Çarşamba, Mayıs 25, 2011

Oh be ne güzel bir hayat bu- 1. gün

Yumurta kapıya dayanınca her işini yapmaya alışkın hanımiğnesi Cuma akşamı işten çıkınca koştura koştura eve gider bir bakar ki 19,30 da evden çıkması gerekirken daha bavul bile yok ortada. Kan ter içinde o odadan bu odaya sek sek sekerek mahmure şeklinde bavulunu toplar. Planlanan saatte evden çıkar çıkmasına da annesiyle ablasını almaya Ortaköye giderse geç kalacaklarını anlar o nedenle Eray babaannede olduğu için babaannenin evinde buluşmaya karar verirler. Bir yandan eşine daha planın başında yan çizdik dur bakalım neler olacak der ve oğlunu alır.

Aslında bu Trabzon gezisine çekirdek ailecek gitmeye karar verirler başlangıçta. Çokkk önceden plan yapılır. Kuzeninin tayini Trabzon'a çıkar,aaaa ben kızımı oralarda bırakamam der teyze 7 yaşındaki kızını yükler omzuna orada ikinci bir ev açarlar kendilerine. Hanımiğnesinin annesi Trabzon'a gideceğini duyunca ne güzel bende gelseydim teyzeni görmüş olurdum der.İçi cız eden damadı aaa anne niye gelmiyorsun birlikte gideriz der bunu duyan hanımiğnesinin ablası bensiz mi gideceksin yani der programa dahil olur. Samsundan bu konuşmaları bir şekilde duyan annane aaa siz ta oralara kadar geleceksiniz de ben oraya gelmem mi der , tüm sülale ya tayinle ya da fısıltı gazetesiyle programa dahil olur yani vay anam vayyyy.

Biraz geçikmeli şekilde uçak kalkar, tontalak hani tabiri caizse analarından emdiğimi sütü burunlarından getirir. Ya öndeki adamın kel kafasına şaklatır ya arkaya dönüp millete sataşır ya da koridora inip dört başı marur şekilde dolanmak için depelenir. Yahu 1 saat 25 dakika bir insana bu kadar mı uzun gelebilir. Neyse uçak inince kiralanan araca binilir, hiç bilinmeyen Trabzona gecenin 02,00’sinde şöyle bir seyre dalınır. Navigasyon kurulur, gitmek istenilen evin kapısının önüne kadar onları götür ve bir kez daha bu zımpırtıyı bulan adama duacı olunur.

Altın kızlar artık aynı evdedir hemen yatmak olmaz ee o nasıl bu nasıl derken gecenin bilmem kaçı olur.Sabah maaile güzel bir kahvaltı yapar. Sonra tontalak kesinlikle hiç yaramazlık yapmayacak, annesini hiçç üzmeyecek diye evrene şahane mesajlar yollanarak yola çıkılır. Efendim ilk durak Atatürk köşküdür.

atatürk köşkü

atatürk köşkü1

Haftasonu olması sebebiyle haliyle çok kalabalıktı, tontalak bey pek köşk ile ilgilenmedi, içeride çekim yasak olduğu için fotoğraflayamadık. Bakın tontalak bey daha çok ne ile ilgilendi:)

eray
Köşkün bahçesine dadandı

eray2
Köşkün balkonunda koşturdu

Köşkün içindekileri gösteremiyoruz madem köşkün manzarasını çekip diğer durağımıza buyrun geçelim:)
eray1

Ayasofya müzesi

ayasofya

ayasofya3

ayasofya4

ayasofya5

Benim evrenle elektriğim tutmuyor ben artık bunu anladım da üstelemiyorum. O kadar iyi niyetlerle çıktık ki yola tontalağın orada yaptıklarını anlatıp da çocukluk gururu ile oynamak istemiyorum. Sadece eve gelip anneme dedim ki şu sahile kendimi atıp deli gibi oradan oraya koşasım var varın gerisini siz düşünün.

karınca
Babasıyla karıncaları sevdiler. Karıncalara cici dedi.O da haklı müze onun neyine çocuğum tabiat ile haşır neşir olmak istedi

ayasofya bahçe
Papatya topladı annesine pek bir mutlu oldu.

Baktık bize nefes aldırmayacak 16,00 gibi annaneye eve bıraktık. Sonra navigasoyonu ayarladık doğru şehir müzesine de Allahım olduğumuz yerde dönüp duruyoruz dönüp duruyoruz.Bu zamana kadar bu zımpırtı hiç yanılmadı devreleri mi karıştı dedik biraz daha döndük durduk meğersem  o sokağa araba ile girilmiyormuş arabayı park ettik müzeye girdik bu sefer burada çekim yapılıyor ama bu seferde biz makineyi evde unutmuşuz:)

şehir müzesi

tabii Erol hemen bir çözüm buldu, video kamera fotoğrafta çekermiş onunla çekti. Ben şehir müzesini çok çok beğendim, en çok da takı takmayı sevmeyen ben küpe, kolye kısmında takıldım kaldım ,bak onları bana verseler valla da takınırım:)

şehir müzesi1

Sonra Trabzon çarşısında turladık,aman çok kalabalık bir çarşı var güzel ama bizim Eminönü gibi aynen:) Zigana cafeye gittik orayı çok beğendim asansörle çıklıyor dağın arasında tüm denizi görebiliyorsun.Bir kahve molası verdik.

Tüm gün Şirin hanım da yani benim küçük kuzenimde bize eşlik etti. Kendisi 7 yaşında abisi gittiğinden 3 yıl sonra annesi 41 yaşında dünyaya getirdi onu. Biraz üstüne düşülerek büyütüldü. Her teneffüs teyzem okula gider ona bakmaya.Asla kınamam ki ben evladımı Allah korusun hiç kaybetmedim. Anlamaya çalışıyorum sadece. Kahve içip huzur içinde manzarayı seyrederken kollarını iki yana açtı

Oh be ne güzel bir hayat bu, bugün Ayla abla ben çok eğlendim, iyi ki gelmişsiniz çok teşekkür ederim dedi bana

Öylece baktım, güldüm. Bir çocuğun gözlerinde ki mutluluğu görmekten başka beni daha çok ne mutlu edebilirdi ki, dolu dolu nefes aldım.

Yarın:) Uzungöl, Sümela Manastırı maceramız:) 

Not:Bizde genetik valla yumurta kapıya gelince her işimizi öyle yaparız. Büyük kuzenim Trabzonu bilmez yeni tayin oldu güya bizi gezdiriyormuş:)bizimle cirit attı tüm gün.Akşam eve gelincede şey benim ödevim var bana yardım edersiniz diye düşündüm de dedi. Kendisi Trabzonda çalışıyor 4 gün, 3 günde 6 saatlik yola gidip yüksek lisansını yapıyor.Sonra başka şehirden pat diye arkadaşı gelmez mi orada kalınca onunla ilgilendi biz Erol'la gece postoperatif ağrı üzerine ödev yaptık:) Tam da uzmanlık konumuz.Gelip gidiyor ayyy ayıp olmuyor di mi. Hıııı şuralarda yazılacak tamam mı:)İnşallah hocası okumaz o ödevi biz yaptık bizzzz yani dinlemek hak getire.

12 yorum:

İkiz Annesi dedi ki...

Ne güzel yapmışsınız kalabalıkla gezmenin tadı ayrı bir çıkar aslında:)
Kareler çok güzel canım senin de keyfin yerinde sanırım satırlarından belli oluyor Allah bozmasın:)
Tontalak pek şeker maşallah kocaman öp benim yerime:)

ASLI dedi ki...

himmm enfes bir yer...Planinizdaki geli$me örnek alinacak cinsten.Tuttum bu plani valla :))

Nil dedi ki...

Darısı bize Aylacım. hep istemişimdir karadenizi Trabzonu görmeyi.
kuzenine bir de navigasyonun bozulduğunu sanıp, dönüp durmanıza çok güldüm :)

Sibelbek dedi ki...

Atatürk köşkü ne süpermiş, bayıldım. ama bahçedeki tontalak daha bayılası ;)

hypo dedi ki...

çok tarihi bir gezi olmuş.
balık yediniz mi, balık?

nohut oda dedi ki...

bende cok istiyorum gitmeyi karaenıze ama bebegın büyümesi lazım yoksa nasıl tırmanacagım yaylalara..

Ayla dedi ki...

Aylin beğenmene sevindim, teşekkür ederim.Allah şükür şu aralar keyfim yerimde:)Akşam eve gidince kokulu öpeceğim teyzesi

Ayla dedi ki...

Aslı beğenmene sevindim.Eşim internetten güzargahları çıkardı, nerelere gidilir baktı çok çalıştı çok ama değdi inan:)

Ayla dedi ki...

Nil kesinlikle tavsiye ederim müthiş yerler tabii temmuzda falan daha iyi oluyor sezon açılıyor. Düşün turistler yaylalarda cirit atıyor ilk gittiğimde çok şaşırmıştım:)

Ayın ürünü Navigasyon bence bolca öptüm sevdim onu, ara sıra tamam çamur attığım oldu ama ayın ürünü olmaya hak kazandı

Ayla dedi ki...

Sibel; Güzel di mi hele de çay içilen bir bahçesi var süper süper onu yayınlamadım foto çok çünkü sıkmak istemedim kimseyi:) Bu arada haftayı unutma:)

Ayla dedi ki...

Cüneyt öyle oldu biraz da biz balık yiyemedik çünkü teyzem çok marifetli kadındır her çıkışımızda elimize bir piknik sepeti sokuşturdu:)Onları yemekten başka şey yiyemez olduk:)

Ayla dedi ki...

Gülcan kesinlikle tavsiye ederim zaten fotoğrafları yarın yayınlayacağım yaylanın bak gör nasıl güzel yerler. Biliyor musun sümala manastırını kadın sen de 40 günlük ben diyeyim 2 aylık bir çocukla gelmiş hele de o gün soğuktu:) Şahane yerler