Salı, Mayıs 25, 2010

Geçici Şuursuzluk

ördek

Cumartesi akşamı arkadaşlarımız çaya geldi ,Eray kendi arkadaşını görünce o kadar çok sevindi ki her ne kadar anlaşamasalar da Eray birlikte oynamayı denedi. Aynı şeyden iki tane olmasına rağmen her ikiside diğerinin elindekini istedi. Diğeri öbürünün elindekini alsada kriz çözülmedi yine elindeki başka şeyi istediler bu böyle gece boyu devam etti. Aslında benim anlatmak istediğim başka bir şey var. Öyle bir şey yaptım ki hala kendimi affedemiyorum

ördek1

Çay içme faslına geçilince çocuklar mama sandalyesine yerleştirildi, tabaklar hazırlandı, çaylar döküldü. Sanki aklıma gelmiş gibi çaylar masada erkekler çocuklara sahip çıkın dedim bende arkama dönük birşeyler hazırlıyordum,işim bitip önüme dönünce Erayın uzanıp çayı eline döktüğünü gördüm. Erayın yüzünün şekli değişti ağlayacak ama biri aaaa yokmuş birşey diye şaklabanlık yapsa sanki o acıya da dayanacakken annesi çocuğum yandı diye çığlık atınca Eray da kıyameti kopardı.

Sakın ilk müdaheleyi yapmak için Eray'a koştuğumu zannetmeyin çığlık attığım gibi koşarak mutfaktan pire gibi zıp zıp zıplayarak diğer odaya koştum(sağlık kartını ve güya Erayın montunu arıyorum).Eşim sen ne yapıyorsun Ayla buraya gel diyor ama benim dizlerimin bağı çözüldü sadece doktor doktor doktora gitmemiz lazım diye zıplıyorum.

Mutfağa döndüğümde eşim ve arkadaşım Eray'ın kolunu soğuk suda yıkıyordu.Ayla sen ne yapıyorsun diye tekrar kızıyor buz çabuk buz ver diyor ama ben hala doktora gitmemiz lazım diye ortalıkta şuursuz şuursuz dolanıyorum. İlk müdale yapıldıktan sonra doğruca yakındaki hastaneye gidildi.

salıncak

Eray arabada hemen sakinleşti, bileğini kıpkırmızı görünce sinirlerim iyice bozuldu. Doktor hemen baktı 1.derece yanık çok önemli değil hemen ilaç süreriz sararız inşallah sabaha hiçbirşey kalmaz dedi.Su toplamasını beklemiyorum ama toplama ihtimali var o zaman yarın şırınga ile suyu çekip şöyle böyle yapcaz diye anlatmaya başlayınca artık nasıl bir yüz ifadesi takındıysam doktor sırtımı sıvazladı annesi lütfen birşeyi yok ki üzülme hani olursa diye anlatıyorum dedi.

Dışarıdan gelen kesin çocuğun değil benim yandığımı düşünür, Hastanede Eray'ın çoktan keyfi yerine geldi her doktoru gördüğünde kafasını sallayıp kolunu uzatıp aç aç aç dedi, çünkü sargıyı doktor sarmıştı o nedenle doktor açmalıydı.Doktorla anlaşma yaptılar eğer bu ağrı kesiciyi içersen kolunu açacağım dedi. Şurubu çok sevmesine rağmen çocuk gibi kandırıldığını anlayan akıllı bıdık şurubu içmedi hemşire küçük kabın ağzını kapatarak evde içerirsiniz diye bize verdi.

ordek5

Arabayla eve dönerken eşim ilk ve son kez konuşuyorum bu konuyla ilgili evde misafir var sakın surat asma, insanları rahatsız etme bu bir dedi.İkinci olarak sana bu akşam inanamadım nasıl böyle birşey yaparsın eğer evde yanlız olsaydın demek ilk müdaheleyi yapamayacaktın. Böyle durumlarda soğukkanlı olman ve hızlıca davranmak gerekir bunu bilmiyor musun diye konuşmasını sürdürdü de sürdürdü. Ben haklısın diyebildim sonra ama sende belayı çağırdın dedim.

Öğlen annenden dönerken eve yakın Acıbadem hastanesini görünce dur Ayla şuraya bakayım acil durumlarda buraya geliriz, bir telefon alayım demiştin akşam burada bulduk kendimizi işte belayı davet ettin dedim. Aslında alakası yoktu ama hem suçluluktan hemde sinirden ağzımdan öyle çıkıverdi.

Eve döndüğümüzde Eray'ın neşesi gayet yerindeydi ama ben gece yatakta oturdum pek uyumadım. Anne bak çocuk birşey içerse kusturmayın , anne çocuk yanarsa şöyle yapın anne çocuk düşerse böyle yapın diyen çok bilmiş ben hiçbir müdahele yapamadım ve tüm gece kendimi suçladım. Ama bu bana ders oldu inşallah Allah böyle acılar göstermesin ama şuurumu geçici olarak da olsa bir daha asla kaybetmeyeceğim

. ördek2

Not : Eray tüm gün evde olunca eşimle işten çıkar çıkmaz koştura koştura eve gidiyoruz hemen bir yandan yemek,bir yandan Eray'ın kendisi ve çantası hazırlanıyor. Sonra başlıyoruz keşife.

Fotoğraflar Göktürk de bir dürümcünün bahçesinden. Kahve,çay ve dondurmada bulunuyor .Eray kazlardan çok hoşlandı peşlerinde bir müddet koştu yakalamayınca peşlerini bıraktı. Mekanın içi ise çok ilginçti dekor olarak eski bir Ferrari bile vardı.

Pazartesi, Mayıs 24, 2010

Yok öyle çalınmaz böyle çalınır

eray düğün1

Kendimi bildiğimden beri düğün, kına gecesi, piknik gibi organizasyonlardan hiç hoşlanmadım. Hatta bekarken annem bilmem kimin düğünü var gideriz di mi Ayla dediğinde 'asla' derdim annem de bakalım seni düğününe kim gelecek derdi. Sonra serzenişine devam eder işi ajitasyona kadar götürürdü.Herkes kızıyla gidiyormuş iki kızı varmış , düğünlerde kızlarıyla boy göstermek istiyormuş, şansı hiç yokmuş vs vs vs.

 Annemin ahları bir yerden çıkması lazımdı.Çok kalabalık bir aileye gelin gittim ve yazın o kadar düğün oluyor ki istersen gitme.Dün akşam eşimin akrabasının düğünü vardı. Çok eğlendim çok sebebi düğünlere karşı önyargımın değişmesi değil tabi akıllı bıdığımın çok eğlenmesi. Bir dakika yerinde durmadı ,davul zurna ve köçek ekibi gelince şaşkınlığı bir kat daha arttı. Bir ara davulcunun davul çalmasını beğenmeyip tokmağı eline alıp güm güm vurdu

 eray davul1

Sonra köçeklerin karşına geçti(Her ne kadar etek giyip gerdan kıvıran erkekler hoşuma gitmese de)el çırptı

eray düğün 2

Eray için çok güzel bir akşamdı.Hatta eşim hadi kalkalım deyince aa ne çabuk bile dedim yani o kadar çok eğlendim.

İlk düğün :Kader abinin düğünü 23/05/2010
İlk nikah : Halanın nikahı 07/02/2010

Cuma, Mayıs 21, 2010

Himalaya dağının eteklerinde höykürmek istedim

Oburiksim ilk doğduğu andan itibaren uykuyu özellikle gece uyumayı sevmedi.Önce 40 çıksın sonra 3 ayı dolsun 6 ayı dolsun yaşını bitirsin diye diye 21 aya kadar geldik.Bir ağrısımı var diye sürekli kendimizi doktorumuzun kapısında bulduk. İşin garip yanı geceleride huzursuz bir bebek değildi sadece uyumuyordu.Gece geç yattığı gibi gündüz de çok uyumuyordu.

Okuduğum kitaplarda, makaleler de bu aydaki bebek gece 12 saat gündüzde 2 saat toplamda 14 saat uyur diye yazınca iyice çıldırıyordum .Önce gece ile gündüzü ayırt etmeyi öğretemedik diye yüklendim kendime ama gece uyumayıp bütün gün uyuyan bir bebek değildi ki. Doktorumuz bu konuda çok sabır gösterdi bize bazı bebekler uykuyu sevmez eray canlı, kanlı çok sağlıklı bir bebek diye beni sakinleştirdi.

Bu süreç bizi çok yıpratmış olsada bu durumu kanıksadık .Bu sürece gelene kadar neler yapmadık ki Sabah çok erken kaldırıp erken öğlen uykusuna yatırmaya sonrada akşam erken yatırmaya çalıştık, bi süre öğlen hiç yatırmadık mesela bunun gibi bilmem kaç kombinasyon denedik ama erayda işe yaramadı. Çok uykusu olsada illa gece 01,00-02,00 gibi yattı.

Geçen gün arkadaşımla öğlen yemeği yerken akşam erken yatsın diye öğlen uykusunu atladık bir süre yinede işe yaramadığını anlatıyordum.Bekar ,hiç çocuk yetiştirmemiş bir kız lafın ortasına girerek alıştırmaya bağlı, bu konuda alıştıramamışsınız dedi işte o an benim bittiğim andı. Sakın yanlış anlaşılmasın ben çocuk ,genç, yaşlı her kim olursa olsun tecrübelerini küçümsemem herkesten birşeyler öğrenebileceğime inanan biriyim ama saçlarını sallaya sallaya kendinden çok emin bir tavırla bence ukalaca ALIŞTIRAMAMIŞSINIZ diye ahkam kesmesi beni benden aldı başka bir şeye dönüştürdü. 7 aylık hamile olan arkadaşım gözlerimdeki çakan kıvılcımları görmüş olmalı ki konuyu değiştirdi.

Eğer dün bu yazıyı yazsaydım neler yazardım neler sayardım bir bilseniz:) neyseki sakinleşmeyi beklemem iyi oldu.Bu zamanda yazacak yazımın başlıkları kafama dam dam vurdu
Ordinaryüs profesörden inciler
Ordinaryüs profesörün son kitabı' Çoçuğu uykuya alıştıramamanın nedenleri'
Mankafa anne ile ateşböceği
Himalaya dağının eteklerinde höykürmek istedim
Göksu ırmağının kıyısında oturdum ağladım(Paulo Coelhonun kitabının ismi ama ırmak göksu değil Piedra)

Ah aklıma gelenleri keşke yazsaymışım sinirliyken daha çok yaratıcı oluyorum

Not: Çevremizde bolca bulunan çık çıkcılar, her çocuğu aynı kefeye koyan çok bilmişler, çocuk yetiştirme konusunda ordinaryüs profesörler olduğu müddetçi ben bu başlıkları çok kullanırım çok

Pazartesi, Mayıs 17, 2010

Yedimse yedim

dondurma1


dondurma

dondurma3

İlk dondurma 16/05/2010 :)

Yok öyle ekmek elden su gölden

su3

Kalafat malikanesinde herkesin görev dağılımı bellidir. Oburiks geçen sene misafir dedik bu görev dağılımına dahil etmedik. Misafirlikte bir yere kadar di mi ama. Görev dağılımı hafta sonu tekrar düzenlendi. Buna göre;
çiçek sulamak
yıkanan terası çekçek ile temizlemek
derli toplu çekmeceleri annesi tekrar düzeltsin diye dağıtmak
yemek dolabındaki fotoğrafları, bibloları anne rahat silsin diye aşağıya indirmek
baba rahat silsin diye su biberonu ile yerleri ıslatmak
koltuk mindelerinin altını süpürmemiz için minderleri aşağıya indirmek
aynalara el izini bırakmak
mutfak dolabının tekrar düzenlenmesi için kap,kaçak ne var ise aşağıya indirmek

Acaba diyorum çok mu yüklendik oburikse:)


su2

Oburiksin sorumluluklarının bilincinde bir çocuk olarak yetişmesini çok istiyorum. Ama herşey o kadar ince çizgi halinde çizilmiş ki. Yaşına uygun olmayan iş verip kendisini başarısız hissetmesine ya da çok kolay iş verip tembelliğe alıştırmak istemiyoruz.

İş yaparken o kadar hevesli ve meraklı ki küçük olsa bile yapamazsın edemezsin lafını kullanmıyoruz yapabileceği birşeyler veriyoruz, erkek adam iş yapmaz mantığını çiçekle (niye şiddetle olsun canım) kınıyoruz:)

su1

Çarşamba, Mayıs 12, 2010

Kaliteli zamanmış

Aylacığım sen çalışıyorsun senle ben aynı olamayız deyince
Ben de zannettim ki senin işin benden daha zor diyecek
Aslında sevmem karşılaştırmaları ama cümleye öyle başlayınca
Ne bileyim öyle diyecek sandımdı
Sen çalışıyorsun eve gelince tüm gün görmediğin için çocuğunla kaliteli zaman geçirirsin
Halbuki ben öylemiyim tüm gün yapışık ikiz gibiyim, temizlik yemek derken geçirdiğim zaman çok kalitesiz.
Aslında bu dialog aramızda geçeli 2-3 ay oldu
Ama
İşten çok yoğun bir gün geçirip eve gidince
Akşam için yemek hazırlayınca
Mutfağı toplayıp bulaşık makinesini çalıştırınca
Oburiks babayla parka gönderilip ertesi gün için 2 çeşit yemek ocağa konulunca
Misafirler gelirse rahat ederiz diye kocaman bir tencere buzlağa atılması için annem ile birlikte zeytinyağlı dolma sarılınca
Makine dolu olunca tekrar dağılan mutfağın bulaşıklarını sinirden elde yıkayınca
Dağılan evi toplayınca
.
.
.

Bu dialog tüm gece kafamın içinde dolandı durdu

Kaliteli zamanmış
Pehhh

Pazartesi, Mayıs 10, 2010

Kırk kapının ipini çektik

Hep çalışmaktan mı yorulacağız biraz da gezmekten yorulalım dedik düştük yollara. Aslında yeni evimize taşınalı 6 ay oldu ama çevreyi hiç bilmiyorduk. Fırsat bu fırsat dedik sırt çantamızı taktık, Eray'ın arabasını aldık başladık gezmeye. Ara sokaklara girdik, mağazaları ezberledik bilmem kaç km yapıp gittiğimiz çocuk kuaföründen on kat güzel bir çocuk kuaförünü dibimizde görünce şaştık kaldık. Ara sıra mola verdik

. park1

Kaydırağa çıkıp tek başına kayınca o kadar çok gururlandım ki gören çok prestijli bir okulda çocuğumun burs kazanmış olduğunu zanneder:) Eşim bir keresinde dedi ki meğer seni eğlendirmeye gelmişiz parka. Kaydırağa çıkınca, atlayıp zıplayınca elimde değil büyük başarı elde etmiş gibi çığlık atmaktan kendimi alamıyorum, bu kadar büyüdüğüne inanamıyorum.

park3

Sıcak bizi yorunca Starbucks da bir kahve molası verildi. Eray annem çabuk çekse de şu pastayı yesem modunda ,ağzının suları akıyor.

strasbuck

Arabada gezerken uyunca koştura koştura eve gittik, bu arada bizde biraz dinlenme fırsatı bulduk. Eray kalkınca yemeği yedirildi hediyemizi alıp babaannenin anneler gününü kutlamak için yollara çıkıldı. Babaannesine girer girmez mama demez mi.Bu çocuk hep böyle yapıyor, hangi eve gidersek gidelim mutfağı göstererek mama diyor, tok evin aç kedisi ne olacak.

park2

Sonra Ortaköy'e anneanneye akşam yemeğine gidildi. Yemekler yenilince teyzemiz dondurmalar benden hadi sahile gidiyoruz dedi

ortaköy3

Gittiğimiz yerde mama sandalyesi aramaktan, var ise leş gibi olmasından dolayı küçük mama sandalyemizi hep yanımızda taşırız .Eray cam kenarına oturtuldu, tekneler geçince eliyle göstererek ayyy dedi. Arkamızda oturan genç sevgililere dönüp dönüp baktı, uzun süre konuşmalarını dinledi. Gençlerinde dikkatini çekince bu durum Eray'a laf atmaya başladılar Eray da durur mu yanlarına gitti, ortalarına oturdu, muhabbetlerini bozdu.

ortaköy2

Gecenin sonunda Eray teyzede anne yarısıdır diyerek hem anneler gününü hem de gece için teşekkür etti, el öperek teyzesinin duygulanmasına sebep oldu

teyze el

Cuma, Mayıs 07, 2010

Ohhh 4 yaşına kadar kurtulduk

doktor

Bugün Eray'ın Hepatit A ikinci doz aşısı vardı,artık 4 yaşına kadar aşımız yok. Allahtan aşı vurulunca bir iki mızıldanıyor sonra oynamaya devam ediyor, bu konuda şanslıyız. Boyuna,kilosuna, karnına, boğazına, kulağına her bir yerine baktı maşallah her şey yolunda imiş.

