Salı, Şubat 14, 2012

Marilyn Monroe ve Bilinmeyen Hayatı


Belirsizliğe itilmek nasıl bir şeydir bilir misin? demiş bir keresinde.Çocukluğu trajedi ve belirsizlik içinde geçmiş ne acı.Öğlen tatilim benim kitap okuduğum zaman.Bu kitabı okurken yer yer kapadım kitabı küçük odam da bir tur attım,okumayacağım dedim, dayanamadım tekrar elime aldım.Her elime aldığımda özellikle çocukluğunun anlatıldığı zaman ama bu haksızlık dedim.Gerçekten ama bu haksızlık...Bazen birkaç damla gözyaşı döktüm.Daha önce sorsalardı bana bu isim sana ne çağrıştırıyor diye şöhret,güzellik, ihtişam, sansasyon derdim.Şimdi ise trajedi, acı,güvensizlik,çift karakterli bir hayat...

Marilyn Monree yani gerçek adıyla Norma Jean Mortenson hayatının anlatıldığı bir kitap.Annaanne(Della), anne(Gladys),dedenin akıl sağlığı yerinde değil.O yüzden hep korkmuş aklını kaçıracağından.Dünyası karmaşık bir annenin kızı olduğu için ilk zamanlar koruyucu bir aileye verilmiş.İda Bolender... Sevse de evlatlık kızını gerçeklerden kaçılamazdı ya ona göre her anne dediğinde ben senin anne değilim aramızda kan bağı yok diyerek düzeltmiş.Galiba bu sebepten olmalı ait hissedememiş kendini bir yere.Hep vazgeçilmiş bu psikolojiden sebep hep kendini birilerine sevdirmeye çalışmış.O yüzden başkalarına nasıl göründüğü onun hep birinci önceliği olmuş.


İda Norma Jean’e annesinin gelip evine götüreceğini söylediğinde ben zaten evimdeyim dediğinde dayanamadım ağladım bir çocuk için nasıl bir travma bu. Ya da bir anne oğlu öldüğünde kızına yani Norma Jean’e neden sen değil de Jackie öldü diyebilir ya da bu laf dendiğinde kimbilir nasıl bir acı hissetmiştir.Yasal varisi Grace teyzesi(annesinin arkadaşı) onu çok sevip yardımcı olsa da bence herkes kullanmış onu kendi emelleri uğruna hem de herkes (özellikle üçüncü kocası,drama öğretmenleri hatta terapisti bile)Evlendiği adam kabul etmediği için yollamış teyzesi yurda.Oradan oraya sürüklenmiş bir hayat hep aynı cümle ‘gitme vakti geldi Norma Jean’ zaten onun için hep gitme vakti değil miydi.Yurt’a gitmemek için 16 yaşında yapılan bir evlilik...

Şöhret olmak için vazgeçtikleri,daha başarılı olmak için aldığı ilaçlar,yaptığı ikinci ve üçüncü evliliklerinde yaşadığı çöküşler,kafasındaki sesleri bastırmak için eklenen yeni ilaçlar hep bir adım geri atmış onu.Her ne kadar kırılgan gibi görünse de bu yaşadıklarından çelik gibi bir iradesi olduğu anlaşılabiliyor.Daha iyiyi yapmak için kazandığını eğitime harcaması da bu mücadelesine en iyi örnek.Onu tanıyan herkesin hissettiği ortak duygu şu: 'Onu alıp koruma ihtiyacı hissediyorsunuz'.Keşke lafta kalmayıp gerçekten ona birileri kol-kanat gerseydi zamanında.Son dönemlerini öyle acıyla okudum ki..


5 ağustos 1962 de yani Norma Jean 36 yaşında iken yeniden yalnız tek farkla bir daha dönmemek üzere gitme vaktiydi.Zaten onun için hep gitme vakti değil miydi?

Yazar:J.Randy Taraborrelli
Çevirmen:Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur
Sayfa sayısı:601

Not:Fulyacım kitap için çok çok teşekkür ederim

20 yorum:

ASLI dedi ki...

Ayla okurken bile tuaf oldum.Cok merak ettim.

Ayla dedi ki...

Aslı tavsiye ederim biraz okurken üzülüyorsun ama değişik açılardan bakma fırsatı tanıyor bu kitap.Gerçekten özel bir insanmış.

nil dedi ki...

Ayla; çok güzel özetlemişsin, tüm duyguyu vererek,güzel bir kitap tanıtımı. Ağladım, etkilendim diyorsun normalde bu duygular şu an bana fazla gelecek olsa da çok istedim okumayı, çivi çiviyi söker hesabı. En dayanamadığım ise travmatik çocukluk yılları oluyor kitaplarda.

Ayla dedi ki...

Nil teşekkür ederim.Düşün sadece filmlerinden fotoğraflarından tanıdığın bir insanın neler yaşadığını öğrendikçe şevkat duyuyorsun,canın acıyor okudukça.Zaten kitabın can yakan kısmı çocuk yılları ve son yılları. hassas bir yapın var senin üzer bu kitap seni ama ne bilim okumanı isterim.

Esra dedi ki...

Kitabı okumadım ama yazılanların çoğunu biliyordum Monroe hakkında. Bir programda izlemiştim galiba. Çok hazin bir hikayesi var gerçekten. Bilmiyorum bu bildiklerimden mi ama hüzünlü bakışlar görüyorum ben en seksi fotoğraflarında dahi.
O denli güzelliğe ve şöhrete karşın sadece gerçekten sevilip sahiplenilmek istemiş, ne acı değil mi?

nil dedi ki...

Daha önce otobiyografisini okumuştum etkilenmiştim.Aylacığım, etkisinde kalacağım kesin ama okuyacağım ilgimi fena halde çekmiş bulunmakta:))

Ayla dedi ki...

Esra kesinlikle senin gibi düşünüyorum fotoğraflarında sürekli hüzün görüyorum.Bu kitapta da ona dikkat çekmiş mesela insan hüzünlü bakışlarını gördükçe üzülüyor diyordu bir yerde.Çok tezatlıkla dolu bir hayatı varmış. Gösteri dünyasında aşırı giyinsede günlük hayatta boğazına kadar gömlekler ve kazaklar giyermiş.O şöhrete rağmen çok mütevazi bir ev alıp o evde ölmüş.İnsanlara çok iyi davranmış.Para malk mülk hiç önemli olmamış.Sadece işini iyi yapıp seninde istediğin gibi sevilmek istemiş,sadece sevilmek ve kabul görmek.Ahh keşke biraz daha güvenebilseydi kendine diyemeden edemiyor insan.Kendi gücünü farkına varabilseydi:(Ben akşama kadar yazabilirim bu konuda.

Ayrıca yorumun için teşekkür ederim...

Ayla dedi ki...

Nilcim otobiyografisi aklımda ama önce mola vermem lazım:((Başka bir kitaba başlayacağım bu öğlen.Artık 3-5 kitap okuduktan sonra.

annesiningülü dedi ki...

:( üzücü.

Ayla dedi ki...

Bahar hemde çok:((Neler yaşamış neler ben bu kadarını bilmiyordum:((

pınar dedi ki...

hep gitme vaktinde olmak...
!!!


Aylacım tamam bak kızma benim aklıma hep M.M =PUCCA GELİYOR..

HİHİİ.
Ağlamayın diye dedim bak.Gülümseyin:)

Ayla dedi ki...

Domatessuyu malesef bazıları için hep gitme vakti:(((

Yok yok niye kızayım galiba onun blogunda var fotoğrafları di mi?

Saolasın gülümsedimmm:))

Unknown dedi ki...

bende elimdekiler bitiyor ne alsam diyordum sağol bulurbulmaz alıcam.teşekürler

Ayla dedi ki...

Sezobigo o zaman sana şimdiden iyi okumalar,rica ederim...

abide dedi ki...

Bu tarz kitaplar herzaman ilgimi çeker ama son 3 yıldır içinde hüzün özellikle ölüm olan kitap,film izlemeye ve okumaya dayanamıyorum.Daha sonrasında günlerce aklımdan çıkmıyor.Son bir haftadır Gamze arkadaşımızı ve minik oğlunu aklımdan çıkaramıyorum :(( her akşam sağlığına kavuşması için dua ediyorum.Allah onu oğluna ve sevdiklerine bağışlasın..

Ayla dedi ki...

Abide bende bu sebepten ötürü artık haberlerden uzak duruyorum kalbim dayanmıyorum bende etkisinden kolay çıkabilen bir insan değilim:((

Evet Gamze'nin yazdığı mektubu defalarca okudum her seferinde dayanamadım ağladım,Allahım yardımcısı olsun oğluna bağışlasın.Kalben inanıyorum inşallah sağlığına kavuşacak...

didem dedi ki...

Boyle hayatlar kisacik bir zaman dilimine sigiyor ya ona inanamiyorum.

Ayla dedi ki...

Galiba didem çok hızlı yaşıyorlar,çabuk tüketiyorlar herşeyi:((

Mert dedi ki...

MM'nin filmlerine çok meraklıyım. Oyunculuğu enteresan. Hayatı da...

Ayla dedi ki...

Kafa Dergi ben filmlerini seyrettim çok bakışlarında hep hüzün bulurdum. Hayatını okuyunca o bakışlarındaki hüznü anladım...