Çarşamba, Haziran 29, 2011

Şirince de inecek var kaptan-3.gün

Efendim bugün adı gibi şirin mi şirin bir yerdeyiz yani Şirince köyündeyiz. Arabadan iner inmez arabayı park ettiğimiz yerde  bir şişe suyu devirdik karı koca , ben çantama attım birkaç tane erol yan ceplerine koydu ne olur ne olmaz diye.(sonra onları bana sattı offf).Yani pek bir tedbirli gördüm kendimizi ya neyse....


Şirince'nin ilk adı Kırkınca ikinci adı ise Çirkince imiş. Bu kadar güzel ve şirin bir köye bu adı yakıştıramayan dönemin valisi köyü ziyareti sırasında Şirinci adını koymuş.Bence de Çirkince adı bu köye hiç yakışmazmış:)


Köy meydanında kurulmuş bir sürü tezgah var.Burada kadınlar el emeği göz nuru dantalleri, örtüleri çorapları, elbiseleri satıyorlar. Hasta oldum hepsine:) Bu arada sayısız şarap evleri de var...





İsa'dan önce 5. yüzyıla kadar uzanan ünlü Ortodoks köyünden, günümüze gelen iki kilisi var burada .Bunlardan biri Aziz John Kilisesi.


Bu arada oraya giderseniz Nar suyu, kara dut suyu içmeyi sakın unutmayın çok şey kaçırmış olursunuz:)


Şirince köyününde epey bir gezdik nerdeyse tavaf ettik:) Şimdiki durağımız Ayusuluk tepesinde olan İsa bey cami.Cami 776-1375 M. yılında Aydınoğulları Beyliğinin Kurucusu Mehmet bey'in oğlu olan İsa bey tarafından yaptırılmış.


1653-1658 yıllarında meydana gelen depremler sonucu minarelerinden biri tamamen, diğeride şerefeye kadar yakılmış sonra 1975 yılında onarılarak ibadete açılmış.Caminin içine şöyle bir baktım namaz kılan insanlar vardı artizzz gibi giyindiğim için saygısızlık etmek istemedim.Eray gezdiğimiz yerler içinde en çok burayı sevdi.Bebekliğinden beri sever camileri. Ayyyy Allahım dedi durdu( cami=Allahım)


İsa bey camisinden sonra Selçuk Kalesi ve St.John Anıtına zıplayalım.Hoş Selçuk kalesinin içine giremedik kapalıymış.Sebebi de Doç.dr bilmem kim içerideymiş ve çalışma yapıyormuş. Görevli kişiye dedim ama alçak köfte beni dinlemedi.Ben Doç dr bilmem kime bu sıcakta kıyamam, bir kahve molası versin bizde bir koşu gezeriz dediysemde hanımefendı artık seneye gelirsiniz dedi.Dışarıdan fotoğrafını çekebildim.Aslında ben bir kahve içine kadar bakardım da işte...Bazı insanlar ne kadar da hain köfte


St.Jean(Aziz Yahya)Kilisesi; Efes'te Artemis tapınağından sonra inşa edilmiş en büyük yapıymış. 1365-1370 yılları arasıda şiddetli depremle yıkılmış.


St. Jean, Meryem Ana ile birlikte MS.37-48 yılları arasında burada yaşayıp öldüğü kabul ediliyor. Çarmıha gerilirken annesi ve Jean yanındaymış. Hz. İsa en sevdiği genç havarisine dönerek' Jean bu artık senin annendir, sonra annesine anne artık jean senin oğlundur demiş.Bu görüşe inananlar Efes'e Meryem Ana ve St.Jean'ın birlikte geldiklerini ileri sürerler


Bir ara Jean sürgüne gönderilmiş sonra yine Efes'e dönmüş burada son yıllarını geçirmiş İncilini ve mektuplarını burada yazmış ve vasiyeti üzerine bu topraklara gömülmüş.Tarihi ve kültürü bu yüzden seviyorum, çoğu insana sıkıcı gelebiliyor ama tarih bilmem kim beyliği şu tarih de kurulmuş şu tarih de yıkılmışdan ibaret değil.

Kiliseden İsa bey caminin görünüşü


Tam da ah keşke fotoğraf çekmenin teknik olarak tabii püf noktalarını bilsem diye içimden geçirdiğim bir anda öyle tutmayın makineyi dedi biri.Bir baktım bir adam yanında eşi ve oğlu var. Ayyy içimi mi okudu dedim ürktüm resmen:)Şöyle yapın böyle yapın diye gösteriyor ben de içimden diyorum ki körün istediği bir göz Allah verdi iki göz.Sonra telefon çaldı arayan Erol hadi turnikelere doğru yürü tontalak huysuzlandı ,aman be dedim bu kadar şans fazla bana.Gitti güzelim ders diye Erol'a hayıflandım durdum.Neyse artık bir daha ki sefere....


3.günde bunları yaptıktan sonra hemen otele koştuk 15,00 gibi orada oluyorduk hemen birşeyler atıştırıp havuz olayı.Erol söylenip durdu her zaman ki gibi günün yarısını dışarıda harcayacaksak neden herşey dahile gittik diye ben her zaman ki gibi kendi havasında...Bizi en çok zorlayan konu pilav ve makarnalar oldu.Evet evet pilav ve makarna.Sürekli içlerinde birşey olduğu için Eray alışık değil.Anneee pilaa diye bağırıyor bak getirdim oğlum sana pilav desem de aaaa anne pila da öğğğğ var demez mi?Öğğğ dediği de kuru üzüm falan filan.Onlar da başka bir hain köfte.İnsan şu pilavı azcık sade yapmaz mı?


İyi ki de çıkmadan atmışım şu çerçeveyi çantama akşamları o kadar işime yaradı ki,ilk günü kesinlikle saymayalım sonrası huzurluydu bizim için.Tüm gün çizgi film seyretmediği için uslu uslu seyretti.Şimdilik benden bu kadar diğer günde görüşmek dileğiyle....

Gerçekten de el elin eşeğini türkü çağırarak ararmış

12 yorum:

Unknown dedi ki...

selam ne güzel yerlere gitmişsiniz cahilliğimi mazur görün şirince nereye bağlı acaba :)

Ayla dedi ki...

Dürr-i Yekta; olur mu öyle şey ne cahilliği sonuçta Türkiye'nin her kösesini bilmemiz mümkün değil

Şirince Selçuk/İzmir de bir köy hatta şirin bir köy:))

Nil dedi ki...

aa ben de yarım pansiyon gittiğinizi sanıyordum
enişteye bir puan daha benden :)

Ayla dedi ki...

Ben yazacağım ben emek harcayacağım puanlar Erol'a mı gidecek yok öyle yağma:) İzin vermem, müsade edemem....Bir kere Nilhan o oteli bulan da herşey dahile gidelim diyen de o, ben gagamı yeminle açmadım.Söyleniyor çünkü vicdanını rahatlatıyor:)

Puanlar bana geldi mi şimdi

Bu arada mim aklımda geçiştirmek istemiyorum mimleri döşeyeceğim inan bana:)

abide dedi ki...

Şirince çok güzelmiş ismi gibi pekte şirin bir köymüş :)

ASLI dedi ki...

harika bir yer yaa..
Bir de o yataga uzanan yakisiklidan bir öpücük alabilirmiyim ?
:)

Nil dedi ki...

tamam canım. istediğin puan olsun.
ben de ufaklık için herşey dahil formatını seçenlerdenim. ama biz sizin gibi ayağı yanık hamamböceği gibi gezmiyoruz ki :)

Ayla dedi ki...

Abide di mi? birde gtimişler Çirkince demişler acaba köylerine nazar değmesin diye mi o ismi takmışlar

Ayla dedi ki...

Aslı buyrun tontalak senindir iki öpücük senin:)))

Ayla dedi ki...

Nilhan sen çok yaşa emi 'ayağı yanık hamam böceği demek' izin verirsen bu cümleni bir yazımda mutlaka kullanmak isterim pek bir hoşuma gitti çok güldürdün beni çok:)))

Nil dedi ki...

Seni güldürdümse ne mutlu bana. eşim çok sık söyler bu lafı. tepe tepe kullan arkadaşım. hayrını gör :)

Ayla dedi ki...

Nilhan mutlaka kullanacağımm:)) acaip hoşuma gitti çünkü