Çarşamba, Nisan 13, 2011

bir madde de benden olsun

siyah_zeytin

Hani bazı anne bebek bloglarında vardır ‘anne olmak demek’ başlıklı yazılar.Ben bu yazıların bazılarını zevkle okudum,bazıları o kadar çok hoşuma gitmişti ki.Yok yok bende öyle bir yazı yazmayacağım da hadi be hanımiğnesi içinde kalmasın sende şu yazılarımızın altına bir maddecik çak deseler herhalde şöyle derdim.’Anne olmak demek; zeytin çekirdeğini eliyle hiç düşünmeden, tereddüt bile etmeden çıkarmak demek’.Vallahi şaka yapmıyorum .

Yıllarca nefret ettim zeytinden.Herkesin mutlaka yemediği, ağzına bile sürmediği besinler vardır..Ama bizim zeytinle olan muhabbetimizi bu kadar basite indirgeyip haksızlık edemem.Herhalde bunu anlatabilmek için biraz daha eskilere hatta taaaa eskilere gitmek lazım galiba:)

Küçükken, minicikken hatta yavrucakken zeytini sofrada görmeye bile tahammülüm yoktu.Her sabah denerlerdi belki bu sefer ses etmez diye ama aynı sonuç’ kaldırın şu tabağı midem almıyor ‘diye çığlıklar atardım.Tabii herkesin bir sabrı olduğu gibi benim ailemin de bir sabrı vardı artık alışmalısın dediler kaprisimden bıktılar:)

İnsanları olduğu gibi kabul etme konusunda çok çalıştım hala da çalışırım o zaman zeytini sevmesem de ,varlığından hoşlanmasam da olduğu gibi kabul edebilirdim dedim sofraya konulmasına sesimi çıkarmadım:) Sofra kaldırıldığında bir tek onu yapayalnız bıraktım masalarda tabağa elimi bile sürmedim.Vicdanım bile sızlamadı bunu yaparken evet itiraf ediyorum.

Çocuklar şaka konusunda çok gaddar oluyorlar ya bir gün kuzenim ve ablam geldi sana bir süprizimiz var dediler. Oldum olası süprizleri sevmedim ben. Gözlerini kapa sana çok güzel bir şey vereceğiz dediler. Önce inanmadım, ikna ettiler. Ağzını aç dediler ve ağzıma bir şey koydular sonra biri bir kolumdan diğeri bir kolumdan tuttu sonra atmayayım diye çenemi tuttular diğer elleriyle. Çıldırmıştım evet resmen çıldırmıştım. Benden o gün o kadar çok korkmuşlar ki .Uzun bir süre de konuşmadım onlarla.

Şirkette bekleme odasındayım bir tane küçük poğaça attım ağzıma sonra bir çığlık duyuldu.Allahtan çevre de sadece bir çalışma arkadaşım vardı. Ayla hanım ne oldu dedi çok korkmuş halde yanıma geldi .Benden ses yok tabii sadece peçete arıyorum ellemek bile istemiyorum,peçeteye sardım attım kendime çeki düzen verdim.’Önemli bir şey yok sadece zeytinliymiş’ dedim istifimi bile bozmadan çekip gittim ,adam da arkamdan öylece bakakaldı. Tesadüf bu ya o kişinin eşi benim üniversiteden arkadaşım bilir beni. Olayı anlatmış akşam evde Ayla garip çok garip biri sadece zeytinliymiş dedi ve çekti gitti demiş .Karısı diyor ki öyle bir kahkaha patlattım ki kocam bile deli olduğumu düşündü keşke ben de yanında olsaydım da o yüzünü görebilseydim dedi utanmadan:)

Ahh birde kayınvalidemin bir çabası var ki onu yazmadan duramayacağım.Yeni evliyim herkes artık hassas durumumu biliyor.Benim görümcek(görümce lafından nefret ediyor bana başka şey de diyor)bir gün yemeğin yanına salata yapıyor üzerini süslüyor zeytinlerle.Mutfağa girdim görünce salatadan tiksindim ama çaktırmadım.Yemekteyiz maaile birden salatada ki zeytinler yok olmuş .Kayınvalidem gördüğümü bilmiyor tabii dedi ki neden salata yemiyorsun sen seversin.Yok çabanı takdir ediyorum anne de gördüm yiyemem dedim, o akşam yemekte o kadar çok gülmüştüm ki karnıma ağrılar girmişti.İnsanları ne hale getirmiştim.Ah şarkılarda, şiirler de geçen zeytin gözlü laflarına bile tahammülüm yoktu ki benim.Ay neyse.

Eray bir yaşında iken normal kahvaltıya geçtik tabii bunu açıklamaya gerek yok her anne bilir. Makus talihim devreye girerek kader ağlarını örer ve yavrum zeytin manyağı çıktı. O kadar çok sevdi ki.Benim için sorun yoktu nasılsa haftaiçi anneler veriyordu, haftasonu babamız vardı o hallediyordu. Sonra bir şey oldu Erol’la nöbetler ayrı düşünce evde Eray ile yapayalnız kaldık.15 aylıktı galiba kahvaltı ettireceğim aman bugün de zeytin yemesin diyemedim. Vicdanım rahat vermez bana :) Önce zeytin tabağını aldım kan ter içinde, sonra elledim zeytini,çekirdeğinden çıkardım çocuk istedikçe istiyor mübarek .O gün yaşadıklarımı yazamam ki ben sadece şunu diyebilirim..

'Anne olmak demek zeytin çekirdeğini eliyle hiç tereddüt etmeden çıkarmak demek’ anlayın işte.

Tontalağıma not:Deli fişek zamanlarında anne benim için ne yaptın dersen eğer zeytini çekirdeğinde elimle çıkardım diyeceğim haberin ola:)

6 yorum:

hypo dedi ki...

şükür açıldı yorum kısmı:)

biz zeytinci bir aileyiz. Ata topraklarımızda ağaçlarımız mevcut olup, zeytinin her türlüsünü yeriz ve nimetlerinde de yararlanırız:)
ama gel gör ki benim oğlan, zeytin düşmanı!

ağıza koymaz, kokusuna dayanamaz, masada durmasına bile tahahmmülü yoktur.

seni anlayamıyorum:)
yenilmez mi zeytin!

İkiz Annesi dedi ki...

Herkesin sevmediği bir şey var işte gerçi seninki biraz daha hassasmış.
Kıyamam ben o tontalağa anne olunca hiç birimiz kıyamıyoruz işte:)))

Ayla dedi ki...

Cüneyt aman ben o topraklara adım bile atmazdım eğer bizim öyle bir topraklarımız olsaydı:)Bizde ZEYFERDER(Zeytinden nefretler derneği)ler olarak sizi anlamyıoruz. Senin miniği bizim derneğin en küçük üyesi olurdu babası yolla bize:)

Ayla dedi ki...

Aylin hassaslıktan ziyade manyaklık işte.Napalım insanlarda böyle kabul etti beni.Kıyamam bendeee hiçbir yavruya

Nil dedi ki...

gülmekten kıpkırmızı oldum. insanın sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş misali :) kıyamam ne sana ne tontalağına :)

Ayla dedi ki...

:))Küçük mucizem aynen öyle:)Aslında o gün yaşadıklarımı daha ayrıntılı yazacaktım da yok dedim hanımiğnesi de gerçekten de çatlakmış demesinler diye sustum:)