Cuma, Eylül 09, 2011

Birinci kaprisler çağı

Ben demiyorum uzmanlar diyor. 3 yaş dönemini böyle tanımlamışlar.Oooo daha dünya kadar ismi var.Özgürlüğe karşı birinci atılım,3 yaş bunalım dönemi,Egosantrik dönem....Anlayın yani ne kadar kafa ağrıtan bir dönem.Mikrofon uzatsalar hadi bea hanımiğnesi sende bir isim yumurtla deseler ,bir anne olarak senin saptamalarının hayranıyız deseler, bilim dünyası senin gözlemlerinle çalkalanıyor hadi bea naz yapma bir isimde sen söyle deseler ımmm herhalde bu dönemi dediğim dedik öttüğüm düdük dönemi olarak adlandırırdım ya neyse zaten bana soranda yok.Hiç alınmıyorum çünkü haklılar daha kendi çocuğuna laf geçiremeyen kadına neden danışsınlar.

Malum altı ayda bir  çocuğum yaş özelliklerini yazıyorum. Yani bu yaşında hangi alışkanlıkları kazanmışsız, hangi alışkanlıklarımızı şutlamışız onları not ediyorum.3 yaşını bitirdiği 29 ağustos günü yazacaktım ama kafayı bir türlü toparlayamadım.Akıl hep başka yerlerde seyir halinde.Tamam dedim bugün tam zamanı. Efendim lafı uzatmadan başlayalım.

Tatatatammmm karşınızda dediğim dedik öttüğüm düdük döneminden kesitler

Hala en sevdiğimiz iki kelime AHİ(hayır) ve MEN.Ailecek bu kelimeleri duymadan işbaşı yapamaz olduk. Herşeyin en güzelini, en iyisini Eray efendi biliyor.Mutlaka yaptığımızın tam tersini yapıyor.Dışarıya mı çıkacağız çıkmam diye ayak diriyor, çıkmam diyen çocuk sonrada eve girmem diye tepiniyor.Ahi anne ahiiiiiiiiiiiiii bak hala kulaklarımda.

Bizim için en önemli gelişme bezden kurtulmasıdır herhalde. Haziran başından beri bezsiz, artık biz işi kıvırdık.Hep çişe kolay alışırda ya kaka olayını nasıl hallederiz diye endişe ettim. Çevremdeki bazı arkadaşlarının çocukları kakasını yapmakta inat edince hatta bazısı korkunca ben de aynı şeyler başıma gelecek diye tırstım.Her çocuk farklıdır tezi burada devreye girdi. Hiç zorluk çıkarmadan önce kakasını yapmayı öğrendi sonra biraz çiş olayında uğraştık evet yerlere yapmadı ama tuttu, biraz zorluktan sonra Allaha şükür o günleri geride bıraktık.

Hala sosyalliğimiz baki.Yeni girdiği ortamlara hemen akar, kimseleri yabancılamaz, hemen arkadaş bulur kaynar.Bazen fazla sosyal oluyor itiraf ediyorum. Parka gittiğimiz zaman bulur abiler ‘abiii bak anne, anne bak abi der elalamin adamları ile beni tanıştırır mecburen kafamla adamı selamlarım, adamı bize davet eder ben tontalağı kaptığım gibi vınnnn diye kaçarım.

Sanatçı kişiliğimiz resim defterlerini aşıyor.Boyalarla resim defterini iki dakika boyuyor ,sonra duvarlar ve halılara geçiliyor.Bilmez misiniz ki yaratıcı ve sanatçı kişilik olmak ayrıcalık ister. Prensip olarak yapma etme demiyoruz yaratıcılığı köreltmemek için hatta bazen salon duvarlarını renklendirirken tontalağa yardım bile ediyoruz demek gerçekten çok isterdim ama kazın ayağı öyle değil gerçekten. Evet prensiplerden sebep izin verdiğimiz koca bir yalan aslısı şu yapmasının önüne geçemiyoruz. Boyaları bir müddet yasaklasak bu sefer anahtar, kaşık,çatal vs ne bulursa duvarlara o şekilde resim yapabilme kapasitesi sahip yaramaz tontalak.O nedenle artık koy verdik gitti. Misafir gelmeden önce elimde bir cif ve bezle silmeye çalışıyorum da hepsini çıkarmam mümkün değil.Gelen  misafire diyorum ki yok önce bacak bacak üstüne atıyorum ellerini birleştiriyorum,dik bir pozisyonda oturup efendim bizim prensiplerimiz var ,çocuğumuzun yaratıcılığını köreltmek istemediğimiz için salon duvarları bu şekilde boyamasına izin veriyoruz, bazı insanlar için yanlış bir metod ama psikolojik gelişimi için biz bu metodu çocuğumuz için uygun görüyoruz. Yoksa ne diyeceğim elaleme biz engel olamıyoruz diye.(yok siz yabancı sayılmazsınız size itiraf edebilirim).

Bu dönemde uyku problemini artık aştık diyebiliriz. Evet hala çok az uyuyor da bu durumu kanıksadık. Önemli olan herhangi bir müdahele de(ayakta sallamak, omuzda uyutmak) bulunmadan yattığı zaman uyuması.Hadi yatıyoruz Eray dediğimizde bir iki itiraz ediyor ama babasıyla yatmaya gidersek mecburen yanımıza gelip yatıyor sonra uyuyor.Uyuduktan sonra yatağına alıyorum.Gece bazen yanımıza geliyor hiç sorun etmiyorum oğluşuma sarılıp yatıyorum. Geçen arkadaş anlatıyor köpeği ortalarında uyuyormuş, onlarsız uyumazmış bla bla blaa... Erayın bazen yanımızda uyuduğu duyunca aaaa evli barklı insanlarınız hiç uygun mu dedi birde kikir kikir güldü. Sonra ekledi ne zaman tamamiyle ayırmayı düşünüyorsunuz.Biliyor musunuz benim de laf sokma kabiliyetim vardır, hatta karşıda ki insanı bön bön bile baktırabilirim ama yapmam. Tarzım, kişiliğim el vermez.İnsanların mutsuzlukları ile mutlu olmam.Ne güzel laf soktum ama diye gerim gerim gerilmem.Cevap çok basitti.Sen köpeğini ne zaman ayırmayı düşünüyorsun der işin içinden çıkardım ama dedim ya yapamam.

Ha uyku demişken yastığı kafasının altına alıp yatmıyor tontalak birkaç aydır yüzünü yastıkla kapatıp öyle uyuyor ve ben durumdan acayip tedirgin oluyorum o dalmadan asla uyamıyorum. Uyudukran sonra alıyorum yastığı yüzünden ondan sonra yatıyorum:(

Herşey bir yana çok duyarlı ve çok hassas, işte çocuğumla ilgili budur beni hayata bağlayan:)İnsanların gözyaşlarına dayanamıyor çok üzülüyor. Geçen gün sebebi çok da önemli değil çok üzgündüm ama çok. O durumda oyuncakları bile anlamsızlaşıyor Eray için. Hadi git duvarları boya desem bile gitmez beni yalnız bırakmaz.Oğlum bana dedi ki, bu dünyada ki tek hazinem dedi ki, tembel üçleri bitirip misafir dörtlerden gün alan oğlum bana dedi ki Eya var, Eya var.Sonra ensemden tuttu beni minicik gögsüne yatırdı bir çocuk gibi saçlarımı okşadı bir ara sırtımı pat patladı(tamam tamam artık geçti der gibi)İşte o an var ya dünyaya ait her şey anlamsızlaştı, hiçbir şey üzülmeye, kafa takmaya gerçekten değmezdi..Çünkü annesinin hayatında Eya vardı. Oğlumdan gerçekten öğreneceğim çok şeyim var benim.Keşke bu düşünce hep aklımın baş köşesine otursa,kurulsa ve hiç kalkmasa da unutmasam.

Duyarlı dedim ya çevreye karşı çay içmeden dönüyoruz otoparka doğru yürüyoruz. Anne miyav miyav diyene kadar kedinin o kadar miyavladığını dikkat etmemişiz biz koca koca danalar.Elimizden tutmuyordu fırladı gitti bir arabanın altına doğru eğildi nasıl bağırıyor anne miyav miyav. Kedicik sıkışmış .İşte gurur denilen hissiyat böyle bir şey.

Kimseye vurmayı da(ailesi hariç), kendini kollamayı bilmiyor.Kendisine vurulduğu zaman hiç karşılık vermez vuran kişinin annesine gider şikayet edip oğluna kızmasını ister,annesi kızarsa oğluna konu kapanır arkadaşıyla kaldığı yerden oynamaya devam eder. Bu konuda kaygılıyım okulda vururlarsa ne yapacak.Evet kesinlikle yanlış yetiştirdim en azından kendisi koruması gerektiğini öğretmeliydim herkes duyarlı olacak diye bir kaide yok. Bir gün arkadaşlar bize geldi iki gün kaldı Eray dan altı ay küçük oğulları var ,Eray’ın omzuna geliyor. Oyuncakları paylaşamadılar yani tüm oyuncakları o çocuk istiyor.Kızdı ve Eray’a elindeki bir oyuncakla vurdu içim eridi. Eray’ın canı acıdı ama karşılık vermedi, biraz ağladı yerinden kalktı dudaklarını büzdü çocuğun annesine gitti oğluna kızmasını gerektiğini söyledi birde gösterdi parmağını  ıııı diye sallayacakmış oğluna.Peki kadın ne dedi. Eraycım prensip olarak iki çocuk kavga edince karışmıyorum eğer bir sorunun varsa kendin halletmelisin dedi biz tabi dumur.Hiç birşey demedim, sürekli çocuğu Eray’a vurdu ben tedirgin oldum çünkü elindeki oyuncaklarla vuruyordu . Yine de bir şey yapamadım çünkü Erol mutfakta bana ayar çekti.Bu çocuk senin yüzünden böyle kesinlikle karışmayacaksın,dövsünler öyle öğrenecek kendisini korumasını dedi ben sindim.Prensip olarak(evet çok kullandım bu kelimeyi biliyorum ama son dönemde uyuz oldum bu kelimeye uyuz) sinmezdim de Erol haklıydı bu sefer koca sözü dinledim.Gecenin sonunda çocuğun canına tak etti, Eray delirdi yine oyuncak kavgasın da çocuğu itti yani dikkat edin vurmadı itti. Kadın yerinden fırladı aaa Eray arkadaşını itemezsin tamam mı, oyuncakları paylaşmalısınız bla blaa blaa bir dünya laf. Ehh be kadın senin  tek taraflı prensibine ne diyeyim.

Bebeliğinde beri kendim yiyeceğim diye çıldıran çocuk bu dönemde değişti. Tamam ya itiraf ediyorum bunda beni koca ağzımın çok büyük katkısı var. Sadece çorbayı büyükler yediriyordu diğer her şeyi kendi yerdi birden dedim ki anne artık çorbayı da  kendi yesin lütfen karışmayın,okula başlarsa zor olur.Bırak döksün saçsın o dakikadan sonra Eray’ın eline ne çatal ne kaşık aldığı görüldü.İnat ediyor kesinlikle kendi yemiyor,bacak bacak üstüne atıp yedirmemizi bekliyor.Yedirmedim bakalım ne yapacak diye ama yemedi saatler geçti yemedi.Buradan çıkan ana fikir ne çocukların yanında  o koca koca ağızlar açılmazmış.

Beslenme alışkanlığımız hala aynı yani annesi gibi otobur bir oğlum var. Sebzelerle aramız iyi, sadece patlıcan yemeklerinden ve balıktan hazetmez onun dışında ben ne yedireceğim diye bunalmam.Babamız etobur ama 7/24 et yesin o da bunalmaz.Konu dışı biliyorum ama yazmazsam çatlarım haftasonu Erayım saçını kestirecektik dün akşam inat etti bu akşam kestirelim diye.Sen kiminle dans ediyorsun Erol efendi maksat belli evdeki akşamdan pişen yeşil mercimeği yememek.Gittik saçlarını kestirdik eee gelmişken yemek yiyelim dedi ya durun ben ayağımı kaldırayım.Sonuçta dün kurtuldun kaçış yok o yeşil mercimek bugün yenilenecek.

Boy ve kilosunu adet olduğu üzere yazacaktım ama maalesef bilmiyorum epeydir gitmedik doktora.İlk fırsatta yazıp ekleyeceğim.

Kısaca biz 3 yaşımızı böyle bitirdik hadi kalın sağlıcakla

NoT: Pazartesi ve Salı yıllık iznimi kullanacağım.Okula ilk başladığında yanında olmak istiyorum.Zaten pazartesi velilerle tanışma toplantısı sonra ki günde ailelerle bir aktivite varmış, bakalım hayırlısı olur inşallah.İyi haftasonları herkese, beni özleyin anacığımmmm:)

Bilim dünyasına katkıda bulunmak istemez misin?Hadi bu döneme sizde bulun bir isim.Yani aslında ikinci isim olarak ben inadım inat diye başlayan bir laf edecektim lakin fazla müstehcen buldum:) yazmadım


16 yorum:

Emine dedi ki...

anneler biliriz, pek çoğumuz çocuğumuz olunca birey olmayı unutup, sadece anne modunda oluruz..çok zor bir dönem olduğu için de zaman zaman bunalım takılırız :)

okula giderek tekrar bana birey olma şansı tanıdığı için o dönemi "nefes alma" dönemi, "oh be kurtuldum" dönemi diye adlandırıyorum :)

Ayla blog çok hoş belgeleme anlamında..ben de kızları büyütürken günlük tutmuştum ama sadece önemli olayları yazabilmiştim..şimdi onları kızlarla okumak çok keyifli..ilerde sen de oğlunla zevkle okuyacaksın ne güzel..

Ayla dedi ki...

Emine bir bilsen sadece anne modu olmaktan ben çok zor çıktım, demek ki zamanı varmış derim rahatlatmaya çalış.Sağlıklı anne sağlıklı bireyler yetiştirmek için için diğer modları da hayatta yaymak gerekirmiş bunu yaşarak bir şekilde öğrendim.

Nefes alma dönemi ben çok sevdim.Bugün kreşle ilgili yazan bir arkadaşa yorum yazdım artık eskidi gibi kaygılı değilim senin de saydıgın sebeplerden ötürü dedim ki kuşun artık yuvadan uçup özgürlüklere kanat çırpma zamanı.Hissederek yazıyorum oğlum nefes almaya gidecek, eve cigerleri dopdolu gelecek.

İnşallah o günleri oğlumla yaşarım bende bu blogu tutmamdaki en özel sebep o.Beğenmene inan çok sevindim

abide dedi ki...

Offf bu kendini savunamama durumu bizdede var.Bazen parkta gelip itiyorlar hiç karşışılk vermiyor hemen yanıma gelip anne beni itti ona kız diyor.Birde defterin dışında hertarafın boyanması da var ama babası yüzünden ses çıkaramıyorum.Ne zaman sesimi yükseltsem hemen 'benim kızımın yaratıcılığını engelleme bırak neyaparsa yapsın herşey serbest'diyor.

annesiningülü dedi ki...

İnsanın bu dönem başından geçip-bitince gülerek okuyor Ayla :D
bizim için zor bir dönemdi, çok ağlaktı benim kızım ve paylaşımsızdı. Çok çektirdi sağolsun. Size dünya'yı dar ederim dönemide olabilir :) özellikle bizim için :D

Ayla dedi ki...

