Cuma, Eylül 12, 2014

Ödül şart

Oluyor bazen bana böyle. Yani anlatacak çok şey varken yazmaya başladığım anda aklımdakilerin birden sağa-sola kaçışmaya başlaması durumu. Uğraşmıyorum artık eskisi gibi. Koşmuyorum artık  peşlerinden. Durulduğu zaman alıyorum elime klavyeyi (kalem diyebilmek çok isterdim, eskisi gibi kağıda dökebilmek) artık aklıma ne gelirse.

Bak şimdi aklıma ne geldi.Bir anı. Bugün cuma ya, benim evlatçığım da okula başladı ya, benim evlatçığım da artık forma giyer oldu ya oradan düşüncelerime takıldı.

Benim bir gri eteğim, iki sarı gömleğim bir de lacivert hırkam vardı okula giderken. Bizim zamanımızda nerede görülmüştür formalardan şimdi ki gibi üçer-beşer tane alındığı. Dikkatli giymeyi de malımızın kıymetini de çok iyi bilirdik biz.

Cuma akşamı mutlaka çamaşırlar yıkanırdı ki pazar günü formalar ütüye yetişsin. Nerede şimdi ki kurutucular. Otomatik makineyi bulursan öp de başına çal. Ay ne korkardım o merdaneliden. Annem kolunu kaptıracak diye başında beklediğim çoktur. Ah bir de kadın kolunu merdaneliye kaptırdı haberleri yok muydu? Travma üzerine travma yaşattığı bana doğrudur.

(Burada kocaman bir parantez açalım.Aman zamane anneleri biz böyle büyüdük travma mı yaşadık diyen bir grup var ya. Siz öyle zannedin bal gibi de travma üzerine travma geçiren bir neslin çocuklarıyız biz. Sadece farkındalık düzeyi çok düşük.

Köpeklerden korkardık çünkü hav hav gelirdi
Karanlıktan korkardık çünkü öcü gelirdi
Sosyalleşemeye hiç çalışma çingeneler bizi kaçırırdı.
Fikrini beyan etme sakın çocuklar büyüklerin lafına zinhar giremezdi.
Travmalıydık, özgüven sorunu falan yaşardık ama mutluyduk yani kendi adıma diyeyim ben muyluydum. Çünkü beklentilerimiz de hedeflerimizde çok yükseklerde değildi Ya şimdi...Kapa parantez)

Ne diyorduk cuma çamaşırlar yıkanırdı :)Şimdiki çocuklarla ve şartlarla durum daha farklı. Adam dört gün okula gitti bir yığın çamaşırla eve geldi. Cuma'yı bekleseydik çocuk çıplak kalırdı. Zamane çocukları ve yeni şartlar cuma seremonimizi bile değiştirdi.

Yazıya son verecekken cep telefonuma şimdi mesaj geldi. Öğrenci kimliğini göstererek bilmem ne çekilişine katıl bilmem neyin %25 indirimden yararlan diye. Ne öğrencisi ya, öğrencilik hal mi kaldı, üzerinden kaç yıl geçti diye söylenirken durdum. Bir süre sustum ve birazcık düşündüm. Veeeeee

Aslında ben hala öğrenciyim. Tamam kabul ediyorum biraz sonra yazacağım cümleler kesinlikle çok klişe ama yerine yazacak cümlelerde bulamadım ki.

Aslında hepimizin öğrenimi hala devam etmekte. Sınavlardan geçiyoruz ve bu sınavların bir sınav takvimi yok. Pat diye hayatımıza dokunan bir yerden sınava tabi tutuluyoruz. Sonuçlar bazen yüz güldürüyor bazen gözyaşı döktürüyor bazen de çok ama çok can yakıyor.

Yo yo yooo kopya çekmeyi unut. Hem kimden çekeceksin ki. Öyle birşey ki bu arkadaşının yola devam etmesine sebep olan şey seni yolda bırakabilir. Yolu bırak dipteyim, sondayım, depresyondayım şarkısında sana tempo tutturabilir. Keşke sonuçları baştan bilsek ya da dur ya hiç bilmesek. Bilerek yaşayamam ben hem hiç heyecanlı da olmaz. En iyisi yaşayarak öğrenmek.

Öğrenci olursun da ödev olmaz mı hiç. Öğrenciyi tanımlayan zaten bu iki kelime. Sınavlar ve ödevler. Bazen bu ödevler yoruyor insanı hatta mengeneye sıkışmış gibi hissetmene bile neden  oluyor. Ayla çocuğun okuluna koş, Ayla ütü yap, Ayla erken kalk işe git, Ayla yemek yap, Aylaaaaaaa..

Öğrencilerin motivasyona ihtiyacı var yoksa mazallah devamsızlıktan çakar. Ödüller mesela. Tontalak 'annecim ımmm yemek de çok güzel olmuş' dedi ya pazar günü bundan daha iyi ödül mü olur. Ya da bizim bey yoruldun diye yemeğe çıkardığında. Minik minik sürprizler oyy yemede yanında yat. Yok yok mirim ödül şart. Hem de tüm öğrencilere şart.

Bu okulda çömezliğim geçip kıdemli öğrenci olmaya başladıkça daha çok öğrendim ben. Anlamıyorum dediğim insanları anlamaya, tanıdım dediğim insanları aslında hiç tanımadığımı öğrendim zamanla.Bakış açım değişti hatta bazı olaylara ve durumlara karşı. Çok öğrendikçe çok yalnızlaştım. Neyse ya şimdi bu çok başka.

Derim ki ödül şart. Sınavlarda çok zor. Zaten sorular da genelde insanın en beklemediği yerlerden gelir.

En iyisi ben bu akşam bir makine çamaşır atayım..



Hiç yorum yok: