Perşembe, Şubat 05, 2015

Bandırma Vapuru


Pazar günü öğleden sonra çıkabildik yola. Ablamın işi olduğu için mecbur bekledik. Cuma günü de Erol'un iptal edemediği bir toplantı olduğu için perşembeden yola döküldük. Yani 3.5 gün için 750 km yolu tepmiş olduk. Ne yapalım kısmet bu kadarmış.Ya o günler arası gidebilecektik ya da hiç gidemeyecektik.

Ben uzun ama çok uzun araba yolculuklarını sevmediğim için önce tereddüt ettim.Baktım annem siz bilirsiniz dese de Samsun'a gitmeyi çok istiyor biz de gitmeye karar verdik. Hem oğluma verilmiş bir söz vardı ortada..

Ben patatesli börek, annem ise dolma yaptı. Sıcak suyumuzu da koyduk termosa..Ohh yol boyunca gelsin kahveler, gitsin börekler ,mideye insin dolmacıklar, çerezler, kurabiyeler. Ağzımız bir dakika boş durmadı.

İzmit'e gelince Eray hadi daha gelmedik mi dedi? Nereye dedim. Havaalanına dedi. Uçakla gitmiyoruz ki dedim önce bir itiraz eder gibi oldu sonra da ne kadar daha arabayla gideceğiz dedi. 8 saat kadar yolumuz var dediğim de ise ohaaa lafı ağzından dökülüverdi. Tabii sonra da o kelime için özür diledi.

Yol boyunca neler yapmadık ki: Eray bir kitap okudu. Red kit, akıbetimiz güneş sönünce belgeseli, güldür güldür şov gibi programlar seyrettik. Eray mine craft oynadı.Yolculuğumuz benim düşündüğümden rahat geçti.

Samsun'a gece 01.30 gibi vardık. Sabah kahvaltıdan hemen sonra düştük yollara. Birinci gün; Bandırma Vapuru, Kent müzesi ve Amazon köyüne gittik.

Eray'a bir gün seni mutlaka Bandırma Vapuruna götüreceğim demiştim. Çok sevinmişti. Küçücük çocuk tarihten,milli mücadeleden ne anlar demeyin eğer ilgi alanına giriyorsa çok da iyi anlar. O yüzden ilk olarak anneannemin evine çok yakın olan Bandırma vapuruna gittik. Adam topu, tüfeği, torpidoyu görür görmez onların yanına koştu.

Annecim sen topun karşısına geç düşman ol ben de seni geri püskürteyim dedi. Hani denize dökülmüşlerdi ya onlar gibi diye de ekledi. Uyuzluğum tuttu banane dedim. Çünkü artık hırsız olmaktan, hasta olmaktan, öğrenci olmaktan...bıktım. Tüm cafcaflı roller küçük beyefendi de.. Sen düşman ol, ben seni püskürteyim dedim. Kabul eder mi? Teyzesini düşman yaptı çivvçüvvçiiiçüvvv gibi seslerle düşman teyzesini yok etti.

Bandırma Vapurunda ise çok heyecanlıydı.Çok meraklı gezdi. Buyrun fotoğraflarla Bandırma Vapuru ve Milli Mücadele Parkı Açık Hava müzesi;

Mantelli Sahra Topu: Künyesi; Rusya-1897. 1923 senesine kadar ordumuz tarafından İstiklal mücadelemizin bütün savaşlarından kullanılmış.





MK 23 denizaltı Torpidosu
 
 
İlk adım anıtı
 
Bandırma Vapuru: Mustafa Kemal Atatürk'ün 9.Ordu Müfettişi olarak, 18 arkadaşıyla birlikte İstanbul'dan Samsuna getiren Bandırma Vapuru, Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ne giden yolda çok önemli bir görev yaparak tarihteki yerini almıştır.
 
Bandırma Vapuru Torocaderto adıyla 1878 yılında İskoçya'da yolcu ve yük gemisi olarak inşa edilmiş ve 5 yıl bir şirket tarafından çalıştırılmıştır.1883-1910 yılları arasında bir armatörce Osmanlı Deniz Yolları İşletmesinde(İdare-i Mahsusa) kayıtlı olarak Panderma adı verilerek kuru yük gemisi olarak kullanılmıştır.Sonra da statü değiştirerek Bandırma adını alarak posta vapuru haline getirilmiştir.
 
16 Mayıs 1919 günü 9.Ordu Müfettişi(Mirliva) Mustafa Kemal ve 18 arkadaşını İstanbul'dan alarak 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a ulaştırdıktan sonra posta gemisi olarak hizmetine devam etmiştir. 1924 yılında ise vapur hizmet dışı bırakılmış, 1925 yılında ise parçalanmıştır.
 
Bandırma Vapuru gerçek boyutlarına sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş ve müze gemi olarak 19 Mayıs 2003 tarihinde hizmete açılmıştır. Bandırma Vapurunda; Tefriş ve yatak odası, Sergi salonu, Kaptan köşkü, Kaptan kamerası gibi bölümler vardır.
 
 


Bandırma Vapurunun Yeni Kaptanı
 
 



 
 




 
 
 
Bandırma Vapurundan son bakış...
 
 
Sonra çocuklar aldı eline simidi yürüye yürüye Kent Müzesine doğru yol aldık.
 
Bandırma Vapuru ve Milli Mücadele Parkı Açık Hava Müzesi : 26/01/2014

Hiç yorum yok: