyip huzursuzluk çıkartmıyordu. Dün sabah 06,30 da kalktı biz işe gidemeden ,babasının giyindiğini görünce kendiside hazırlanmaya başladı.Annanesini görünce çıldırdı(annanenin evde olması demek anne-babadan ayrılmak demek), kadının yüzüne kapıyı çarptı, odaya girmesine izin vermedi.
Eğildim gözlerinin içine baktım(tüm çocukları aynı kalıptan çıkmış gibi aynı kefeye koyan uzmanlar var ya hani diyorlar ya hırsız gibi kaçmayın,gözlerinin içine bakıp işe gideceğini söyleyin, anlatın)Ben işe gideceğim, para kazanacağım ,akşam olunca eve geleceğim ,sana mama getireceğim sen annanen ile evde kal tamam mı dedim, ortalığı yıktı ağlamaktan.Uzun bir süre odadan çıkmamıza izin vermedi, anlattıkça anlattım konuştukça konuştum tontalak ise her cümlenin sonunda çığlıkların şiddetini daha da arttırdı.İşe geç kalacağımız için annane zorla diğer odaya geçirdi erayı çığlıklar eşliğinde kapıyı kapayıp asansöre binerken bile sesi geliyordu kulağıma.
Telefonda dedim ki ahretliğime şimdi bu çocuk demez mi arkamdan kadın gözümün içine baka baka gitti diye.
Bu sabah ohh uyuyor dedik, işe geldikten yarım saat sonra telefon çaldı, arayan annemdi. Ayla yeni kalktı çok ağlıyor anne diye telefonu sana veriyorum konuş dedi. 15 dakika tontalağı ikna etmeye çalıştım.Telefonda bir an sessizlik olunca anne anne diye bir seslenmesi var ki,yok oğlum buradayım kapamadım dediğimde rahatladı.İkna edebildim mi hayır tabiki telefonu bile çok zor kapadım, sinirlerim çok bozuldu.
Bu dönemlerde beynime ve kalbime hiç söz geçiremiyorum,tercihimizi sürekli sorguluyorum