‘Ne var ki, geleceğin daha fazla karanlıktan başka vaadi yok(P. Coelho Elif kitabından)
Geçen yaz kayınvalidem Eray’ı dışarıya çıkardım herkesle çok iyi anlaştı dedi. Hatta şuradaki komşu pek tanımam sadece bir merhabalığımız var camdan seslendi Eray’ı bizim eve ver biraz sevelim demeye kalmadan ben haykırdım. ’Çocuğumu vermedin di mi anne’ yok dedi ürkmüş halde verir miyim Ayla ama çok ısrar etti çok tatlı maşallah biraz sevelim sana getiririz dediler.Sakın anne sakın dedim çocuğumu kimselere verme, tanımadığın ya da tanıdık da olabilir kimselerle yalnız bırakma ,nasıl insanlarla iç içe yaşıyoruz hiçbirimiz bilmiyoruz sakın anne benim çocuğumu kimselere verme diye ne kadar haykırdım bilmiyorum tek bildiğim tüm vücudum titriyordu. Eve geldiğimde de zaten hüngür hüngür ağladım gözlerim şişene kadar.
Çünkü o sıralar yine şu an ki gibi bir çocuğun cinsel istismarı ve öldürülüşü gündemdeydi ve tartışılıyordu .O tartışmalardan ve o masum çocuktan o kadar etkilenmiştim ki bir şey düşünemiyordum,en ufak bir olay ağlamak için beni tetikliyordu. Evet kabul ediyorum bazen inanılmaz derece umutsuzluğa kapılıyorum ve nasıl bir dünyada çocuk yetiştiriyoruz diye isyan ettiğim de oluyor. Şu an çocuğumu kontrol ediyorum ama ya sonra. Yani kreşe, okula, dershanelere, kurslara gidince nasıl olacak.Hayatın her kademesinde onu takip edemeyeceğiz aşikar.Hadi bir manyaklık edip takip ettik, sürekli kontrol altında tuttuk o zaman bu çocuğun sağlıklı bir birey olması ne kadar mümkün. Bir aile olarak ne yapabilirizi düşünmeye başladım o dönemler.Onu sürekli takip edemeyiz ama iyi bir eğitim vermeyi deneyebiliriz dedim.Yoksa bende meraklı değilim 2,5 yaşındaki bir çocuğu bezini almak veya üstünü değiştirmek için 15-20 dakika ikna yoluna gidip izin verir misin demeden paldır küldür çocuğa dalıp değiştirmeyi.Ne yapmalı o zaman.
‘Çocuğun yaşı ne olursa olsun bedeni ona aittir ve istemediği zaman dokunmamalı ve öpmemeli.İstemediği zaman tepki vermeyi öğretmeli yani çocuk hayır demeyi bilmeli. Tepki verdiğinde de suçluluk duymaması gerektiğini anlatmalıyız'
Ben annemle babamla çok rahat sohbet ederdim, rahat açılırdım.Hatta hala annem-babam benim en büyük sırdaşım, en keyifli sohbet arkadaşımdır.Bu rahatlığı onlar aşıladı bana bir şey yaptığım da suçlamadan, sen beceriksizsin demeden, umudumu kırmadan,alay etmeden dinlediler evet bazen sohbetlerimizde onların benim arkadaşım değil de anne-baba olduklarını bana ses tonlarıyla hissettirdiler sonuçta bir yere kadar arkadaşlar o yerden sonra ebeveynler.Derdimi o nedenle bir yere kadar arkadaşıma anlatır gibi bir yerden sonra babama anlatır gibi anlattım şükür ki bir sorunla karşılaşmadım.
Bunu neden anlattım çocuklarımızın iyi bir sohbet arkadaşı olmalıyız demek için .İstemediğin sürece sana kimse dokunamaz eğer aksi olursa bize haber vermelisin denilmeli. Şimdi çocuğu korkutarak, sen sus nerden bileceksin şeklinde büyütürsek kötü bir şey başına geldiğinde bunu anlatmasını beklemek çok saçma olmaz mı?
Herşey o kadar ince çizgi halinde ki çocuklarımızı koruyalım derken aşırıya kaçmamakta da fayda var.Çünkü bazen çok fazla korumacı davranıp çocuklara yanlış mesajlar verdiğimizde oluyor.Düşünün sürekli insanları kötüleyerek, çevresindeki insanlara karşı güvensizlik aşılayarak, korkutarak,sürekli gözönünde tutarak, denetleyerek ,cinselliği tü kaka diye anlattığımızı.Böyle yaparak sadece kendine güveni olmayan, pısırık, sorunlu bir çocuk yetiştirmiş olmaz mıyız.
Bazen karamsar olsam da, çaresiz kalsam da geleceğin aydınlık günler vaad ettiğini umut etmek istiyorum.
Not:Blogumda hala tüm yazılar birbirine giriyor, paragrafları siz kafanıza göre verin nasılsa ben müdahale edemiyorum
7 yorum:
ahh hanımiğnesi vah hanımiğnesi. korkuyorum korkuyorum hem de çok korkuyorum.
şimdiden kızım etraftakilerle konuşmuyor diye kınanıyor." aa ama çok ayıp kızım bak seninle konuşuyor cevap versene" diyoruz, diyorlar.
İnan bende kızım konusunda çok hassasım. Her seferinde sıkı sıkı tembihliyorum. Aman kızım tanımadığın kimse ile konuşma diye. Tanımadığın bir insandan birşey alıp yeme diye. Bu haberler bizi tamamen paranoyaya bağladılar. Rabbim tüm evlatlatlarımızın yardımcısı olsun. Ve hasta ruhlu insanlarında hepsi yokolsun gebersin.
aynı korku hepimizde var. ben de olabildiğince, istemediğin sürece kimsenin sana dokunmasına izin verme diyorum, hoşuna gitmeyen birşey olursa muhakkak bize söyle diyorum. umarım işe yarar...
Okadar kötü şeyler duyuyoruz ki hiç kimseye güvenimiz kalmıyor.Tek güvendiklerim bizden sonra, annane ve dedesi.Devamlı tembih ediyorum dışarı çıktığınızda gözünüzün önünden ayırmayın diye.Allah yavrularımızı korusun.
şu zamanda her ebebeynin yaşadığı sıkıntılar.
biz de çok çemkirdik anne ve babalara.
onlar temiz zamanların insanları, yaşadığımız korkunç olayların farkına varamıyorlar.
Bizde zamanında çok kırdık onları.
Ama haklısın arkadaşım.
tepkin haklı.
Küçük mucizem bizde de malesef tersi durum söz konusu. Eray da yabancılara karşı çok samimi bu durum benim hoşuma gitmiyor ama artık biraz daha büyüyünce kesin bir dille anlatacağım.Evet bende çok korkuyorum:(
Asahhara haklısın önceden daha paranoyaktım şu an telkinlerle daha iyi durumdayım.Sürekli kendimi telkin ediyorum. Bu paranoyan ben ve çocuğuma biliyorum çok zarar verir.Allah çocuklarımızı güzl insanlarla karşılaştırsın, bahtları her daim açık olsun
Sibel zaten bunları söylemekten başka yapacak şeyimiz de yok, varsada ben bilmiyorum. Sadece çocuklarımızı eğitebiliriz.
Abide amin inşallah.Bende sadece annaneye ve babaanneye teslim edip çıkabiliyorum malesef bizi bu hale getirdiler:(
Cüneyt çok haklısın onlar gerçekten temiz zamanların insanları.Biz sabah çıkıp akşam ezanında eve dönüyorduk, şeker almaya giden çocuğun geri dönmeme ihtimali yoktu doğal olarak benim annemlerin böyle kaygıları da yoktu,çünkü zaman böyle değildi.O şartlarda çocuk yetiştirdikleri için kötüyü haklı olarak düşünemiyorlar,iyi niyetliler.Ama artık onlar da farkında herşeyin.Allah çocuklarımızı art niyetli insanlardan korusun,iğreniyorum bu tip hastalıklı insanlardan:(
Yorum Gönder