Pazartesi, Mayıs 09, 2011

İlaç gibi kadın

Okulda okuyorum
Dentele dokuyorum
İnanmayın a komşular
Ben yare bakıyorum

Nerden mi çıktı tabiki her zaman ki gibi annanemden. O kadar tatlı sohbeti vardır ki insan gülmekten kendini alamaz. Biraz başım ağrıyordu ,biraz canım daralıyordu sarıldım telefona sesini duyarsam ben biliyorum ki her türlü analjezikten daha iyi gelir bana..Alo dedi zil gibi bir ses ile valla kendi sesimden utandım,topladım kendimi annanem nasılsın dedim.Yukarıdaki maniyi söyleyiverdi . Sonra oya yapıyordum, bu aralar keyfim çok yerinde hani benim anneler günü hediyem dedi:) Biliyorsun nasipse Trabzona geleceğiz sana uğrayacağız ben kendi ellerimle vermek istedim bu yıl o yüzden biraz daha bekle tamam mı dedim.

Anlatacak hep bir hikayesi vardı onun bazen hüzünlendirir ,bazen karnımıza ağrılar girene kadar güldürür, bazen bizlere ah çektirir. Annanemin o kadar zor bir hayatı olmuş ki onun hayatını düşündükçe hayatta takıldığım şeyler gelir aklıma kendimden utanırım.O kadar zorluğa rağmen hayat ile çok barışıktır.

40 günlük iken annesiz kalmış kundağında.Hemen evlenmiş babası üvey annesi bir somun ekmek için ağzına kızgın maşa ile vurmuş sicim gibi kanlar akmış hala dudağında izini taşır. Kocası öldüğünde 29 yaşında biri 9 aylık kucağında en büyüğü 7 yaşında(annem)olmak üzere dört çocuğu ile  kalmış bir başına.Mücadeleden hiç yılmamış ya neyse boş verin  niyetim ajitasyon yapmak hiç değil.

Çok güzel örgü örer, oya yapar zaten onları satarak evini geçindirmiş sıklıkla.Hala keyfi yerinde ise oya yapar işleyen demir pas tutmaz der.Hele de bir yoğurt çorbası yapar ki yok yemede yanında yat. Oyalardan bana da verir dili varmaz söylemeye bak bunları ömür boyu saklayacaksın gelinine vereceksin der.Ben de banane ne vereceğim yağma yok sen vereceksin der bir kavgaya tutuşuruz.

Her yıl bir, bir buçuk aylığına İstanbul’a gelirdi,aslında annem hiç yanından ayırmak istemez ama o illa memleketim de memleketim der anlamak gerek. Her durumda söyleyecek mutlaka bir manisi vardır, hele de ilkokulda ezberlediği bir uzun bir şiir var ki her 23 Nisan, 19 Mayıs da hazır ola geçmiş hep birlikte okuruz. Düşünün bana sorsanız o günlerden bir şiir bende o hafıza nerde derim

Yurdumun bahtı kararmıştı
Halkımın yüzü sararmıştı
Kara bahdı opak etti
Yüzümüzü apak etti
Kalemiyle barış eli
Lozan .... dağ eser:)
O döşedi kolumuzu
O döşedi  yolumuzu
Düşüncesiz yurt ve millet(emin değilim)
Varlığı ile Cumhuriyet
Yükselecek, yücelecek
Her an Türklüğü bilecek

Böyle birşeydi, devamını bilmiyorum hiç sormayın annanem gibi hafıza bende nerde:)

İstanbula geldiği zaman  ışığı söndürürdük ablamla üç kişi bir yatağa sığışmaya çalışırdık sonra hikayeler başlardı.Sesler bak hala kulağımda eeee annane daha sonra ne oldu, çabuk anlat...

Maalesef panik atak hastasıdır, teşhis geçmiş senelerde hemen konulamadı,hatırlıyorum her gece doktora taşındığımızı.Ölümden inanılmaz korkar.Arkadaşını, dostunu ya da herhangi birini kaybettiğinde kendisi için bir müddet kayıp bir dönem başlar, toplum içine çıkamaz mesela kriz dönemlerinde.O dönemde elinin bırakılmasını da hiç istemez.Bir gece başımı yatağın kenarına koyup elini tuttuğumu hatırlıyorum nerdeyse gün aydınlanıyordu.Keşke hep elini tutabilsem

Bana nefes aldıran, kendimi iyi hissettiren insanların başında gelir,sesi beni rahatlatır.Bir gün o sesi duyamayacağım diye inanılmaz korkarım da bunları akıllara getirmemek gerek

 Yine annanemden bir mani ile kapayalım satırlarımızı.

Portakal dilim dilim
Niye darıldın gülüm
Ne dedim de darıldın
Çürüsüm benim dilim

Portakalın oyumu
Nerde gördün boyumu
Alacaksan al beni
Ne soruyon huyumu

10 yorum:

Deli Anne dedi ki...

Bayıldım ben anneannene aylam.. ne mutlu sana, böyle bir anneanne var hayatında.. Öyle hayat dolu ki ölüm korkutuyor onu değil mi? Yengemin anneannesi böyleydi.. onu hatırlattı bana.. Allah sağlıkla, sıkıntısız hayırlı uzun ömürler versin ona da bizlere de..

Ayla dedi ki...

Deli annem amin hep birlikte inşallah.Evet ben bu konuda kendimi şanslı hissediyorum.Annanem öyle biridir ki coşarsa karşısındakini de coşturan bir kadındır.Sıkıldım mı hemen bir telefon kız keyfim yok derim kız neden der başlar anlatmaya:))Mutlaka o telefonu ağzım kulaklarımda kaparım. O kadar çok korkuyorum ki onu kaybetmekten bazen kötü düşünceler sarıyor aklımı hemen uzaklaştırıyorum. Allahım sağlıkla huzurla ağız tadıyla uzun ömürler verir inşallah ona.Bende her gün şükürler ediyorum yaradana yoksa ruhum nasıl beslenirdi bu koca dünyada

Nil dedi ki...

ayla anneanneler başkadır ya. bildiğin başka. rabbim uzun ömürler versin. ben de çok ihmal ediyorum kıymetlimi. off bu hayat koşturmacası. hep geç mi kalacam herşeye.
Azra dan sonra ölümden iyice korkar oldum aylam :(

Ayla dedi ki...

Nil yazın üzdü beni çok ,böyle durumlarda insan daha çok düşünüyor sevdiklerini daha çok arar oluyor.Aslında sonradan pişman olmamak için daha sık sevdiğimizi söyleyip daha cok kokularını içimize çekmek lazım bence işte hep koşturmaca

ASLI dedi ki...

Tanimak istedim valla.Ne sirin.
O kadar zorluk yasamis bu haslaligin olmasi cok normal.
Zorluk yasayan insanlar daha güclü olurlar her zaman.Öpüyorum ellerinden güzel anneannenin :)

Ayla dedi ki...

Aslı çok hoş muhabbeti vardır genelde güldürür.Hayat ile barışık olsa bile bir şekilde yaşadığı zorluklar bir yerden çıkıyor haklısın.

Unknown dedi ki...

ne güzel hala anneannen var, konuşup dinleyebiliyorsun, şiirlerde çok güzelmiş tabi...sevgiler benden de...

balböcükleri dedi ki...

benimde babanem sölerdi mani ama arada dağlaaaaar var bol küfür içerirdi:)şaka değil valla alem kadındı rahmetli:))

Ayla dedi ki...

Serpil ben seni çok iyi anladım:))) Benim annaneminde ağzı birazcık:) bozuktur ama buraya masumlarını yazdım.Eski kadınların ağzı başka bir tatlı o konuda.Yazarım sonra yine kapanır blogum falan neme lazım

Ayla dedi ki...

İsoon çok teşekkür ederim haftaya göreceğim inşallah buradakı yorumların hepiciğini anlatacam ona:)