Dün akşam 20 aydır Şükrü beye gidiyoruz ama Eray'ın hiç resmi yok diye düşündüm. Sabah da gider gitmez fotoğraflarını çektim .6 ay öncesine kadar doktorunu çok severdi ,sarılırdı öperdi ama şimdi görür görmez kaçıyor.

Şükrü beye göre artık bağlantı kuruyor aşı ile ya da başka olumsuz şey ile ondan dedi. O nedenle kıpır kıpır kucağından inmek istedi doğru dürüst çektirmedi. (Fotoğrafta da görüldüğü gibi çok tedirgin her an kendisine kötü bir şey yapılacakmış gibi etrafı kolaçan ediyor:) )

Kilo = 15.400
Boy = 90 cm

Babası ile Eray oynarken annede ortapedi de muayene oldu. Uzun zamandır boynumdan koluma, enseme yayılan bir ağrı vardı. İlk etapta ilaç verdi haftaya tekrar gidilecek kemik ölçümü yapılacak. İlaçlarla ağrı geçmezse mecburen emara girilecek ona göre bir tedavi belirlenecek. Tabi ağrı geçince birkaç egzersiz verildi bilgisayar karşısında tüm gün çalıştığım için onlar yapılacak. Bugün ağrım çok ağrı ile doğru orantılı keyfim hiç yok. İnşallah ilaçlar iyi gelir.

Çarşamba, Mayıs 05, 2010

Bi bi bi anlattı annesi de şaştı kaldı

Anne tüm gün çalışmış eve yorgun döner, daha kapıdan bile içeri girmemişken, ayakkabılarını bile çıkarmamışken fındık kurdu sağ işaret parmağını avucunun içine vurarak bi bi bi bi der.

Annesi anlattıklarından anladığı kadarıyla o gün annane çok yaramazlık yapmıştır. Yemek dolabının üstündeki bibloyu alırken anneanne engeline takılır. Sandalyeye ,oradan masaya ,oradan yemek dolabına ,oradan televizyona ulaşarak karıştırmak isterken tekrar annane tarafından engellenir. Mutfaktaki çöp kutusunu karıştırmak isterken annanesi yine işine karışır. Ocağın gazını açınca annanesi tarafından oradan hızlıca uzaklaştırılır. Mama diyerek istediği bebe biskuvileri un ufak edip ortalığı batırınca süpürge ile çekilince fındık kurdu yine bu işe bozulur.

Anlayacağınız o gün annane fındık kurdunu çok fena üzmüştür. Annesi fındık kurdunu kucağına alarak konuşur. 'Aşkitom haklısın annanen çok yaramazlık yapmış ama 50 sinden sonra insanlar biraz huysuzlaşır artık idare ediver' denir. Artık idare eder mi bilmem ama en azından annesini dinlemiştir.

Not: Şaka bir yana o gün bilmiş Eray çok yaramazlık yapınca(yukarıda yaptıkları hepsi gerçek )canı burnuna gelen annane tarafından annen gelsin yaptıklarını bir bir bir anlatacağım(zaten bu lafada yabancı değil) diye tehdit edilince daha içeri bile girmeden annanesinden hızlı davranarak bi bi bi diyerek annanesini şikayet edince annanesi ve annesinin ağzının açık kalmasına sonrada şen kahkalar atmamıza sebep oldu. Söyleyin blogdaşlar şimdi bile böyleyse ileride ne yapacağım ben bu çok bilmişle.

Salı, Mayıs 04, 2010

İlk Öpücük

Şaşkın eray

Pazar günü arkadaşlarımızla Adapazarı'nda bulunan diğer arkadaşları ziyaret ettik. Hem bebek görme(artık 15 aylık oldu biz görene kadar), hem de yeni ev aldılar hayırlı olsun bahanesiyle çıktık yola.Erayın annesi yola çıkarken ne hayaller kurmuştu halbuki, eray araba koltuğuna oturur oturmaz uyuyacaktı annesi de rahat rahat kah arkadaşı ile sohbet edecekti, kah çevreyi seyredecekti kah şarkıya eşlik edecekti ama tabiki bunların hiçbiri olmadı. Araba koltuğuna oturmadı kucakta gitmek istedi bir türlü uykuya dalamadı biraz huzursuzluk yaptı ama bunlar aslında hiçbirşeymiş.

Adapazarına vardığımızda güzel bir kahvaltı etti, kalabalık ortamda uyuyamadığı için öğlen uykusunu atladı bu bizim için aslında bir kabusun başlangıcı idi. Neyse aslında ben bunlardan değil başka şeyden bahsetmek için yazmaya başladım. Erkekler herzaman ki alıp başlarını dışarıya gittiler biz üç kadın ve üç çocuk başbaşa kaldık.

Genelde çığlık kıyamet olan evde bir an bir sessizlik oldu. Herkesin aynı anda dikkatini çekmiş olmalı ki bu sessizlik kafayı çevirip çocuklara baktık ,bir de ne göreyim Eftelya başını uzatmış Erayda karşılık verdi dudaktan öpücük kondurdular birbirlerine .O an ki şakınlığımı dünyadaki hiçbir kelime ,hiçbir cümle anlatamaz .Sonra bir daha öpücük kondurdular dudaklarına hiçbir tepki vermedim, biliyorum ki ben birşeyi yapma etme dersem ters tepeceğini. Sonra eftelya(eraydan sadece 21 gün büyük) tekrar öpecek gibi yapıyor ama öpmüyor kaçıyor, sonra tekrar erayın yanına gelip öpecek gibi yapıyor tekrar kaçıyor bu 3-4 kere tekrarlandı .Eftelya kaçınca Eray olduğu yerde ellerini gel gel yaparak hadi hadi diyerek ikinci dalga şokunu yaşamama sebep oldu, sürekli ama sürekli hadi hadi mi diye tekrarlayıp durdum.

Ben oğlumu dudaklarından asla öpmem , babasından beni kıskandığı için(aslında herkesten kıskanıyor annemin sarılmasına bile tepki veriyor) zaten bizi yanyana bile oturtturmaz acaba nerden görmüş,öğrenmiş olmalı diye düşünmeye başladım. Resmen kendimi sorguladım yanında dizi seyrediyoruz acaba oradan mı gördü, içgüdüsel miydi, oyun mu zannediyorlardı kafam kazan gibi oldu.Bunların başımıza geleceğini biliyordum ama daha zamanı var nasılsa ne tepki vereceğimize, nasıl davranacağımıza sonra karar veririz diyordum.Birde bıcır bıcır konuşmaya başlayınca zor sorular sorunca biz ne yapacağız.

Uyumuyor, yemek yemiyor gibi zorlukların yerine demek ki başka şeyler alacak, çocuk yetiştirmek hergeçen gün daha da zorlaşacak.Ama doğru bir eğitimle, profesyonel yardımla bunlarında üstesinden de geliriz diye düşünerek rahatladım.

Ertesi gün iş olduğu için 16,00 gibi yola çıktık, eray öğlen uykusunu atladığı için arabada da uyumadı kucağımda 2,5 saat zapetmek zorunda kaldım, babasının yanına geçmeye çalışıyor, kucağımda tepiniyor ,çığlık atıyor, ağlıyor bu kadar zor bir gün geçirdiğimi hatırlamam ,o kadar zordu ki oturup ağlayacaktım.Eve vardığımızda artık kollarım tutmuyordu.Eşim 20 gün sonrada Ankaraya gideriz diyordu, şimdi o günkü yolculuktan sonra buradan kendisine sesleniyorum ne ANKARASI:)

Not:Fındık farem,kitap kurdum,kara kuzum,uğur böceğim hani sen büyük çok büyük adam olacaksın ya seninle röportaja geldiklerinde hani ilk kimi öptünüz diye abuk sabuk sorular soruyorlar ya size ne diyemezsen eğer 20 aylık iken Eftelyayı öpmüşüm dersin.

Not2:Fotoğrafta Eray 5 aylıkken.

Perşembe, Nisan 29, 2010

İlk Resim

ilk resim

Ressam burada yarattığı düşsel gerçekçilik, betimlediği gerçekdışı düşsel mekan ve garip düşsel imgelem ile bir karşıtlık mı yakalamak istedi ya da annesi gezmeye çıkarmıyor diye sessiz çığlıklarını(!),karmaşık ruh halini mi kağıda döktü. Evet evet bildiniz kara kuzumın ilk resmi, aslında kağıt üzerinde karamaları vardı ama boya kalemleri, resim defteri ile ilk profosyenel denemesi:)

resim2

Akşam Canım Ailem dizisine takıldığı için bir türlü resim çizmeye (yada karalamaya desek daha doğru olur) konsantre olamadı.Aslında bu kadar çok televizyona takılması ise bir ilkti.Şöyle resim çizerken net bir fotoğrafını çekemedim, hepsi flu çıkmış. Artık pastel boyalarla yapacağımız denemede net bir poz yakalarım umarım

 resim1

Salı günü yıllık iznimizden bir gün alıp Erayla vakit geçirelim istedik.Hava çok rüzgarlı olduğu için dışarıya çıkamadık bizde Forum İstanbula gittik, yine koştuk, oyuncaklarla oynadık, epey eğlendik ama sonu kötü bitti.

Eraya düştü ve dudağı patladı, epey bir kanadı,üst dudak oldu balon gibi sonra zamanla şişlik indi. Üstü biraz kabuk bağladı ama önemli olan üst dudağın içindeki yara. Yemek yemek istiyor ama acıyor olmalı ki kafa sallıyor , sonra tekrar yemek istiyor ama tekrar acıyor .Şu aralar yemek saatimiz biraz sıkıntılı olacağa benziyor. Tez zamanda geçer inşallah da kara kuzum tekrar neşeli neşeli mamalarını indirir mideye.(Forum İstanbul gezmesinden bir kare)

forum ist

Çarşamba, Nisan 28, 2010

Yok Oku ma ya ca ğım

Her gün kendime söz veriyorum Gazete okuyup sinirlerimi bozmayacağım diye Her seferinde gözüm bir habere ilişiyor Kendimle savaşıyorum Herzaman ki mağlup gelip okuyorum Sonra oturup ağlamak istiyorum Bu ruh hali tüm gün devam ediyor Evet Pervari'deki haberden bahsediyorum 'Pervari Belediye Başkanı DP’li İsmail Bilen, “Pervari küçük, hepimiz akrabayız. Olayı kapattık gitti kendi aramızda. Kapattık diye kaymakamsız, savcısız ve emniyetten habersiz yapmadık. Onlarla beraber yaptık” demiş. Ne yani olay bu kadar basit mi 8 öğrencinin 2 ve 3 yaşındaki masumlara tecavüz edip birisini ise öldürmeleri biz anlaştık tamam diyerek üstü örtülecek bir konu mu. Allahım diyorum nasıl bir dünyada çocuk yetiştiriyorum -yetiştiriyoruz Ve çok kaygılanıyorum.

Çarşamba, Nisan 21, 2010

Geçmişe kısa bir yolculuk

Ahretliğim demişti halbuki ben burnumun dikine gittim dinlemedim onu. Ayla blogun var nasılsa Eray'la ilgili notları kayıt altına al, insan sonradan unutuyor demişti, çok pişmanım çok. Daha çok pişman olmamak için yazmaya, kendim için not etmeye başlayacağım.

Ama önce geçmişe kısa bir yolculuk yapalım istedim, birkaç resimcik eklemek istiyorum, ilkleri ve beğendiğim resimleri eklemekle başlayayım işe.

İlk fotoğrafın 03/05/2008.Annen normal doğum yapıp o anı yaşamak çok istedi, ama maalesef acil olarak 38 haftanın başında sezeryana alındı. Son dört gün kalana kadar çalıştı seninle daha fazla vakit geçirebilmek için. 37 hafta kontrolüne doktorumuz tatilde olduğu için birkaç gün geç gittik, o gün muayene edip doğum şekline karar verecektik.

Öğlen saatleri idi ve doktorumuz çok rahat biçimde hadi öğleden sonra doğuruyorsun dedi ,yaşadığım şoku anlatmak için kelimeler yetersiz kalır. Düşünün doktordan sonra eksikleri tamamlamak için alışveriş için program yapıyorsunuz, hiçbir rahatsızlığınız yok ve doktorunuz güler vaziyette diyor ki öğleden sonra doğruyorsun. Yüzüm bembeyaz olmuş NST ye aldılar doktorumuz şu an iyi değilsin NST sonuçları iyi bir gün daha bekleyebiliriz yarın sabah 07,30 da burada ol diye eve gönderdi. O gece sabah olmadı, çok kötü bir gece geçirdim. Hala doktoruma çok kızarım o şekilde pat diye söylediği için.

ultrasyon

Hastanede ilk günün.29/08/2008 tarihinde 09.45 de merhaba dedin hayata. 3250 gr ve 52 cm dünyaya geldin. Ayılırken ilk hatırladığım bir hemşirenin hadi uyan Ayla çocuk güzel bir oğlun oldu demesi.

Koridordan odama alırlarken sesleri duyuyorum ama görüntüler belli belirsiz gözlerimi açmakta zorlandım ve sürekli üşüyorum çok üşüyorum dediğimi hatırlıyorum. Annemin ayyy dediğini bir hemşirenin de kadın bayıldı koşun dediğini duyduktan sonra gözlerimden yaşlar akmaya başladı, dediğim gibi ara sıra gözlerimi açtığım için sesler net ama görüntü çok az. Ve annem kalp, annem kalp sürekli bu iki kelimeyi sayıkladım ve ağlamaya devam ettim. Tercümesi şuydu, annem kalp hastası anneme bakın demek istedim. Çok şükür ki annem beni öyle görünce üzülmüş ve bayılmış sadece önemli bir şeyi yoktu.

hastanede ilk gün

Hastaneden eve gelip babanla ilk yatışın. Annenin çok yorgun ve ağrıları olmasına rağmen baban dönerde sana zarar verir diye saatlerce sizi izledi. (Bu arada beyaz ve sarı battaniye annenin bebeklik battaniyeleri, anneannenen yavrusunun yavrusu için saklamış)

Doğumunun 5. gününde yenidoğan sarılığı oldun ve doktorumuz önlem olsun diye bir gece hastanede yatırdı seni. Sen gelmiştin ama 5. günde yine yoktun ne çok ağladım bir bilsen zaten sütüm yeni gelmişti makine ile hem sütü çekip hem de katıla katıla ağladım saatlerce, üç saatte bir sütü hastaneye götürdük. Sabah tekrar kan alınıp test yapıldı, sarılığı düşmüş zaten önlem olsun diye tutuyorduk eve gidebilirsiniz denilince dünyalar bizim oldu.

Hastaneden eve geliş

Bir ara makineyi 1 ay kadar kaybettik ,maalesef o dönemleri fotoğraflayamadık.

ilk kabadıyalanman

Banyoyu hep sevdin hala çok seviyorsun hatta o kadar seviyorsun ki suyu seni sudan çıkarmak için yardımcı bir kuvvet lazım.

 sacın basımda düzgün değil

Uykuyu hiç sevmedin hala da çok uyuduğun söylenemez. Sabah 07,00 de ya da 09,00 yatıyordun ilk 6 ay. 6. aydan sonra sabah 04,00 de düştü ta ki 1 yaşına kadar. Şu an ise genelde 01,00-02,00 arası uyuyorsun. Çok uykusuz geceler geçirdik ama huzursuz bir bebek değildin sadece uyumayı sevmezdin, omuzda gezdirilmek isterdin. Gece anneannenin omzunda gezerken bir kare.

1

ilk jimnastik

























Bebekliğinden beri kimseyi yabancılamayan, hareketli bir bebektin. Hala da öylesin ilk gördüğün insana kucağını açıp seni gezdirmesini istiyorsun. Bu konuda ki anneannenin yorumu yok yok bu çocuk sokakta falan tek bırakılmaz baksana herkese gidiyor kaçırırlar bu çocuğu demesi. Erayı sokakta tek başına bırakmaya niyetimiz yok tabi, zaman bizim karanlıklara kadar sokaklarda oynadığımız zaman değil, konuda çok şanssızlar.

İlk defa baba dedin bak işte hangi aydı onu hatırlamıyorum:( Uzun bir süre baba dedin ama sonra babana eyoooo( erol) annene ayyaa(ayla) demeye başladın. Sonra baba ve eyooo kelimelerini bıraktın hala da demiyorsun baban çok üzülüyor baba dememene. Şu an dede, anniii, ayya (ayla) ayyy bebek, aç aç(kapıyı, su şişesinin kapağı hiç farketmez),aygaaa ( annen bu ayganın ne olduğunu bulana kadar canı çıktı ta ki babaannede aygaz diyen bir araba çıkana kadar onunla birlikte aygaaaa diye bağırıyorsun),mama(bunu da sıkca kullanıyorsun),aba(uzun süre emziğe aba dedin şu an ise memiiii diye bağırıyorsun), çıııııı(su), çısss(çaydanlık,tencere gördüğün zamanlarda),Allah Allah,al al bunun gibi birkaç kelime daha söylüyorsun ama şimdilik bunlar geldi aklıma.

2

Ameliyata girerken çok sakindim çünkü çok kötü uykusuz bir gece geçirmiştim vücudumdan sanki tüm enerjim çekilmişti. Sadece eşime ameliyattan çıkarken her şey yolunda olup olmadığını kulağıma fısılda demiştim. Henüz yarı baygın haldeyken çıkarken eşimin sesi hala kulağımda aşkım her yerine baktım elleri, ayak parmakları tastamam:)sağlıklı bir bebeğimiz oldu. Bu fotoğrafa bakarken nedense hep o anı hatırlarım, baksanıza babam yanlış saymıştır belki diye inanmamış kendi sayıyor, Bir, iki ,üç....

3

Çok yaşaaaa. Mutlu, sağlıklı, huzurlu ,başarılı ve sevdiklerin ile birlikte koca bir ömrün olur inşallah küçük adamım.

. çok yaşa

İlk oturuş:) 01/03/2009. Anne gülecek mi?, anne beni tanıyacak mı? anne bana tepki verecek mi, anne ne zaman oturacak, ben görebilecek miyim diye diye 6 ayını ve oturduğunu da gördüm.

Hatta Eray babaannesinin kucağındayken 1.5 aylık mı 2 aylık mı onu tam hatırlamıyorum yerimden mutfağa gitmek için kalktığımda gözleri ile ilk beni takip etti. Önce tesadüf zannedip tekrar tekrar tekrar geçtim her seferinde gözleriyle takip etti. Çok heveslenen babası gaza geldi o da tekrar tekrar geçti ama onu izleyen dünyalar güzeli bir çift göz yoktu:) Kimi takip ettiğinin ne önemi vardı birilerinin farkındaydı ve onu izliyordu o akşam evde bayram havası vardı.

 ilk oturuş

Selocanları reklamlarda gördüğün zaman pür dikkat izlerdin, halanda sana selocan şapkası aldı. Artık benimde yanımdan hiç ayırmadığım bir selocanım var

. selocan

Şişştttt sessiz olun Eray reklam izliyor. En çok güldüğün reklam Mc donalds'ın reklamıydı. İki arkadaş yan yana oturur, hamburgeri yiyen kişiyi arkadaşı dürterek aaa arkanda kuş var der adam arkasına dönünce arkadaşı hamburgerden koca bir ısırık alır. Başka bir gün tekrar arkadaşı aaa arkanda kuş var der adam bu sefer bakmaz ama gerçekten kuş vardır hamburgeri adamla birlikte alır gider. İşte kuşun gelip adamı kaçırdığı bölümde uzun bir süre kahkahalarla güldün o kadar güldün ki bizi de gülme krizlerine soktun. Şu an 20 aylıksın ve favori reklamın eti cin gülsün dünya gülsün, eti cinler dans etmeye başlayınca tutamıyorsun kendini:)

eray reklam

4

Eray çirkin olllll... Dünyadaki en çirkin küçük adam bu.

 5
19/06/2009 Eray'ın salıncak keyfi

. 7

20/06/2009 Eray ilk bisikleti ile anneannesinin bahçesindeyken.

8

21/06/2009 Panorama tarih müzesi. Artık Eray kocaman adam olup gezmelere gitmeye başladı.

9

27/06/2009 Miniatürk. Eray'ın maceraları devam ediyor. Aslında Eray annesinin kuzenini gezdiriyor.

mini

Çorap giymeyi hiç sevmedin hoş hala da çok sevdiğin söylenemez, her fırsatta çıkarıp cıpıl cıpıl dolanıyorsun ortalıkta.

 10

10/07/2009 Uçağa ilk binişin. Annen Samsunlu olduğu için akrabalarını görmek için anneannen ve teyzenle birlikte Samsuna uçuyorsun. Maalesef baban iş durumunu ayarlayamadığı için bize katılamadı. Peki uçakta rahat durdun mu ,tabii ki hayır.1 saat nasıl geçti gel bana sor.

Masayı açmak istedin ama kalkış anında olduğumuz için kapamak zorunda kaldık. Açmayınca bağırdın, yetmedi koltuğa tekme atıp durdun, öndeki bayan arkasına dönüp zaten korkuyorum lütfen çocuğunuz vurmasın koltuğa dedi mi evet dedi .En azından uçak kalkarken ve inerken diye de ekledi. 1 saat geldi bana 10 saat, o gün annen otobüsle bilmem kaç saat bebeklerle yolculuk eden kadınları alkışladı:)

12

Anneannen hep Eray emeklemeden yürüyecek galiba dedi ve dediği gibi de olmadı. Geç emekledin yani 10 aylıktın. Öncesinde her yere döne döne gittin uzun bir süre sonra Samsuna gitmeden sürünme çalışmaları başlamıştı ama tam bir tarih vermek gerekirse 11/07/2010 tarihine denk düşüyor.

Samsuna iner inmez biz de şaşırdık o kadar çocuğu görünce onların arasına karışmak için pıtır pıtır bir emeklemeye başladın ki zannedersin 2 aydır bu çocuk emekliyor yani o kadar ustaydın:) (Annenin annesinin evinden bir kare)

emekleme

18/07/2009 Eve dönüş. Oyuncaklarını o kadar çok özlemişsin ki uzun süre oynadın, annen o günden sonra daha da görmedi oyuncaklarınla o kadar oynadığını.

13
İlk pastan

. ilk pasta2

16/08/2009 İlk doğum günün. Aslında 29 ağustosta doğdun ama ramazan 20 sine gelince bizde doğum gününü biraz öne çektik. Küçük bir prens olduğu için Beylerbeyinin bahçesi ancak oğluma yaraşır dedik:) Sağolsun dedenin yardımlarıyla doğum gününü Beylerbeyinin bahçesinde yaptık.

ilk doğum günü
Bir pozcuk da annenle fotoğrafını eklemek istedim.

anneyle poz

05/09/2009 İlk defa saçlarını kestirdik. Oyuncaklardan ötürü pek bir yaramazlık yapmadın, sonuna doğru biraz huysuzlaştın sadece.

. 14

Berber abin başını yana eğdirdi ki rahat kesebilsin diye ama bu harekete çok içerledin fotoğrafdaki gibi hemen dudak büzdün.Annen gibi alıngan olmak zorunda mıydın?

15

Tırnaklarını doğduğun günden beri baban keser. Annen bu konuda çok cesaretsizdi ilk tırnaklarını kesemedi, baban kesmeye başlayınca öyle devam etti.

 16

10/11/2009 da Kayseri'ye 3 günlüğüne arkadaşlarımızı ziyarete gittik. Önce annen gitmek istemedi soğuk olur üşütürsün diye ama en kötü evde otururuz dedik çıktık yola. Şansına çok güzel bir hava bizi bekliyordu  (Gülfen teyzenin evi)

17

11/11/2009 Kapadokya-Peri Bacaları

 kayseri

Bu arada 15 ekimde yeni evimize taşındık. Annenle babanın en büyük isteği kendilerine ait bir evi olmasıydı. Uzun bir süre borcu devam edecek olsa da artık yeni evimizdeyiz. Yeni evimize taşınmadan 1 hafta önce  yürümeye başladın yani 13,5 aylık iken

. 19

Doğumu yapan doktorumuz ameliyattan çıkarken çok obur bir bebeğiniz olacak demiş. Hemen parmağımı emmeye çalıştı diye eklemiş.İlk kontrolü yapan bebek doktoru ise obur bir bebeğiniz olacak demiş sanki diğer doktor ile sözleşmişcesine. Ben ayıldıktan sonra bana anlatıklarında Allah Allah demiştim sadece.

Eve geldik sadece uyuyor, emmek istemiyor , bu doktorlarda çok bilmiş baksana ne oburu dedik halbuki bir bilsek uykuya meyilli olmanın sebebinin sarılıktan olabileceğini.Sarılığın geçince emmeğe başladın ama maalesef büyüdükçe sütüm yetmedi sana doktorların dediği gibi birazcık oburdun:)daha sonra mamaya başladık.

Mümkün olduğu sürece mama vermek istemedik ama doğmayınca maalesef verdik.5.ayda havuç, patates ve kabaktan oluşan sebze çorbası verdik, aslında çorbadan ziyade püre gibiydi. İlk yediğinde nefret ettin. İkinci gün tekrar denedim ama yine hüsranla sonuçlanan bir deneme. Bir tatlı kaşığı elma suyu denedim ondanda nefret ettin. Biraz ara verip tekrar deniyordum makalelerde öle yazıyordu pes etmeyin ama yok yemek istemedin. Kesinlikle peşini bırakmadım.

6 ayında Milupanın sebze çorbası vardı onu denedim ilk yediğinde bayıldın bayıldın ne kadar verirsem vereyim yemek istedin bir süre sonra onu kestim tekrar evde hazırladığım sebze çorbasına geçtim hiç itiraz etmeden yedin.Ayına göre başladığım tüm çorbaları Allah şükür yedin,kahvaltılarını da ,meyve sularını da hiç itiraz etmedin tek sorunumuz YOĞURT. Yoğurdu hiç sevmedin, şu an ona peynirde katıldı, bunun dışında şu an için herşey yolunda.

Sadece eğer makarna görürse başka birşey yemek istemiyor onun için makarna çok nadir yapıyoruz eğer yaparsak da en son sofraya çıkartıyoruz. Keyifli keyifli makarna yerken:) O kadar keyif alıyor ki yerken haaaammmmm diyor.

 yemek

Artık son resim. Bundan sonrası zaten var, artık Eray'ın maceralarına sıcak sıcak bu blogdan devam edilecek .Hoşcakalın

 18