Abide Eray da bana gelmez bana şikayet etmemesi gerektiğini iyi bilir kendisini iten kişinin ailesini bulur ona gider şikayet eder:))Sonuçta abide bir iki üç beş hadi on beş olacak bende öğrenecekler kendini korumayı ne bilim belkıde öyle olmasını umut ediyorum

Tabiki babalara göre serbest babalar duvar silmiyor nasılsa:))

Ayla dedi ki...

Bahar senin dediğine katılıyorum.İnsanlar unutmasa geldi ve geçti demesen iki hatta üç çocuğu nasıl yapabilir ki.Geldi ve geçecek ki güleceğiz.Çoktan başladım bile gülmeye.Eray hiç uyumayan bebekti bizi zorladı çokkkk gecenin bir yarısında bir hareket yaptım herkes delirdiğimi düşündü acıydı o gün yaşadığım şey bugün bahsedince nasıl kahkaha atıyorum ne manyakmışım ben diye:))

Ne güzel düşünceler çıkıyor Sizi dünyayı dar ederim dönemi.Bakalım daha neler duyacağız.Öyle gerçekten ama bazen koskoca dünyayı dar ediyorlar adama

Nil dedi ki...

Aylacım yazdım ama gidip gitmediğini bilmiyorum. blog bana hainlik yaptı

Ayla dedi ki...

Hain blog işte malesef ne yazdığını bilmiyorum Nilhan gelmedi:(

Sibelbek dedi ki...

"Kendi işimi kendim görürüm", "Ben bilirim!" "Sen karışma!", "Mazeretim var asabiyim ben!" benim bu dönem için önereceğim isimler. sonuncusu favorim! ayrıca o tontalağı da yerim! hadi hayırlı başlangıçlar olsun :)

Ayla dedi ki...

Kesinlikle Mazeretim var asabim ben benimde favorim oldu :))İnşallah hayırlısı olur, mutlu mutlu evine gelir.

İkiz Annesi dedi ki...

Ahhh ahhh bu sendromlar dönemler hiç bitmiyor.Ben de iki tane kendiistediği olsun isteyen cadı var birisi birşey seyretmek diğrei başka şey hadi gel sana içerideki televizyonda açayım deyince de hayır burada izlemek istiyorum diyerek bana al televizyonu camdan aşağı at dedirtir neredeyse.Allah bizlerin yardımcısı olsun ama her halleri ayrı bir güzel bu meleklerin:)
Pazartesi biz de erken döneme başlayacağız nasipse size de şimdiden hayırlı uğurlu olsun:)

Ayla dedi ki...

Aylin hep ikizlerim olsun istedim ailemde çok vardır babaannem ikiz doğurdu,halam doğurdu vs vs .Erol'un ailesinde de vardır. Sonra anladım ki tek çocukmuş bizim için hayırlı olan:)tek çocuk bile sabır duvarlarını zorluyor bizim.O yüzden ALLAH kolaylık versin sana.Eminim aynı anda iki çocukla evde neler oluyordur.

Aylin biliyorum okudum sayfanda sizler için de hayırlısu olsun.İnşallah çok çok mutlu olurlar kuzular bizde yazarız buralarda

ASLI dedi ki...

biz de o döneme girdik ben de anlatacagim ama sagolsun yanimdan hic ayrilmiyor...
Kolay gelsin bize :)

didem dedi ki...

Aferim sebze yemesi harika. Mercimek yendi bitti mi? Canim insallah okulu cok sever, izin almakla cok iyi yapmissin ilk gunler onemli.

Ayla dedi ki...

Didem Allaha şükü sever sebzeyi. O mercimek bitti bilr.insanların açlıktan kırıldığı bir dünyada benim ailem yemek seçme gibi bir hakkı yok.Ne konulursa önlerine onlar yenilecek:)

Ayla dedi ki...

Aslı çok zor bir dönemmm çok zor Allah sanada kolaylık versin bolca