Pazartesi, Mart 28, 2011

Aç aman çocuk zaman bilmez

“Aç aman çocuk zaman bilmez ‘derler ya, işte bu söz tam da bizim durumumuzu anlatıyor son dönemde.Gece geç yatıyor, çok fazla uyumuyor bizi çok yoruyor diye buralarda anlatıyorum ya erken yattığında da bizde moraller bozuluyor:)Anam siz nasıl bir ailesiniz öyle çocuk geç yatsa höykürüyorsunuz, erken yatsa böğürüyorsunuz bu çocuk nasıl yaranacak size diyebilir siniz? Hatta belki de diyorsunuz:)hadi ama itiraf edin.

Oburiks bazen kendince bize bir güzellik yapar ve erken yatar, erken dediysem 22,00-22,30 arası. Oh ya daha ne isterim di mi? Alırım bir kahve henüz tek sayfasını bile okumak kısmet olmamış yeni kitabımla meşk ederim .Ya da kocanın ne zamandır biriktirdiği ve oturup da bir tanesini bile seyretmeye fırsat bulamadığımız film arşivinden en afilisinden bir tanesini seçip ,çıtlaklarımızla birlikte ayağımızı uzatıp seyredelim.

İşte maalesef kazın ayağı öyle değil hem de hiç değil.Evi apar topar toplar zıbarıp yatarım, çünkü gece başımıza gelecekler konusunda ihtisas sahibiyim.Tamam ihtisas sahibiyim de bünye alışmış bir kere 00.30-01.00 yatmaya, bünyenin alıştığı saate kadar döner dururum, hatta bazen dönmekten sinirler o kadar harap olur ki o saatti mutlaka aşarım(Eeee sende yatma uykun gelene kadar denilebilirdi bu sefer yatmadım diye pişmanlık başlar)

Akşam eğer 22,00 da yattıysa mutlaka 03,00-03,30 gibi kalkar bizim tontalak. Yok su içmek, süt içmek vs için değil, onları saymıyorum bile. Resmen sabah olmuş da inanılmaz derece de uykusunu almış yani dinç oğlu dinç vaziyette.Önce anne galkkk der ben duymamazlıktan gelirim.Bir süre böyle devam eder. Sonra artık benim duyduğumdan emin ise anne galk bambayı aç(yok henüz rica etmeyi bilmiyoruz emir kiplerinden gidiyoruz) der. Anne hiç oralı olmaz ama bir noktaya kadar.

Çünkü öyle bir çığlık atar ki rahmetli Pavarotti’nin oktavı bizimkinin yanında halt eder. O çığlık gecenin sessizliğinde öyle bir yankılanır ki oy ki oyy oyyy. Mecburen konu komşunun azabından korkulduğu için lamba açılır ve macera başlar. Artık o gün keyfi ne istedi ise onu yaptırmaya çalışır. 10 gün önce babasından nay nay istedi mesela küçük beyimiz o saatte oynayacakmış biz de elimizi şaklatacakmışız..Bazen kayuyu izlemek ister, bazen evde dolaşmak , salonda oturmak ister.Cumartesi gece ise babaannesini istedi:)

1.5 saat Eray’la debeleniriz ,sonra küçük bey gün ışımaya dönmeye başlayınca yatmak istediğini ama annesi ile babasının ortasında yatmak istediğini bize bildirir. Uykusuzluktan helak olmuş biz kabul ederiz. Hiçbir şey olmamış gibi totosunu döner yatar. 06,30 da alarm çaldığında anne saatin yanlış kurulmadığından adı gibi emin olsa da ruhu, kalbi yani tüm benliği ile inkar yoluna gider kocaya çemkirir’ yine saati yanlış kurmuşsun’.

Sonra önce sen kalk savaşı başlar:)’ Sen kalk ben de kalkarım hemen’, ‘yoooo ben centilmen adamım önce hanımlar’...Amacının ne olduğu bile belli olmayan savaş 06,45 de karı-kocanın yataktan fırlaması ile sona erer. 15 dakika içinde hazırlanılıp 07,00 de zombi gibi evden çıkılır ve yüreğimin beni götürdüğü yere demek çok istesem de maalesef sinir katsayılarımın arttığı yere yani işyerime doğru yol alınır.

Aslında ben bu yazının başlığını iki ucu moklu değnek diye çok atmak istesem de...neyse. Siz anladınız onu:)

Oburiksime bir sözüm olacak  deli fişek zamanlarında ‘anne eğer benim için ne yaptınız' dersen bilesin o laf benim canımı çok acıtacak.Seni karnımda 9 ay taşıdığımı sayma, doğduğunda seninle daha fazla zaman geçirebilmek adına 38 haftanın başına kadar çalıştığımı sayma, çok az uyuduğumuzu hiç sayma(uykuyu sevmiyorsun),hastalandığında oturup tüm gece başında bekleyip sürekli ateşini ölçtüğümüzü ve o halde işe gittiğimizi sayma, üç lokma yiyeceksin diye atılan taklaları da sayma,haftasonu seni gezdirebilmek için hafta içi gece iş yaptığımızı sayma ,daha bundan sonra başlıyor herşey bakalım neler göreceğiz şu an bizde bilmiyoruz onları da sayma ... ama bu blogdaki emeğimi ve bu bloga girebilmek için attığım envai çeşit taklaları say be güzel oğlum:)( Yasaklar ülkesinde yaşıyoruz benim can oğlum, senin anladığın yaşta durumumuz ne olur bilmem, şu an yasak olan bloga yazı yazmaya çalışıyorum artık hevesim çok fena kaçmış halde)

15 yorum:

abide dedi ki...

Boşuna dememişler ''cennet anaların ayaklarının altındadır'' diye.Bu gece uyanma işi gerçekten çok fenaymış.Ne var sanki akşam yatıp, sabah uyansalar bizleri de üzmeseler.Ben evden bloğuma giremiyorum.İş yerinde giriyorum (int. bağlantımız yurt dışı).Artık resimlerimi worldpresse yükleyip oradan da bloguma atıp kullanacağım.

Sibelbek dedi ki...

Ayla korkarım ki elimizi buradan çekmeye çalışıyorlar... benim son komplo teorim bu :)
tontalağa gelince, ortalama 2,5 yaş civarı azalıyor bunlar. yine de biteceğini sanma ama en azından sadece yanıma yat deme ihtimali yüksek ki o bile birşeydir ;)

annelili dedi ki...

Geceleri uyanmaktan mütevellit, sabahları benzer seremoni bizim evde de yaşanır.

Nil dedi ki...

uyku kızımın genlerinde var. hepimiz ailecek erken uyuyoruz ve kargalar botlarını giymeden ayaklanıyoruz :)

Ebru dedi ki...

İda da az uyuyan bir bebekti ama şimdi oh bizimle yatıp bimle kalkıyor.

Hakikaten başlık o olmalıymış:)

Ayla dedi ki...

Abide bende evden giremiyorum çok denedim olmadı ama annemlerden girebildim, şirketten nasıl girdiğimi hiç sorma o da bir enterasan.Keşke yatsa da işte:)

Sibel zaten elimizi buralardan çekmeye çalıştıkça ben daha fazla elimi sokmaya çalışıyorum:)Bak gör açılsın bu kadar yazmam artık kiminle inatlaşıyorsam:)Keşke gel yanıma yat dese ona bile tavım anla o derece:)

Annelili desene blogdaş olduğumuz kadar gecelerin de hakimiymişiz birlikte:)

Küçük mucizem deme öyle ama deme:)Sizzz rahat rahat uyuyun efenim biz ve bizim gibiler gece nöbet tutar memleketime göz kulak oluruz. Şaka bir yana kargalar bile botlarını giymeden ayakta iseniz o zaman durum pek bir vahim geldi gözüme:)

Nehir bak bunu duyduğuma çok sevindim böyle yorumları okuyunca bir ohh çekiyorum.Çünkü bu çocuk 18yaşına gelinceye kadar uyumayacak ,aramızda yatacak gibi hissediyorum:)Sadece 3-5 senecik dişimi sıksam yeter mi ki acaba.

Di mi ama bencede başlık öyle olmalıydı:)artık beni kim tuttuysa:)

hypo dedi ki...

çalışan anne veya çalışmayan anne arasındaki yorum farkları o kadar büyük ki.
çok esprili bir yazı olmuş.
ben ciddi şeyler yazmak isterdim ama bu güzel yazının esprisi kaçmasın.
çocuklarımızı biz istediğimiz için doğurduk.
bencilliğimizden ötürü.

İkiz Annesi dedi ki...

Ahhh uyku ahhh hasretim kendisine hasret:))
Tontalağa da maşallah gecenin üçünde nay nay bak sen yaramaza:)))

Ayla dedi ki...

Evet cüneyt bencillik de denilebilir ya da aidiyetlik duygusu da olabilir.Bir yerlerde kendini kabul ettirme açısından önemlidir bu aidiyet. Kadın kimliği, Fenerbahçeli olma,anne kimliği, çalışan kimliği vs vs.vs.Bu kadar önemli olmasa Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisine dahil eder miydi acaba:)

Ayla dedi ki...

Aylin valla seni ve senin gibileri(ikiz anneleri) düşündükçe benim haykırmaya hakkım var mı diye düşünüyorum bazen.Allahım sizlere çokca sabır versin inşallah.

Sorma Aylin sen de takdir edersin ki:)gecenin üçünde kasap havası pek açmıyor bizi:)gel de bunu oburiske anlat

Ebru dedi ki...

Geçici bence tabi her çocuk farklı ama.

İkiz Annesi dedi ki...

Canım bir sonraki postunda problem var sanırım canım yorum gönderilemiyor :(

Ayla dedi ki...

Aylin sinirlerimg erildi paragraf başı yapmadan tüm yazılar birbirine giriyor o şekilde yayınlamaktan istemedim sildim bende

İkiz Annesi dedi ki...

Hay Allah neden öyle oldu ki:(Bazen sapıtıyor galiba blogger:(

Ayla dedi ki...

Nehir inşallah en yakın zamanda geçer zira biz çok yorulduk:)