Bir telefonla beyni uyuştu,hiç tereddüt etmeden işten izin aldı yüreğinde koca bir taş, boğazında ise bir yumru bindi bir taksiye. Yol boyu düşündü o ne yapabilirdi .Aslında hiçbir şey .Olsun hiçbir şey yapamasa da onların yanında olması gerektiğini biliyordu ya o güçle yoluna devam edebildi.Taksideyken bir telefon açtı karşısında ki sese sende bizimle olmalısın gel dedi ,işlerimi toparlayabildikten sonra çıkabilirim dediğinde ise sessizce ağladı.Tek başına oraya gidecek gücü hiç yoktu.
Gideceği yere vardı, taksiden indi bir süre evi seyretti ne garip bir adım atamayacak kadar yorgundu.Hay aksi rüzgar da yoktu.Aslında onu yoran yol boyu rotası belli olmayan düşünceleriydi,keşke keşke birazcık rüzgar olabilseydi de düşüncelerime yön verebilsem diye içinden geçirdi ama sonra kendi haline güldü. Rotası belli olmayan düşüncelerine hangi rüzgar yardım edebilirdi.
Zili çalmamıştı ama kapı açıldı göz göze geldiler ağlamaktan şişmiş gözleri değil gözlerinin içindeki acıyı gördü. Nasıl görmesin onu kendinden bile iyi tanıyordu.Böyle bir durumda ilk kelime ne olmalıydı.Kuru bir naber mi?Eeee nasıl gidiyor mu? O gün o dakika manasını hiçbir zaman anlamayacağı ve en nefret ettiği cümleyi duymaya bile razıydı.'Bildiğin gibiyim işte'.Böyle durumlar da ilk ve son kelimeyi söylemek ona ne çok zor gelirdi.Değer verdiği insan yine onu düşündü zaten onu hep kendinden önce düşünürdü. Neden izin aldın işten, zor durumda kalacaksın. Böylelikle ilk kelime de kendiliğinden yönünü buldu.Şu an işte değil senin yanında olmalıyım.
Uzun dar bir koridoru vardı birbirlerine hiçbir şey söylemeden yürüyüp odaya girdiler.Yalnız değildiler, bir süre hep birlikte sessiz kaldılar.Sonra erkek başladı anlatmaya öfkeliydi kadın girdi araya çok öfkeliydi.Tansiyon anlattıkça düşmeye başladı
Erkek devam etti anlatmaya kırgındı
Kadın girdi araya çok kırgındı.
Gelirken ben ne yapabilirim diye düşünmüştü ya birbirilerine söyleyemedikleri konusunda kendisinin bir vesile olduğunu anladı.
Erkek anlatmaya devam etti üzgündü
Kadın girdi araya çok üzgündü
Bir şey söylemem gerek diye düşündü üzülmeyin ne olur hele de bunlar için hiç üzülmeyin sağlıklısınız ya şükredin hem bakın nasıl şartlarda yaşıyorsunuz diyecekti düşüncelerinin dile gelmesini engelledi.Başkalarının kendi derdini küçümseyerek 'aman senin derdin dert mi benim derdim yanımda gibi söylemleri biliyordu ya aynı şeyi sevdiklerine, hem de çok sevdiklerine nasıl yapabilirdi.
Erkek anlatmaya devam etti acı çekiyordu
Kadın girdi araya çok acı çekiyordu
İkisinin de haklı olduğu noktalar vardı ama her ikisinin de haksız olduğu nokta birbirlerini değiştirmek istemeleriydi. Karşı tarafı değiştiremeyeceğini anlatmaya çalıştı evet şekillendirebilirdi insanlar birbirlerini yani sivri köşelerini törpüleyebilirdi ama değişim hele de karşı taraf istemedikten sonra değişim ne kadar imkansızdı
Erkek anlatmaya devam ediyordu yorgundu
Kadın araya girdi çok yorgundu
Kadının gözyaşlarını görünce daha fazla dayanamadı o da ağlamaya başladı.Dinledikçe anıları yara aldı, yüreği ise kanamaya başladı.Birden 'ne yani bu zamana kadar yaşanılanların hepsi yalan mıydı 'diye haykırdı ,herkes sustu, onun da ne çok acı çektiğini gördüler ya
Erkek anlatmaya devam etti geleceğe karşı umutluydu
Kadın araya girdi çok mutsuzdu
Hiçbir şey söylemeden zengin kalkışı yaptı , kendi bile şaştı yine o koridordan sessizce birlikte yürüdüler ayakkabılarını giydi arkasına dönmek istemiyordu çünkü kırgındı ,arkasına dönmek istemiyordu çünkü üzgündü ama dayanamadı arkasına döndü son söz hoşcakal dedi
Yürüdü ve nefret ettiği o yokuşun başına geldi.Yani önceleri söylene söylene çıktığı o yokuşun başına. İlk defa çıkarken o yokuş bitmesin istedi.
4 yorum:
ayrıldılar mı yoksa sayende artık iyiler mi merak ettim?
Bu sorunun cevabını şu an vermek çok zor, malesef bende bilmiyorum
boğazım düğümlendi :(
sonuç bellimi?
Bahar inşallah iyi olacak ben öyle düşünüyorum, hani desem ki şöyle diye beni aşan konular bunlar ama benim fikrim şu yönde aynı yola iki kişiyle devam.
Yorum Gönder