Pazartesi, Nisan 14, 2014

Hafta Sonu Koşturmaları

 
Koştura koştura bir haftasonundan sonra geldik yine işyerine.. Allahtan pazartesi sendorumu yaşamayanlardanım. Sadece pazartesi diğer günlere nazaran daha yorgun olurum. Sebep malum iki güne temizliği, yemeği, gezmeyi, dersleri sığdırmaya çalışmak.
 
Cuma akşamı koşa koşa annemin yanına gittim oğlumu gördüm sonra sinemaya gitmek için yola çıktım .İlk defa tontalak peşime takıldı.Normalde siz gezin ben anneannem de kalırım diyen bir çocuk olduğu için şaşırdım. Neyse ki çok da ısrar etmedi. Nuh Büyük Tufana gittik onu daha sonra yazarım.
 
Sabah Eray'ı almak için anneme gittiğimde varolsun mükellef bir kahvaltı hazırlamış. Yedik içtik sonra hep birlikte doktora gittik. Benim kronik sorunum Roza için. Elmacık kemiklerim üstünde minik minik birkaç tane kırmızı noktalar halinde varlığını sürdürmekte. Aslında abartılacak bir şey değil ama ne bilim gözüme takılıyor işte( Birde önlem alınmasa ilerleyebilir)
 
Yine yasaklar listesi.. Yüzde yüz yasak olanlar bir de arada kaçamak yapabileceğim şeylerin listesi. Güneş asla yok. Yüksek faktörlü güneş kremi verdi. Birde sürekli geniş çeperli şapka takacaksın dedi. Buhar (sıcak duş, sauna gibi),acı- baharatlı şeyler, alkol yok. Bunlardan kaçamak yapmak da yok. Dikkat edeceğim ama yüzde yüzde yasak olmayanlar;çikolata, kafein(günde sadece bir türk kahvesine izin var),mayalı gıdalar(hazır yoğurt değil ev yapımı yoğurt gibi),doktorun verdiğinin dışında kozmetik ürünlerin hepsi yasak. Birde bana oy my god dedirten beyaz ekmek yok.Tahıllı ekmek yiyebilirmişim sağolsun ona izin verdi.
 
Okulu bitirdim ohh rahatım demek de yok. Rahatlık okulu bitirdikten çocuk okula başlayana kadar ki zaman dilimi. Hoş o zaman diliminde de var aslında başka başka ödevler, sınavlar ya neyse. Eve geldik ilk iş ödevlerin çoğu yapıldı. Çizgi çalışmasını yap oğlum ben hemen geliyorum dedim içeri girdiğimden ne göreyim. Çocuk cetveli almış  çizgi çalışması yapıyor.Tembel mi, pratik akıllı mı ne diyeceğimi bilemedim. Ödev yaparken çok söylenir çok itiraz eder adamı çok yorar. Hep bir sorgulama hali. Resimdeki kuşu sarı renge boyayın der ya ödev o hemen itiraz eder. Neden sarı renge boyayacakmışım. Ödevlerimi yapmayacağım dediğinde de artık hiç mücadele etmiyorum.Sadece bir kere uyarıyorum. Eray ödevlerini yapmayacaksan çantana kaldırıyorum pazartesi ödev kontrol saatinde öğretmenine neden yapmadığını sen anlatacaksın diyorum. Tamam der yapar ama ah o çenesi yok mu.
Ödev saati bitince dört koldan temizlik zamanı. Erol'la bir olunca hemencecik de bitiverdi. Ee senelerin verdiği de bir pratiklik de var.
 
Pazarımız ise gergindi. Tontalağın araştırma ödevini yaptık( Nesli tükenmekte olan pandalar)  tam yazıcıdan çıkarırken sen masadaki sodayı bile isteye it ve bilgisayara dök .Soda masa dahil her yere saçıl. Tabi o an bilgisayar sizlere ömür. Cenazesi öğlen namazına müteakip kaldırıldı. Tontalak da sıkı bir azar işitti bizden. Hatta uzun süre konuşmadık. Önceden söz vermemiş olsak Beykoz'a ceza  olsun diye gitmeyecektik ama babaanne bekliyordu bizi kıramadık. Laf açılmışken köy sezonunu geçen hafta açtık. Tontalak çok mutlu orada hatta o kadar mutlu ki 'ömrümün sonuna kadar burada kalabilirim' dedi. Nasıl mutlu olmasın. Kazıyor, tohum ekiyor, toprakla oynuyor, suluyor...
 
Madem haftasonunu anlatıyorum bir de dedim ki insanoğlu nankör, insanoğlu elindekinin kıymetini bilmiyor, insanoğlu nedense hep kendi görmek istediğini görüyor.
 
Not: Fotoğraf öğle tatilinden. Her öğle tatilde çıkıp yürüyoruz Nuran abla ile. Fotoğraflar çekiyoruz, güzellikleri depolayıp çalışmaya dönüyoruz.
 
 
 


Hiç yorum yok: