Salı, Mart 10, 2015

Bağırmakta bir şiddettir

Eray'da bu aralar bir dalgalanma var. Dalgalanma ile kastım hoplaması, zıplaması, koşması değil. Psikolojik bir dalgalanma. Ne güzel bir dönem her şey o kadar güzeldi ki. Olumlu geri bildirimler alıyordum sürekli..

Dün akşam öğretmeni ile görüştüm canım sıkıldı. İngilizce şarkı gösterisi için prova yapacakken Eray birden kaybolmuş. Öğretmeni tüm okulda aramış. Ayla hanım erkekler öğretmenler tuvaletine bile baktım, aklım çıktı dedi. Müdür yardımcısına gittim hocam Eray yok dedim dedi. Kadın o kadar korkmuş ki.. Eray sonra cep sinemanın arkasında küçük depodan çıkmış. Benim aklıma gelmez oraya bakmak.. Ve yaptığının farkında bile değil, akşam eğleniyordu.

Bu aralar dalga geçme, insanları güldüreceğim diye şekilden şekile girme, isyan ve sorgulama modunda. O böyle yapmaya başlayınca sürekli kendimize bakıyorum. Ortamımızda ne değişti de çocuk bu aralar böyle değişti. Bulamıyorum. Acaba diyorum bulmak mı istemiyorum.

Geçiş döneminde dediler. Artık 7 yaşında yahu ne geçişi. Sonra diyorum Ayla yanlış düşünüyorsun. Hangimizin gel-gitleri olmuyor ki.. Ya da böyle düşünmekle de mi hata ediyorum. Kafamda yine deli sorular. Kafam yine bir dünya.

Arkadaşlarla FB-GS maçını seyrederken 1-0öne geçtiğimizde çekilen bir kare

Rehberlik öğretmeni cuma günü rutin gelişim testleri yaparken Eray soruyu cevaplamak istemiyorum demiş. Hatta bir kaç soruyla dalga geçmiş. Tabi ben bunu yeni öğrendim. Canım cevaplamak istemiyor demek ne demek yahu. Benimde canım neler neler istemiyor ama yapıyorum sürekli..

Babası gelmeden Eray ile konuştum bu konuları. Senin öğretmenini korkutmaya ne hakkın var dedim.O da babama sakın anlatma diye yalvardı. Zannedersin ki babasından korkarak büyüdü. Acaba korkmalı mıydı?

Bir ara beni çıldırttı bağırdım yalan yok 'bana her şeyi şiddetle çözmeye çalışıyorsun' dedi. Şiddet mi dedim. Bu şiddet mi şimdi ? Oğlum ben seni ne zaman dövdüm, hırpaladım. Bana dedi ki...

Anne bağırmak da bir şiddettir  
 
Zınk diye durdum. Hak verdim hatta kendisine de söyledim. Sonra eğildim ve kulağına fısıldadım. Bazı şeyleri düşünene kadar ıpad ve televizyon yok. Çok ağladı. Zaten sen cezadan başka ne bilirsin ki diye çok ağladı.
 
Babası geldi, o da bir posta konuştu. Eğer sen böyle yapsaydın baban ne yapardı dedi babasına. Babası da direkt döverdi dedi. Babasına dedi ki
 
Bir insanın başka bir insana vurmaya hakkı yok diyemedin mi baba babana..
 
Keşke her şey demekle olabilseydi..
 
 
Not: Aslında bu pazardan bahsedecektim bugün. Gerçekten huzurlu bir gündü. O güne ait oğluma bir not düşmem gerekirse 'Oğlum GS Kadıköy'den yine miyavlarak döndü'... FB-1 GS-0
 

2 yorum:

Bir Terazi Kizi... dedi ki...

Oluyor cocuklarda bazen,degisiveriyorlar,ama Eray sanki büyümüste kücülmüs gibi,cok anlamli cümleler kuruyor ve sende bunlari cok güzel not aliyorsun,ikinizede bravo dogrusu,bizim evde televizyonda yok mac izleyende,ne garip dimi:))

Ayla dedi ki...

Serpil bence hiç garip değil. Bence hiçbirşey kaybetmez insan seyretmeyince. Bende sadece cumartesi akşamları seyrediyorum mesela.. Hoş bu pazarda seyrettim sadece maçı ama :)

Cumartesi okulda düşünce becerileri öğretmeni ile konuştuk. O dersi sever ve iyi gidiyormuş derste. Öğretmen diyor ki boyundan büyük laflarıyla güzel gidiyor dersleri :))

Herkes alıştı da bir ben alışamıyorum galiba. Arabada doğru otur dediğimde 'benim oturuş şeklime karışamazsın' dediğindeki şaşırmam sırf ondan...