Pazartesi, Haziran 16, 2014

Haftasonundan özetler



-Bugün eve erken gitmeliyim dediğim zaman mutlaka bir aksilik olur. Cuma akşamı da öyle bir gündü.O yüzden bu cümleyi kendime yasaklıyorum. Erol 18.45 de aradı. Ayla ben iyiyim bende bir şey yok dedikten sonrada ekledi. Kaza yaptım, geç gelirim. Şükür kendinde bir şey yokmuş dedikten bir süre sonra Eray 'babam nerede kaldı annecim' diye sordu. Erol'da bir şey yok ya önemli değil dedi ya bende Eray'a söylemekte sakınca görmedim. Eray'cım baban kaza yapmış biraz geç kalacakmış. 'Annecim babacım yaşıyor mu peki 'dediğinde vurgun yemişe döndüm. O şekilde algılayacağını hiç düşünemedim. Allah'a şükür baban iyiymiş oğlum sadece araba biraz hasar almış dediğimde 'iyi tamam o zaman' dediği andaki ruhsal değişimin hızına yetişemedim.

-Erol eve geldi ayrıntıları öğrendik.Adam ters yöne girmiş.Güm arabanın sağ arka kapısına bindirmiş. Tutanaklar tutulurken abicim sakın ters yönden geldiğimi yazma demiş. Erol da olur mu öyle şey dedikten sonra adamımız abicim sende hiç yolu kontrol etmeden girdin ama dediği için kendisini haftanın pişkini ilan ettim.

-Arabaya binmeden önce tontalakla arabayı kontrol ettik. Tontalak babacım araba birazcık yamulmuş ama bu yamuk çok önemli değil, olur böyle şeyler diyerek olayı özetledi.

-Cumartesi sabahı yine yüzme. Bu sefer yola her zaman ki saatimizden erken çıktık.

-Yüzme sonrası İstinye Parka geçtik. Önce sinema için biletler alındı.Yemek yedik.Yaz okulu için eksiklikler vardı onları aldım. 13.30 seansına girdik.

-Filmin adı Oz büyücüsü. Koltuklar rahat, salon serin olunca göz kapaklarıma mukayyet olmadım. Ayakkabılarımı çıkardım, kıvrıldım ve ilk yarı resmen uyudum. Ne yapayım gerçekten çok yorgundum.Film nasıldı diye sorarsanız ikinci yarı fena değildi:)

-Film çıkışı çocuklar dondurma lafını duyunca oleyyyyy diye bir çığlık attı. İstinye park resmen sallandı. Çocukları mutlu edebilmek ne kadar kolay, keşke o mutluluğu sürdürebilmek de bu kadar kolay olsaydı.

-Eve gelişimiz 17.00 buldu. Sonra maraton zamanı. Temizlik, çamaşır yıka-as. Resmen topuklarım acıdı.

-Uzun zamandan sonra akşam evimizde kahvaltı edildi. Eray mızıldandı çünkü alışık değil.

-Pazar sabahı tontalak babasıyla yüzmeye gitti. Çünkü ahretliğim ailesiyle kahvaltıya (o saatte ancak  brunch olur) gelecekti, hazırlık yaptım.

-Yüzmede öğretmeni Eray'ı tebrik etmiş.Öğretmen herkes su altında 20 saniye nefesini tutacak demiş. Eray nefesini 20 dakika tutmuş:) Öğretmen de tebrikler demiş. 20 dakika değildir oğlum desem de oğlum ısrarcı, ben onun yalancısıyım.

-Çocuklar güzel oynadı oymamasına da Eray pek durgundu. Bir ara uzandı. Ateşini ölçtü babası 37.5. Galiba dün sinemadaki klima çarptı.  Ne çabuk ateşlendi desem de blogumu açıp baktım üstünden 42 gün geçmiş. Zaman yine hızla akıyor.

-Eray dinlensin diye akşam babalara gidemedik. Telefonla kutladık. Benim için iki tane özel gün vardır. Biri doğum günleri diğeri de evlenme yıl dönümleri. Onlar kişiye özel olduğu için belki de. Diğer günler pek anlam ifade etmez benim için. Ama kutlarım. Bilirim ki benim için anlam ifade etmese de karşı taraf için edebilir. O yüzden en yakın zamanda telafi edilecek.

-Üç, dört makine ütüyü Erol'la paslaşarak bitirdik. Lakin bende bittim.

-Eray'ın ateşi gece 37.3-37.5 civarında dolandı. Hafif ateşli olsa da rahat uyudu.

-Sabah ben kesinlikle hasta değilim. Sadece benzin depoluyorum benim yüzmeme engel olamazsın anne dedi. Ölçtüm ateşi yoktu. Hiç istemesem de yaz okuluna gönderdim. Lakin şu an içim içimi yiyor.

-Nasıl ben tongaya bastım dedim birine. Her şeyi o kadar sık eleyip dokurum ki. Ortaköy'e servis var mı diye sordum evet dediler ve bir daha da bir şey sormadım. Okullara kayıt yaptırdığımda ilk sorduğum sorudur benim. Güzergahını, ne kadar yol alacağını inini cinini... Ama burada hiç bir şey sormadım.Basiretim bağlandı sanki ya da ne bilim büyük anneannenin ölümün acısı düşünmemi engelledi. Kayıt yaptırdıktan sonra aklıma geldi. Adam bana demez mi bir saati geçer diye. O kadar kısa mesafede neden o kadar sürüyor diye sordum. Çünkü 1. leventten yola çıkıyorlar Etiler-Ulus-Arnavutköy-Ortaköy. Beyefendi akşam trafiğinde Etiler'e girerseniz çıkamazsınız ne alaka dedim. Valla içinize gelirse demeye getirdi. Bir çözüm yolu bulmalıyım ama nasıl.

Yine bir çözüm arayışı ile haftaya girdik. Haydi hayırlısı.


Hiç yorum yok: