Perşembe, Şubat 03, 2011

Babadan oğula dair

baba ve oğul
annenin bebeklik battaniyesine sarılmış halde kırkını uçurduğumuz gün:)

Hayatımda birçok dönüm noktası olmuştur; üniversite, askerlik, evlilik ve sen sevgili oğlum. Her birinin beni sevk ettiği çok farklı mecraların olduğu kesin,ancak senin etkinle kıyaslanamaz. Çünkü artık ölçülü evet ama aynı zamanda sorumlu olma gereğim vardı. Hal ve hareketlerime artık çok daha dikkat etmeliydim.

Önce hayatımda bazı radikal değişikliklere gitmem gerekti. Sigara ile arama mesafe koydum ve sonunda tamamen bıraktım. Alkol ile arama mesafe koymaya başladım ve sanırım 5-6 aydır epeyce başarılıyım. Hayatımdaki bu değişiklikler sadece aile hayatımı değil, sosyal hayatımı da etkilediği bir gerçek. Tabii ki ben bu durumdan hiç şikayetçi değilim. Bunların hepsini oğluma iyi bir baba olmak için yapmakla birlikte oğlumun göğsünü gererek “benim babam var ya Toyota gibi, pardon VW gibi adam“ demesi içindi. Ben biraz sözüm ona Anadolu kültürü ile büyüdüm.Yani babamın bana sarıldığını ya da sevgisini ifade ettiğini kati suretle hatırlamam. Zaten böyle hareketler büyüklerimiz tarafından hafiflik addedilirdi. İşte sırf bu sebeple ciddiyet ile merhamet arasındaki ince ayarı muhafaza etmeye çalışıyorum. Umarım başarılı da oluyorumdur.

Ben oğlum için her baba gibi elbette en iyisini istiyorum, belki biraz önceliklerim farklı olabilir. Ben oğlumun vatanına, milletine ve maneviyatına layık, ailesinin göz bebeği, gözümüzün nuru olarak görmek istiyorum. Belki haddim değil ama ona aşağıdaki tavsiyelerimi miras bırakıyorum…

 Canım oğlum;
-Kimseyi kendinden aşağıda görme, aşağıda ya da yukarıda olmak neresinden bakıldığına göre değişir.
-Dostluğunda da düşmanlığında da ölçülü ol, zira güneşin yarın kime gölge edeceğini bilemezsin,
-Sahip olduğun hiçbir şeyi sanma sen hak ettin, sahip olduğumuz her şey bize O’nun lütfüdür.
-Denemekten çekinme, yanılmak öğrenmektendir. Yeter ki düştüğün çukurları işaretlemeyi ihmal etme ;
 -İnsanlara güvenmekten korkma, ama bunu saflığa vardırma,
-Sevgini ifade etmekte, en az öfkeni ifade ederken ki kadar cüretkar ve cömert ol,
-Dost kazanmayı önemse, ama yalnız olduğunu da sakın unutma,
-Çok az zamanımız olduğunu sakın unutma, en değerli sermayeni sakın boşa harcama,
-İnsaflı, naif, izanlı ve ihlaslı ol. Ölçüsüz, kaba, bencil ve samimiyetsiz olma,
-Arada bir durup arkana bakmaktan kendini alıkoyma, bıraktığın izlerdir senin peşinden gelenler,

Seni çok seviyorum oğlum, Allah her zaman yardımcın olsun.

Erol Kalafat 02/02/20011

11 yorum:

elif-kayra dedi ki...

çok güzel bir yazı olmuşş,
yüreğinize sağlık.

Ayla dedi ki...

Eşim adına teşekkür ederim elif, oğlu ile ilgili duygularının kayıtlı olmasını istediği için ekledik bloga. İnşallah sağlıgın yerindedir, nşallah daha iyisindir

New York'tan dedi ki...

Harika bir yazi, Allah daim etsin mutlulugunuzu.
sevgiler
Seyma

our twins of N.Y./SEYHAN dedi ki...

ne guzel dilekler...

Deli Anne dedi ki...

Bugünlerde Erol Bey'den gidiyoruz Ayla Hanım.. yalnız layık da eşiniz ne diyeyim.. maşallah!

Ayla dedi ki...

Teşekkür ederim Şeyma güzel dileklerin için

Ayla dedi ki...

Seyhan bir ses vermene sevindim epeydir yoktun merak ettim seni.

Deli annem erol bey hain planlarını uygulamaya koydu ve blogumu ele geçirmek için start verdi:)

abide dedi ki...

Yüreğine sağlık.Çok güzel bir yazı olmuş.

Ayla dedi ki...

Teşekkür ederiz abide, beğenmene sevindim

Yunkabu dedi ki...

ay ne kadar kucukmus kuzuuuum. bu ara benim hep aklimda eski fotograflara bakmak var. boyle daha iyi anliyor insan ne kadar buyuduklerini degil mi?

Ayla dedi ki...

Fulya o fotoğrafta Eray 40 günlük. 40 ını uçurmak için çıkmıştık anneme gelmiştik. Kesinlikle eski fotoğraflara bakınca insan herşeyi daha iyi anlıyor, görüyor