Haftada üç ses ne demek dedim öğretmenimize. Cumartesi birinci dönemin ikinci veli toplantısı vardı o zaman söyledim. Bu kadar hızlı gitmeye gerek var mı diye de ekledim. Ben evdeyken bu kadar sıkışmış hissettiysem onlar acaba ne hissetti. Öğretmenimiz çocuklar ne veriliyorsa alıyorlar sıkıntı yok dedi demesine de o sabah kendi de konuşmuş yönetimle.Yavaşlayacağız. Hatta başa dönüp dikte çalışmalarına ağırlık vereceğiz dedi.
Cumartesi nöbeti Erol'a denk geldiği için Erol katılamadı toplantıya.Tek tek öğretmenlerle konuştum. Çok şükür ki büyük sıkıntılar yokmuş. Öğretmenlerin ortak olduğu nokta Eray'ın dağınıklığı, zamanında defter, kitap, araç- gerecini çıkarmaması, sonra toplamaması, öğle yemeğinde çok oyalanması. Şimdi bu konularla ilgili tontalak beyle konuşuyoruz bakalım.
Geçen sefer İngilizce öğretmeni çok şikayetçiydi Eray'dan özellikle Türk olan İngilizce öğretmeni. Bu sefer derslere katılıyor sorun yok (bu dağınıklık konusunu en fazla dile getiren hocamız) dedi. Yabancı olan İngilizce öğretmeni ise çok yaratıcı bir çocuk dedi gülerek.O öğretmenin dersinde genellikle çiziyorlar, birşeyler üretiyorlar ya doğal olarak o derse ilgisi daha iyiymiş.
Örnek verdi. Doğum günü kutlamasıyla ilgili bir resim çizin demiş. Eray da çizmiş sonra öğretmeni sormuş. Bu ne. Belediye demiş.Öğretmen sormuş belediye ne alaka.Doğum günü kutlaması için yeri belediyeden kiralamışlar :) Çok merak etmiştim oğlumun belediyeyi nereye bağlayacağını ama fena bağlamamış di mi? Belediye kutlamadan sonra çöpleri de temizleyecekmiş.(resimde yerlerde çöp varmış) Boru değil belediye sonuçta tabii temizleyecek de keşke kimsecikler yere çöp atmasaydı..
Sonra Müzik öğretmeninin bulunduğu sınıfa girdim. Eray çok komik ve çok eğlenceli bir çocuk dedi. Geçen gün öğretmeni koridorda görmüş öğretmenim diye yanına koşmuş ve ondan bir makas almış. Bu makas lafını duyunca bir garip oldum. Biz öğretmen gördük mü ilikli ceketi tekrar iliklemeye çalışan bir dönemin evlatlarıyız yahu makas lafını duyunca nasıl garip olmam.
Beden öğretmeni iyi gidiyor eğleniyoruz dedi. Daha ne desin. Ha bir de Eray'ın çok orijinal fikirleri var dedi. Çok merak ettim bu çocuk okulda ne konuşuyor ya da ne yapıyor da hemen hemen tüm öğretmenler aynı şeyi söylüyor. Beden öğretmeni bile..
Seramik ve resim öğretmeni zaten Eray'ın fanlarından. Uzun uzun anlatmaya gerek yok sorun yok. Sadece resim dersinde biraz ağırmış. Öğretmeni şikayet olarak söylemedim bu konuda belki sizde konuşabilirsiniz dedi. Aslında Eray tersine çok hızlı çizer hatta ben azcık yavaş çizersen daha iyi olur derim lakin beni dinlemez. Okulda ağır olmasının sebebini galiba tahmin ediyorum.Konuyu öğretmen belirliyor ya ondan. Biliyorum o istediği şeyi yazmak, çizmek istiyor. Çizemeyince güya ayak diriyor:) Öğrenecek istediğimiz şeyler kadar istemediğimiz şeyleri de yapmaya mecbur olduğumuzu.
