Perşembe, Ağustos 14, 2014

İnsan bazen doğaçlama da yaşamalı

Dünkü yazımı 'öyle de böyle de bitecek yeter ki sağlıklar ve huzurlar bozulmasın' diye bitirmiştim ya şimdi de diyorum ki o ara Pollyanna uğramış olmalı bana.Nasıl uğramasın. Klimalı ortam. Sol tarafım da park manzarası, sağ tarafımda kahvemin görüntüsü ve burnumda kokusu. Karşı masadakinin yıllık izinde olması sebebiyle yalnız oluşum her bir şeyi pespembe görüşümü açıklamaz mı?

Akşam iş çıkışı annem ve babam da benimle geldi.Evde nasıl bir manzara ile karşılaşacağımı bilmediğim için yol dar geldi bana. Ama yine de umutluydum.Her şey olur, her şey halledilir yeter ki sağlıklar yerinde olsun diye kendi kendimi telkin ede ede gittim.

Eve vardım ve ilk kelimelerim hiçbir şey olmayacak, bu evin işi hiç bitmeyecek, aman Allah'ım oldu. Öyle çok bu iş bitmez, bu iş bitmez demişim ki Erol 'lütfen Ayla artık kendini topla' bile dedi.

Ben böyleyimdir. Güçlenmem, toplanmam için önce bir güzel dağılmam lazım.Toplandıktan sonra ki dönüşüm ise inanılmaz..Ben bile kendimi tanıyamıyorum anlayın yani..

Evde üç masa olduğu halde üstleri dolu olduğu için ayakta yemek yedik.Çorba kimse içmek istemedi. Tabağın bir yanına izmir köftesi bir yanına pilav koyduk, kokteyl usulü yani yemeklerimizi yedik. Kokteyl demişken bir anı takıldı bak ağıma..

Bundan 15 sene önce vardır annemin arkadaşının oğlu evlendi.Kız Bursa'lı olduğu için düğün Bursa'da oldu. Kadın otobüs tuttu konusunu, komşusunu, akrabasını düğüne getirdi. Malum yol uzun yorulmuşlar İstanbul'dan gelenler. Efendim düğün de kokteyl çıkmaz mı sana? Neyse İstanbul'dan gelen birkaç kişi sandalye bulmuş oturmuş bir köşeye. Gelin hanım bunları görmüş binmemiş mi? küplere. Kız sosyete ama bana sorarsan sonradan görme züppe.Annesiyle haber yollamış kayınvalidesine. Oturanlar kalksın bu bir kokteyl diye.

Eeee anne N. hanım teyze ne yaptı peki diye soruşum hala bak kulaklarımda. Ne yapsın dedi kaldırdı tek tek kadın oturanları ama nasıl da mahcup oldu. S. teyzen kalkmaz, banane N. ben çok yoruldum der, gelin gözlerini pörtletir ne düğündü dedi. Annemin gece boyunca hiç oturmadım Ayla hatta bir yere bile yaslanmadım diye kendiyle gurur duyuşu bile aklımda. İnsanlar arkadaş için bazen nelere katlanıyorlar.

Hatırlıyorum ne çok kızdım ben o züppeye o gün. Kokteyl imiş. Hem biliyor musun hiç sevmem ben kokteylleri. Babam lisede-üniversite okurken bolca tiyatro-opera gibi galalara götürürdü beni. Annem gitmek istemediği için ben eşlik ederdim kendilerine. Gala sonrasında kokteyl olurdu. İnsanlar  yuvarlak daracık bir masanın etrafına doluşurlar hem atıştırıp hem sohbet ederlerdi. O zamanlar taaa karar vermiştim sevmediğime. Sohbet dediğin kurulursun koltuğa, atarsın bacak bacak üstüne ohhh be ne rahat ne rahat.Bak aklıma ne takıldı şimdi.Düğün erkek tarafında olmaz mıydı bu arada.

Neyse yemekleri yedik Eray'ın odası terasa çıkarıldı. Yatak odası Eray'ın odasına taşındı. Bence bir evin en zor yeri yatak odası ve mutfak. Dün karar verdim hele şu işler bitsin bu arada bitmeyecek gibi geliyor ya bana neyse kıyafetler öyle bir elenecek ki dolabın içi düdük gibi kalacak. Akşam çok kızdım kendime. Annemin dediği kadar varım. Pis bir çöpçü balığım işte. Pis derken aman ha sakın yanlış anlaşılmasın o lafın gelişi öyle.

Ah şimdi ki aklımla ev döşeyebilseydim keşke. Eşya o kadar az olurdu ki. Gözlerim ve ruhum dinlenirdi böylece. Hoş Erol bu eşyalar evladiyelik eşya değiştirmeyi hiç düşünme dediyse bile hahaytt biliyorum o günlerde gelecek inşallah.. Sadece Erol henüz bunu bilmiyor.

Sonra yukarıdaki kanepeler bizim eski yatak odasına taşındı. Terastaki Eray'ın odası eski oturma odasına taşındı. Ahh o tozun, toprağın içinde taşınmak hiç kolay olmadı. Ama hata bizde. Hayır itiraz ediyorum hakim bey ben biz lafını. Hata Erol'da. Laf dinlemedi. Önce taşınma işlemi halledilecektik sonra kırma-dökme- yeniden yapılandırma en son boya..

Ama şimdi düşündüm de Erol'a da kıymayalım, yazık.Hayat senaryosu bazen tekste yazdığı gibi ilerlemiyor.Bazen doğaçlama da yapılması gerekiyor. Bu bizim yaşadığımız bir nevi doğaçlama. O ustanın zamanı diğer ustaya uymadı onun zamanı Erol'un yıllık iznine uymadı gibi faktörler bir araya geldiğinde önümüze geldi mi plansız, programsız bir senaryo..

Aman ya başka ne diyeyim olmuş bitmiş bir şey için. Hadi kendimi biraz daha kandırayım blog; insan bazen doğaçlama da yaşamalı.

Şunu da ekleyeyim bu tadilat bitine kadar -ki daha çok iş var bu muhabbet burada bitmez. Ve de diyorum ki tontalağımı çok özledim ben :(




Hiç yorum yok: