Salı, Mayıs 26, 2015

Film saati

Keyifsizim, yorgunum ve bla bla blaa.. Altı çizili kelimenin içini doldurmak istemiyorum. Anlam yüklemek istemiyorum belki de. Ya da görmezden gelerek dayanıklılığımı test ediyorum. Kaç kere daha test edeceksem.

Kitap okumayı bıraktım. Hayatımın en vakitsiz zamanlarında bile bırakmazdım halbuki. Bir kolumda Eray, bir elimde kitap ayakta dolanarak okumuşluğumdur vardır benim. Onun yerine parçalara bölerek film izliyorum. Bir filmi kesintisiz oturup izlemek benim şartlarımda ne mümkün. Parça bölük de olsa bana nasıl iyi geliyor anlatamam.

Bir hafta Christopher Nolan filmlerine başlıyorum mesela. Memonto, Inception, Interstellar. Adamın senaryoları gerçekten çok değişik. Kafamı çok meşgul ediyor çok..

Bütün-yarım adlı çalışmamız olan kağıt tabak Sparrow

Ya da Jane Austen kitaplarının film uyarlamalarını izliyorum. Mesela kendi hayatının anlatıldığı Aşkın Kitabını izledim bu sabah. Ben mutsuz sonları sevmiyorum be blog. Biyografik bir film olduğu için böyle bitmesi gerekiyordu Ayla diye teselli ederken buldum kendimi. Gerçekler değiştirilemez kızım diyorum. Belki de filmler de hayal ve hayal ürünlerini bu yüzden seviyorum. İstediğin sonu yaz gitsin.

Bu arada filmi izledikçe Jane Austen kitaplarının neden hep mutlu sonla bittiğini anlıyorsunuz. Gerçek hayatta büyük aşkına kavuşamamış bir kadın romanlarında kavuşturuyor sevdicekleri.Sensen and Sensibility, Emma , Aşk ve Gurur filme aktarılanlar.. Tabii benim favorim üçü arasında Aşk ve Gurur..

Aşkın kitabında oynayan James McAvoy'a da bayıldım ayrıca. O adamı ayrıca Christian Bale'i severim. Bak Erol'un sesi geldi kulağıma

- Sen elalemin adamına nasıl bayılırsın
-Ya canım adamın filmdeki performansına bayıldım demek istemiştim

Adamın kıskandığı adama bak. Christian Bale...

-Erol demişken en sonunda sayılı gün geldi ve çattı. Yarın sabah Almanya yolcusu. Türkiye'yi temsilen gidiyor ve 70 den fazla ülke var grubunda. İşi hiç kolay değil. Üzerinde çok fazla heyecan ve baskı var. İnşallah emeklerinin karşılığını alır. Yarışmanın bitmesini hayırlısıyla bende dört gözle bekliyorum,gerçekten çok yoruldum-

Ya da dans ile ilgili filmler izliyorum.Genelde eski filmler oluyor. Gençliğimde kırk kere seyrettiğim ve seyretmekten bıkmayacağım filmler. Geçen hafta  Dirty Darcing'i izledim. Her seyrettiğimde de aynı duygu.Bu kız oynamak zorunda mıydı? Başka biri oynamalıydı bence. Mesela ben. Ya şaka şaka

Final sahnesindeki time of my life şarkısı benim çocukluğumun ve gençliğimin şarkısı. Şimdi çok yaşlısında sanki diyen çıkabilir. Benden sonra iki kuşak var blog sen hala ne diyorsun. Peki ben ne diyordum hah şarkı. Şarkıcının yavaş yavaş ve uzatarak Nowww I've had the time of me lifeeeee. No I never felt like this before diye başlayan kısım var ya işte o kısma bayılıyorum.

Flash Dance da ise bayan oyuncu olan Jennifer Beals'in performansını çok beğenirim. Bu arada What a feeling şarkısında müziğin sesini açar deli gibi dans ederdim gençliğimde. Offf ya ne günlerdi o günler. Şimdi çok yaşlısında sanki diyen çıkabilir.Cahit'ciğim yaş 35 yolun yarısı eder kısmının bir tık üstündeyim blog sen hala ne diyorsun.

Benimle Dans et, Sokak dansı gibi filmleri izledim. Bunlar sabun köpüğü gibi filmlerdir lakin içinde dans var ya bana çok iyi geldi.

Ya da takılırım spor filmlerine. Dingin Savaşcı, Milyon dolarlık bebek ilk aklıma gelenler

Ya da biyografi. Biyografi kitaplarını çok sevsem de filmlerinde nedense üzülürüm. Hepsi mutlu sonla bitmediği için belki de.Son günlerde Alan Turing'in hayatının anlatıldığı Yapay oyun, Stephen Hawking'in hayatının anlatıldığı Her şeyin Teorisini izledim. Eddie Redmayne'nin performansı bence 10 numara 5 yıldız idi. Valla adam oynamamış, yaşamış..

Louis Zamperi'nin hayatının anlatıldığı ve yanılmıyorsam Angelie Jolie'nin ilk yönetmenlik deneyimi olan boyun eğmez fena değildi. Okyanus'ta kalma kısmı gereksiz yere çok uzun tutulduğu için filmin akışını da performansını da etkilemiş. Yoksa adamın hayatta kalma azmi gerçekten çok etkileyici. Böyle filmleri izledikçe insan düşünmeden edemiyor. Bu şöyle olmadı bu böyle olmadı diye dünya işine fazlasıyla takılıyoruz ve resmen kaşınıyoruz. Ne hayatlar ne acılar yaşanmış geçmişte ve hala yaşanıyor ve insanlar böyle olmaya devam ettikçe de yaşanacak. Sadece dolu dolu nefes alabiliyorsak bunun için bile şükretmeliyiz halimize.

Listede hiç korku filmi yok çünkü korku filmi izlemem ben. O filmlerden çok korkuyorum. Çocukluğumda seyrettiğim Elm sokağında kabus filminde Freddy'in telefondan çıkardığı dili ve tuvaletten el çıkması bu travmanın en büyük sebebi. Uzun dönem ev telefonunda konuşurken tedirgin olmuştum ve yıllarca tuvalete gittiğimde acaba el çıkar mı diye beklemiştim. Ablam ve üç kuzen toplaşır seyrederdik bir de .En küçükleri ben. Çetin abim ne korkuturdu beni film esnasında. Anneme de bak sen çocuğumun zihinsel ve ruhsal gelişimi etkilenir mi diye hiç düşünmeden salmış beni aralarına.. Aslına bakılırsa aralarına katılmak için çok yalvarırdım ben...

Ya da bilim kurgu, Fantastik filmler seyrettim. Aslında onlar benim favorim. Onları da yazarım sonra. Çünkü yine farkında olmadan anılara girdim. O yüzden kısa bir mola..

Bu arada vizyon da Mad Max var. Bir fırsat yaratabilsem de ablamla sinemaya gidebilsem keşke.O filmi sinema da izlemek çok istiyorum.


6 yorum:

oytunla hayat dedi ki...

Geçen John Travolta'nın greace filmine denk geldim... Ne keyifle izledim anlatamam Ayla :)
Dirty Dancing filmi de favorilerimdendi bak benim... Hatırlattığın iyi oldu... Bi ara tekrar izliyim :)

Herşeyin teorsini bende yakınlarda izledim... Filme bayıldım bayılmasına da oyunculuğamı şapka çıkartıyım Hawking'in azminemi şaşaladım inan...
Birde filmde kucağına çocuk verildiği sahneler varya o sahneler benim için çok özeldi... Şaşkınlık ve hayranlık...

Eğer fırsatın olursa Yapay oyunuda izle... Oda zevkli bir film biyografi dalında...
Öpüyorum seni :)

Ayla dedi ki...

Ben o filmi şaşkınlık içinde seyrettim. Hele de eşinin o zorluklara rağmen üçüncü çocuğu doğurmasına inanamadım.

Yapay oyunu seyrettim Şebnem bu posta da yazdım zaten..

Greace bende tekrar seyredeceğim inşallah. Sevgiler

Unknown dedi ki...

Tam da Şebo gibi filme dadanmışsın; diyordum. O da yorum yazmış. Aklıma hiç film izlemek gelmiyor. Bunun nedeni aslında dev ekranımın hırsız tarafından alınıp götürülmesi. İnsanda heves bırakmıyor.

Ayla dedi ki...

Safiye hanım geçmiş olsun :( Ben bilgisayardan seyredebiliyorum maalesef ki. Tv bağlayıp izlemek şahane de o kadar vaktim olmuyor maalesef ki :(

oytunla hayat dedi ki...

Yapay oyunu kaçırmışım bak arada :))

Ayla dedi ki...

Şebnem olur arada öyle şeyler :)