Pazartesi, Aralık 01, 2014
Haftasonundan özetler vol. kaçtı yine unuttum
Akıllılık ettim ütüleri cuma gecesi bitirmekle. Televizyonda Güldür güldür programını duya duya yaptım hem de. Hoş ütüledim de ne oldu.. Hafta sonu çamaşırlar yine yıkandı yine kurudu yine birikti. Off bu döngü..Öncesinde tontalağın yazma ve İngilizce ödevini yaptırdım ki hafta sonuna yığılmasın ödevler.
Cumartesi sabahın köründe kalktım. Hazırlandık anneanneye kahvaltıya gittik sıcak sıcak simitlerle birlikte.Gidene kadar bir simidin yarısını yemiş olabilirim sonra kahvaltıda diğer yarısını, kahvaltıdan kalkmak üzereyken biraz dahasını. Ahh bu pişmanlıklar.
Saat 10.00 da etütteydi tontalak..Ben her zaman ki koltuğuma kuruldum kahve eşliğinde kitabımı okudum. Bu Arya'nın da başına gelmeyen kalmadı. Daha kimlerin eline geçecek bakalım. Gece nöbetçilerinden Yoren, bir elime geçirsem ne yapacağım bak seni dediğim kalpsiz Gregor Clegane, abisine bağlılık yemini etmiş Balton, yıldırım lordu Lord Beric, şimdi de Tazı..
Etüt çıkışı anneannede yemek yedik sonra doğruca sinemaya. Madagaskar penguenleri izledik. Eray çok çok beğenmiş, kendisi öyle dedi. Bana sorarsanız eh işte. Skipper Kowalski, Rico, Private adlı penguenlerin hepsine ama hepsine çok güldü tontalak. Kuzey Rüzgarı diye bir örgüt vardı ki ajanları çok havalıydı. Havaları batsın. Dublaj ve müzikler bence başarılı.
Sinema çıkışı Eray'a spor ayakkabı baktık ama içimize sinen bir şey bulamadık.Harcadığımız zamana acıdım.
Eray tutturdu eğlenceli bir şeyler yapalım diye. Bir baktım ki bilmem ne atölyesinden ablalar gelmiş çamurla heykelcikler yaptırıyorlar. Kaydımızı yaptık. Verdiler eline çamuru başladı modele göre heykelciği şekillendirmeye. Sevdi her zaman ki gibi.
Sonra ailecek yemek yemeğe. Eve döndüğümüzde elektrikler yoktu belli ki uzun zamandır elektrik yokmuş ev epeyce soğumuş. Üşüdüm..
Erol elinde kocaman ışıldakla girdi odaya.Okuma ödevinin bir kısmı ışıldak eşliğinde yapıldı.
Tam elektrik geldi derken annem aradı. Babam rahatsızlanmış.Tansiyon fırlamış, hapı işe yaramamış. Bir kızdım telefonda hastaneye nasıl gitmezsiniz diye. Babam biraz daha bekleyelim ha geçti ha geçecek dedikçe tansiyon çıktıkça çıkmış. Erol bi koş bi yetiş dedim. Babam daha da fena olunca annem ambulans çağırdı.Tansiyonu iğne ile düşürdüler. Çok şükür şimdi iyi ama sabah gözlerini görünce canım sıkıldı. Kıpkırmızı.
Erol'la birlikte pazar günü tüm gün dip kıyı temizlik yaptık. Mola verdikçe Eray'ın okuma ödevini yaptırdım. Alışverişe de baba-oğulu gönderdim.
Yemekte tavuk olmasından memnun olmadı tontalak. Pek beyaz eti sevmiyor.(tavuk çorbasına bayılır o ayrı) O kırmızı etçil ya da otçul.Söylene söylene yedi beyefendi.
Pazartesiye ezberlenmesi gereken bir İngilizce diyalog ödevi vardı. Eray'a bu sefer öğretmeni Tobby rolünü vermiş.(Geçen sefer Freedie idi) Evde prova yaparken ben hikayeci oldum babası da geriye kalan diğerleri yani Bella, Freedie vs... Biraz da cd den izledik oldu da bitti.It's a monster. I am scared....
Sonra Eray annecim bana kar na baa har yapar mısın dedi kelimeyi yanlış söylememek için heceleyerek. Alışverişe gittiklerinde almışlardı ertesi gün pişirilmek üzere. Ama onun canı o an çekmiş. Yapmaz mıyım dedim. Suyun içine biraz tuz katarak haşladım öyle yedi.
Anne-oğul sıcak çikolata keyfi yapmaya ne dersin dedi karnabaharı yedikten sonra. Yatmaya yakın çikolatası az sütü çok sıcak çikolata yaptık. Yoldan çıkarıyor bu çocuk beni..
Yatmaya giderken çok ağladı tontalak. Uyumamak için değil babaannesinin annesini çok özlemiş ondan. Haziran ayında kaybetmiştik kendisini. Neden öldü ki diye ağladı. Ben onu çok seviyordum ölmeseydi ne güzel oynardık diye ağladı. Son zamanlarda büyükanne kimseyle pek konuşmuyordu ama tontalak konuşunca ona laf atıyordu. O da onu seviyordu. Ölmek diye bir şey olmasaydı keşke dedi. Neyse ki babaannem hala hayatta diye de şükretti. Çok üzüldüm bende.. Çünkü tontalak üzüntüsünü de sevincini de dolu dolu yaşayan bir çocuk. Dolu dolu ağlaması beni mahvetti. Kendisini toplayınca annecim büyükannene kaç yaşında öldü dedi. 100 yaşını geçiyordu dedim. Yokkk artık dedi çatlak.. Sonra lafı toparladı. Annecim büyükanneyi mezarında ziyaret edebilir miyiz? Belki biraz daha büyüyünce..
Hastalık geçti de şu öksürük yapıştı bünyeye gece boyunca beni deli etti...
Madagaskar Penguenler- 30/11/2014
Not: Darüşafaka'nın 150 yıl kamu spotuna bayılıyor tontalak. Artık ona ne hissettiriyorsa. Pazar sabahı kahvaltıda dedi ki; Annecim- babacım siz ölünce ben bu okula gidebilir miyim? Gülelim mi? ağlayalım mı bilemedim..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
Sizi okuyunca , artık Ece ile birşey yapmadığımıza karar verdim. Kitap okumak bile. İngilizceyi çok ihmal ettik. Sinemayı sevmiyor, tiyatroya götüremiyorum.
Eray çok şanslı her haftasonu dolu dolu geçiyor tontalağın.
Darüşafaka reklamı beğenilmeyecek gibi değil ki. İnsanın yüreğinde bir yere dokunmayı çok güzel başarmışlar.
Ayla saniyeler içinde hüzünlendirdin önce sonra da kahkaha attırdın ne diyeyim. Eray' ın konuşmalara bitiyorum yahu.
Nilhan şimdi Ela küçük biraz daha büyüsün hep birlikte akarsınız gezmelere... Eray büyüdüğü için gezmek daha kolay. Nilhan ben çok konuştum, çok kınadım zamanında:) bazılarını ne oldu Allah tontalakla babasını bana verdi. O kadar çok seviyorlar ki gezmeyi evde tutamıyorum onları. Garip ben ne yapsın peşlerinde dolanıyorum.. Yoksa ben ev kuşuyumdur.. Adam müze, sinema, tiyatro, atölye hepsini seviyor :))
Ülker bazen hüzünlenirken güldürüyor, güldürürken hüzünlendiriyor beni..Mesela salya sümük ağlıyor bende ağlamak üzereyim büyükannesinin yaşına yok artık demesi gülmeme sebep oluyor.
Of be Eraycim yaaaa... :)
Yaziyi okurken hersey icin bir yorumum vardi ama simdi unuttumm.
Arya benim de en merak ettigim karakter!
Eray'in camurla bulusmasina cok sevindim. Keske herseyi deneme sanslari olsa da yureklerine hitap edeni bulabilseler..
Eray'in ozlemi beni de uzdu. Allah ona buyuk uzuntuler yasatmasin insallah... Off be Ayla'm bu ara yine feci takiliyor aklima ölüm...............
Ahretligim baban icin cok cok gecmis olsun. Allah bir daha gostermesin insallah. Tansiyon rahatsizligi zaten var miydi yeni mi cikti?
Ahretliğim benim de öyle bu aralar :(( Kendimle ilgili değil de sevdiklerimi kaybetmek düşüncesi beynimi kemiriyor en iyi aklı meşgul etmek.
Kitapta bağlandığı kişileri tek tek kaybediyorum ve bu canımı fena halde sıkıyor Fulya. Gerçekten sıkıyor. Sana soracağım iki gündür Jon da geri gelecek mi?
Fulya'cım babam tansiyon hastası ilaç kullanıyor zaten. Yorulduğunda, sinirlendiğinde, üzüldüğünde tansiyon hemen varlığını hissettiriyor :( Yüksek tansiyonu uzun süredir var.
Yorum Gönder