Salı, Ekim 28, 2014

Ayraç


İki kitap birden okumayı sevmem. Biri biter diğerine başlarım.Okul dönemlerim hariç tabi. Bölümüm itibariyle aynı anda üç-beş kitap okumuşluğum vardır o ayrı.

Şu aralar iki kitap birden okuyorum hem de zevkle. Biri kendi kitabım diğeri de tontalağın. Kedilerin kaybolma mevsimi. Geçen hafta kendime kitap sipariş ederken almıştım ona da iki tane. Artık alışkanlık oldu. Bir kitap bana iki kitap ona.

Artık büyüdü daha az resim içeren, içerik yönünden zengin kitaplar araştırırken neden Behiç Ak kitapları almıyorum dedim. Kedilerin kaybolma mevsimi ve Güneşi bile tamir eden adamı(bu kitabı babası okudu)bu vesileyle buldum. Şu an Kedilerin kaybolma mevsimini okuyoruz. Dün akşam ikinci akşamımızdı 60. sayfayı bitirdik. Kitaba ara verirken ayracımızı yerleştirdik. Yaaa artık ayraç kullanıyoruz biz. O ayracın bana neler hissettirdiği bir bilseniz. Hepi topu bir ayraç değil işte. Çocuğumun büyümesinin emareleri her yerde.

Dün akşam annemde kaldık hep birlikte. Dizlerime yattı ve başladık okumaya. Ben kitabı yatakta okumuyorum Eray'a. Kitap okurken uyusun diye bir gayem de olmadı hiç. Uyur elbet bir şekilde. Okunan da keyif alsın o bana yeter. Okurken annem kız sus o kadar bağırma çocuğun gözleri dalıyordu az daha dedi. Ama Nurten hanım bağırıyordu dedim. O an ben Nurten hanımdım. Allah Allah diye söylenerek kalktı.

Karaktere bürünüyorum biliyorum ki Eray böylece daha çok seviyor okuduklarımı. Tamam ya birazcık da kaptırıyorum kendimi. O an Miskin Suat bey olmalıyım, utangaç Sevgi'nin hareketlerini hissettirmeliyim sesimde.


Oğluma kitap okumayı çok sevmem hain planlar yapmadığım anlamına gelmez bu arada. Birinci sınıfın bitmesinin bekliyorum o dizler yer değiştirilecek efenim. Tontalağımın dizlerine yatıp o bana karakterleri konuşturacak sadece henüz bundan kendisinin haberi yok. Hele Talatları, Nailleri, Nalanları öğrensin de..

Nalan demişken dün akşam Nalanlı cümleleri okuduk. Rahmetli Ayhan Işık bile böyle güzel Nalan dememiştir. Nalan dedikçe Eray tebessüm ettim. Tontalak da hiç komik bir şey yok ortada dedi. Özür diledim okumaya devam etti. Nerede o güzel Türk filmleri replikler nerede
 
 'Sus Nalan sus, çıldırasıya sus'
 
Annemin tabiriyle hava bugün posuruklu şimdi evde olup kanepe de yatsaydım üzerimde de bir battaniye. Ah eski bir Türk filmi şimdi ne iyi giderdi.
 
Bu arada Boğaziçi Köprüsünün yapımına 20 Şubat 1970 tarihinde başlanmış 30 Ekim 1973 tarihinde ise devlet töreni ile açılmış. Ne alaka şimdi demeyin. Hafta sonu köprüden geçerken tontalak sordu. 'Annecim bu köprü kaç yılında yapılmış' .Kendimi bir an bilgi yarışmasında hissettim valla biliyordum tarihi ama unutmuşum. Araştıracağıma söz vermiştim, ben sözümü tuttum:)
 
 
Not: Yine de favori kitabı Kütüphanedeki Aslan :)

4 yorum:

Bir Terazi Kizi... dedi ki...

Bende senin gibi yapiyorum okurken,sesler cok önemli,robot gibi okursan cocuk keyif almaz diye düsündügümden her kiliga girerim,valla iyi oldu ögrendigimiz kac yilinda yapilmis,tesekkürler Eraycim,selamlar sana!

Ayla dedi ki...

Serpil Eray'ın da sana selamı var:) Öğrendiğimiz iyi oldu ama ya biri sorsaydı bize...

deeptone dedi ki...

ayyyyy tontalak da şanslı amaa. ne tatlıdır öle kitap okumak kiii oh oh :)

Ayla dedi ki...

Evet Allahtan o da seviyor okumayı pardon okutmayı:)