Sibel sağolsun mimlemiş beni. Bu mim ortalıkta dolandığında ay ben bu mimi bak cevaplayamam demiştim,çünkü hemen hemen herkes tek kelime ile anlatmış hislerini. Benim bir şeyi tek kelime ile anlatmam imkansız imkansız. E malum lafı evirip çevirme özelliğimden sebep bu konuda mimlenirsem eğer nasıl cevaplarım diye düşündürmüştü.. Sibelin yazısını görünce derin bir ohh çektim çünkü kimse tek kelime ile anlat dememiş ki, nerden bu kanıya vardıysam artık.Efendim start diyelim mi o zaman
Sevdiğim insanların fotoğraf albümleri tabii anıları ile birlikte.Geçmişe yolculuk yapmayı hep sevdim ben o nedenle bir kahve eşliğinde kedi gibi bir koltuğa sinmiş şekilde, zaman derdimiz olmadan ee bu kim şu kim diyerekten yavaş yavaş albümün sayfaları arasında gezinmek benim için en özel görsel.Tabii ki gün doğumu.Yeni bir gün, yeni umutlar,yeni insanlar, yeni hayaller demek.Son görsel ise dans eden bir kadın:) Bak bunun sebebini sormayın sadece ÖYLE İŞTE.
En sevdiğim seslere gelirsek diğer anneler gibi bende oğlumun sesini tek geçiyorum. Hele de işten eve dönünce annemmm diye boynuma sarıldığında ki ses tonu hayata dair tüm kaygılarımı silip süpürüyor.İkinci olarak annemin sesi:)Aslında babasının kızıyım ben ama annemin sesini duymadan güne başlayamayanlardanım.. Mutlaka 10,00 da ki çay saatimde kızzzz anne ne yapıyorsun şeklinde anneme bir yoklama çekerim.Hoş ben sabahın 07,30 da aramak isterim de oğluma bakmadığı haftalarda saraylı annem güne o saatler de selam çakıyor.Son olarak Rüzgar sesi mi dalga sesi mi kararsız kaldım bak şimdi, dört tane olmaz mı.Tamam tamam bu sefer mızıkçılık yapmayacağım her ikisini de sevsem de rüzgar sesi diyorum. Hele de ılık ılık esen rüzgar bana inanılmaz huzur ve keyif verir, çıplak ayak sokaklara kendimi atasım gelir. Tabii saatte bilmem kaç km hızında esen rüzgar ancak ve ancak beni ürkütebilir.
Evladımın kokusu cennetin kokusudur. Evlat kokusunu anlatmaya benim kelimelerim kifayetsiz kalır ancak ve ancak içine çekilerek hissedilir.Yağmurdan sonra ki toprak kokusu.Ben bahçeli bir evde büyüdüm o bahçede çok güzel günler geçirdim. Yağmur çişelediğin de mutfaktan koşarak geçer bahçeye giderdim. Nasıl bir çiçeği koklamaya doyamazsınız tekrar tekrar koklarsınız ya o kokuyu defalarca içime çekerdim.Kitap kokusu diyeceğim ama kahvesiz gitmez ki:)Bunlar ayrılmaz bir ekuri .O nedenle benim vicdanım dayanmaz bu ikiliyi ayırmaya, o kadar da kötü bir insan değilim.Ne okurdum sabahlara kadar.Ben biliyorum aslında oğlumun gece neden geç yatıp sabah da erken kalktığını ve uyumayı sevmediğini..Ben zamanında annemin ahını aldım ahını.Kitap okumak için sabahlardım çok çemkirirdi yat diye beni beklerdi sabah da çok dürtterdi kalk birlikte kahvaltı edelim diye. Anne ya bitmedi mi cezamız:)
Yemeği çok seven biri olarak zınk diye kaldım bak bu konuda. Tatlılarla aram benim hiç yoktur ama hayır diyemeyeceğim görünce ayyyy dedirttiren beni gülümseten ,beni alıp başka diyarlara götüren iki tatlı var. Profiterol ve fırın sütlaç.Annemin yaptığı sarma son tat olsun. Öyle severim öyle severim ki. Tencereyi kucağıma alıp televizyon karşısına geçip çerez gibi yiyebilirim.
Aitlik hissi. Bir eve ,bir ocağa, bir aileye, bir takıma vs. ait olabilmenin hissi. Artık bir şey daha ekledim bu listeye, evim gibi gördüğüm blogumu ve siz komşularımı.Eskiden buralara ait görmezdim kendimi çok yazmak istesem de yazmazdım, ses vermeye başladı komşularım, izleyicilerim oldular, elim sende ay mimin sende dedik oyunlar oynadık, üzüntülerimizi, hayallerimizi, sevinçlerimizi paylaştık.Evet artık ben de buralara aittim bu his çok başka.Mel gibson gibi bağırdığımı düşünün hele tabikiiii Özgürlükkkkkkkkkkk.Eskisi gibi fiziksel anlamda özgür değilim her açıdan bunu biliyorum .Sonuçta çocuğum ve canım içi kocam var kafam yerinde alaturka oldum ben gidiyorum diyip istediğim yerlere atamıyorum kendimi..Ama bu beni mutsuz etmiyor. Allah ruh ve düşünce özgürlüğünden mahrum bırakmasın adamı diyelim başka hissiyatıma geçelim.Ayyy o kadar çok ki hangisi ile sonlandırayım .Hep derim hep diyeceğim geleceğe dair umutlarım tükenmesin hiç budur beni hayata bağlayan:)
Bende bu mimi Bahriye'ye , Abide'ye ve Bahar'a sevgilerimle birlikte gönderiyorum.Tabiki kabul ederlerse.
Not: Şimdi ben hep mimlendiğim zaman sohbet olsun diye Erol'a sorarım sen ne derdin diye. Ses konusu açıldı para sesi, araba sesi der demez tamam tamam ya sus, pekii tatlardan ne dersin kebap, et ya tamam Erol sus sus vazgeçtim peki hislerden Başarı hissi Erol ben sorumu geri çektim bence yolumuza devam edelim dedim. Hayyy Erkekler Marstan kadınlar Venüsten diye zattın sabah sabah ellerinden öpeyim.
15 yorum:
Aylacım seve seve kabul ediyorum :)
ben de eşime sorayım bak çok merak ettim şimdi :))))
Abide teşekkür ederim şimdiden:)))
Sibel her mim de sorarım ben. Öyle değişik cevaplar çıkıyor ve şaşırtıyorlar ki gezegenlerimizi o nedenle iyi kavradım ben:))
Ahahah aylam finalde öldürdün beni.. pes yani pes :)
Deli annem di mi bende pes dedim onçün kokulara geçirtmedim:)
Ayla ben de sordum ama beni şaşırttı eşim. enstrüman ve kuş sesi dedi hönkledim.
hakikaten kokularda ne cevap verirdi acep :)
Nilcim sordum ki:)))Temizlik ve toprak kokusu dedi. Benim öyle hepele gübele yazdığıma bakma Erol şakacı insandır:))))Mutlaka beni deli ediyordur deli.
Mimlendin:) Görüşmek üzere:)
Amak-ı hayal teşekkür ederim, pazartesi cevaplayacağım olur mu?
aa bugünki 2.mimlenmem :) cevaplarımız tabi çok benzer olacak. çocuklarımızın kokusu ;)
Evlat kokusu gibi var mı di mi ama.Desene Bahar bugün bereketli günündesin
ayla'cım teşekkür ederim :)) en kısa sürede cevaplar gelecek,bu kadar uzun ve güzel yazabilirmiyim bilmiyorum ama elimden geleni yapacağım :)))
bu ara da o fotoğraf albümleri kurcalama olayı benim de sıkılmadan,defalarca yaptığım mutluluklarım arasın da...
Bahriyeciğim benden daha güzel yazarsın ben eminim sadece yazmaya başla.Di mi ohhh ne anılar var o albümlerde hazine onlar hazine:)))
Çok güzel anlatmışsın ama sona gelince kahkahalarıma engel olamadım:)))
Aylin güzel yorumun için teşekkür ederim gülenmeyecek gibi de değil ama di mi.Erol çok sever beni deli etmeyi:)))
Yorum Gönder