Düşünce becerileri öğretmenine çocuklar oyun öğretmeni diyor.Oyun öğretmenim, oyun öğretmenim, oyun öğretmenim.Eray için parlak bir zekaya sahip dedi. Sadece üretkenlik dersinde söyleneni yapmıyormuş. Mesela yana yatmış bir 8 var (kitabı açıp oradan gösteriyor) normalde bu 8 den bir şey üretmesini isteriz ama Eray 8 dışında her yere çiziyor aslında değişik şeylerde çiziyor lakin ben değerlendirmeye alamıyorum önemli olan 8'i kullanmak dedi. Bunun dışında değerlendirme notları çok güzel..
Düşünce becerileri demişken hafta sonu o dersten ödev geldi. Biri bana birinci sınıf ödevini anlamakta zorlanacağımı söylese rüya görüyorsun dostum derdim. Kendine çok güvenen bir insan olmadım hiç lakin bu konuda kendime güvenirdim ne yalan diyeyim. Belki de bu yüzden havam fıs diye sönüverdi.
Şimdi resimde 7 ördek var. Bu ördekleri üç çubuk ya da çizgiyle ayıracaksın birbirinden. Bu çizgiler ördeklerin üzerinden geçmeyecek ve ördekler aynı çizgiye denk gelmeyecek.(ilk okuduğumda içimden aynen şu cümle geçti: anam bunlarda çok şey istiyor) 6 tamam da 7 olmuyor. 7. mutlaka başka ördekle aynı çizgide kalıyor.
Ay çıldırdım. Bunun gibi 7 sayfa daha vardı.Erol'da çıldırdı. Ya bırak olmuyor işte dedi. Eray da konuşuyor yanımızda 'ben size olmuyor demiştim'..Olmayacak ödevi öğretmen neden göndersin bunun mutlaka bir püf noktası vardır dedim sonra da yardımla püf noktasını bulduk. Meğersem bir ördeği üçgen içine hapsedecekmişiz.
Ya bunları da gördük. Ama savunmam hazır. Benim zamanım da düşünce becerileri diye ders vardı da ben mi devamsızlık yaptım..
Bu arada Eraylar matematik dersinde iki basamaklı doğal sayılardalar. İki basamaklı sayılarda olduğunu öğretmeni söylemişti ama ne bilim gözümde daha minicik ya acaba anlayacak mı diye de merak etmiştim. Dün o konuyla ilgili test gelince gördüm ki anlamış. İçimden ay benim oğlumun bir onluğu yedi birliği de varmış onu mu çözüyormuş desem de dışımdan ciddiyetimden taviz vermedim. Nasıl anlatsam ki bir onluğu yedi birliği çözerken ki hissiyatımı :)))
Ha bir de annem sen gelmeden Ayla matematik ödevini yaptıracaktım ama anlamadım ki dedi.(iki basamaklı doğal sayılar) Ya birinci sınıf bunlar anne ya ne anlamaması demedim, oluyor bazen böyle şeyler dedim. Nasıl demem buna benzer bir filmi yakın zamanda görmüştüm...
Not: Eraylar bugün aşı olacak. Akşam kim ağlamış, kim cesurmuş havadisleri alırız tontalaktan. Eminim anlatacak çok şeyi vardır..
2 yorum:
Bizimkiler de aşı olmuş. Ağlamış. Ama sen olsaydın ağlamazdım dedi bana kızım.
Posta damgasını vuran Belediye oldu Ayla. Hala gülüyorum. bu nasıl bir yaratıcılıktır maşallah.
Ayrıca ödevler harbiden "fıs"latıyor.
Nilhan farkında mısın Ece sene hayran.. Bunu sana söylüyor yani cümle aralarına sıkıştırıyor..
Bu aralar Belediyeye taktı tontalak. Bu çocuk belediyeci mi olacak ne?
Yorum Gönder