Bunun için havamda değilim...
Bunun için psikolojim uygun değil..
Bunun zamanı değil...
Evet evet zamanı değil. İnanırım okunan kitapların bir zamanı olduğuna. Belki de çok seveceğin bir kitabın o kişi için uygun zaman gelmediği için beğenilmediğine. Düşünün 20'li yaşlarda bir kitabı okuyorsunuz ve diyorsunuz ki 'evet güzel ama bir şey eksik. Belki 30'lu yaşlarda okusaydınız o eksik hiç olmayacaktı.
Sonunda Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafetle Gezer'i aldım elime. Arka kapağı okudum aşağıya inmeden önce..
Bir düşünün. İntihar etmek üzeresiniz. Bir adam hayatınızı kurtarıyor, ama karşılığında sizinle bir anlaşma yapıyor. Bundan sonra o ne söylerse sorgusuz sualsiz yapacaksınız. Kendi iyiliğiniz için... Çaresiz, kabul ediyorsunuz ve hayatınızın iplerini tıpkı bir kukla gibi başkasının ellerine bırakıyorsunuz. Ve hayatınız eskisinden çok daha güzel oluyor. Yine de şüpheleriniz var: Bu adam aslında kim? Çevresindeki gizemli kişilerin sırrı ne? Sizden aslında ne istiyor?
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer, kendi kendimize koyduğumuz engelleri, korkularımızı ve önyargılarımızı nasıl aşacağımızın, kaderimiz sandığımız mutsuz bir yaşamı, bizi mutluluğa götüren bir yolculuğa nasıl dönüştüreceğimizin hikâyesi.
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer, kendi kendimize koyduğumuz engelleri, korkularımızı ve önyargılarımızı nasıl aşacağımızın, kaderimiz sandığımız mutsuz bir yaşamı, bizi mutluluğa götüren bir yolculuğa nasıl dönüştüreceğimizin hikâyesi.
Yakın zamanda intihar etmek üzere olan bir adamın hikayesini okumuştum dedim kendi kendime lakin her hikaye farklıdır sonuçta diyerek kitabı çantaya attım. Öğle tatilinde çıkardım çantadan. Açık havada, bankta oturmuşum ilk sayfayı açtım.
Adam bir adım daha diyor.
Her adım attıkça düşünceler, geçmiş hortum gibi adamı içine hapsediyor. Ne kadar çok diğer kitaba benziyor dedim. Sonra aklıma bir soru takıldı. Sahi diğer kitabın adı neydi? Düşündüm, düşündüm, düşündüm bulamadım. Eve gidince bakarım dedim döndüm kitaba
İkinci sayfaya geçtim.
Bir adım...
Varlığım, doğumumdan bile önce başlamış bir yenilgiler dizisiydi. Babam beni kendisini tanımaya layık görmemişti. Annem ona hamile kaldığını söylediği an terk etmişti.
Annem, umutsuzluğunu bir Paris barında unutmaya, beni ortadan kaldırmak ortadan kaldırmak niyetiyle mi gitmişti.
Yok artık dedim. Diğer kitapta bu cümlenin geçtiğini o kadar net hatırlıyordum ki... Sonra ortalarını, sonunu karıştırdım. Her cümleyi, kelimeyi yine hatırlıyorum. Ne kadar çok diğer kitaba benziyor dediğim bu kitap aslında diğer kitabın ta kendisiydi. Kitaptaki her cümleyi, kelimeyi hatırlayıp da kitabın ismini hatırlayamamam ise çok endişe verici:)
Kitabı arkadaşım vermişti aslında. Bak beğeneceksin, oku demişti. Kişisel gelişim kitaplarını okumayı hiç sevmem. Bu kitap kişisel gelişim kitabı ama roman tarzında. Üç ay önce okuduğumda şunu düşündüm ben bu kitabı pek sevmedim. Galiba gelişim kitapları için zaman benim için zaman hiç gelmeyecek :)
2 yorum:
Ilginc,merak ettim...
Bakalım sen sevecek misin?
Yorum Gönder