Salı, Temmuz 15, 2014

Özetler, özetler, özetler


 -Hafta sonunu özet geçme işini şimdilik sevdim. O yüzden bu hafta da böyle devam edelim bakalım.

-Cuma akşamı hem anneme hem Eray'a değişiklik olsun diye iftardan sonra Ortaköy sahiline inelim dedik. Nasılsa çok yakın. Gittiğimizde sahilde Beşiktaş Belediyesinin Ramazan Etkinliği vardı. Sahnede Hacivat ile Karagöz. Lakin sonuna yetişmişiz. Eray biraz üzüldü çünkü o oyunu çok seviyordu.

-Oyunundan sonra sunucu anons yaptı. Kantonun kraliçesi, çıtı pıtı bilin bakalım kim? Ablam da demez mi aaa Nuran Damcıoğlu çıkacak yaşasın. Güldüm.Tabi ki başka biri çıktı, Nuran Damcıoğlu'nun orada ne işi var. Üzülme sırası teyzeye geçti.

-Dayanamadı babasının omzundan indi sahneye yakın bir yere geçti biz tabii takipte. Çünkü meydan çok kalabalıktı. En büyük korkumdan biridir.Yani kalabalıklar.Ruhumu daraltır. Tontalak cephesinde her şey normal tabii. Biraz daha seyretti sonra müziğin ritmine kendini kaptırdı.

-Ramazan etkinliği bitince sahildeki parkta tontalak biraz oynadı. Her hafta yazıyorum galiba bir çocuğu mutlu etmek ne kadar kolay. Parkta mutluluğu görülmeye şayandı.

- Cafe'ye gidip oturduk. Çay da ne iyi geldi. Beyefendinin sıcak çikolatası çok sıcak gelince biraz arızaya bağladı. Her hafta yazıyorum galiba keşke bir çocuğun mutluluğunu sürdürmek de kolay olsaydı:)

-Eve dönüş vakti gelince her zaman ki gibi Eray gitmem diye ağladı. Sahilde ciddi bir konuşma yaptım kendileriyle.Eşref saatin de olduğu için mi? yoksa çok iyi bir konuşmacı olduğum için mi?  bilinmez dediklerimi anladı.



-Geç yattı ya cumartesi sabah uyuruz demiştim 07.30 da ayaktaydı. Buna da şükür en azından 06.30 kalkmadı.

- Biraz eve el attım. İşte bilindik şeyler. Toz al, süpür, banyo temizle...

-Erol çalıştığı için tontalak ile Cevahire çıktık. Malum yüzme gözlüğü alınacaktı. Eee oyuncakçıya uğramadan olmaz. Orada gördüğü Dilsiz'e yapıştı. Hiç ejderhası yoktu mecbur aldık. Tontalağın gönlünü yaptık. Ya benim gönlüm.

-D&R uğradık. Tontalak sürekli hareket halinde olduğu için kitaplara bakamadım. Peşindeyim malum kalabalıklar. Bir genç çıktı birden işte kahraman diye ben bunlara derim. Gördü halimi üzüldü zannımca. Tontalağın elindeki ejderhayı görünce filmine gittin mi? diye bir soru sorarak sohbetin fitilini ateşledi. Oooo tontalağın bu konuda anlatacağı çok şey var. Anlattıkça anlattı. Bende hemencecik kitaplara baktım.

-Aklımda Garange kitabı almak vardı ama Verdon dürttü beni.Bak yeni kitabım çıktı dedi ve ben kandım.

-Yine yollara düştük. Erol'un amcasına iftara davetliydik. Çocuklar oynar diye biraz erken gittik. Eray o günü iple çekti haftayı bitiremedi. Ama tuhaf bir şey oldu. Her zaman çok iyi anlaşan çocuklarda o gün elektrik tutmadı.

-Pazar sabahı tontalağımın canı çift kaşarlı salamlı yumurtalı ekmek çekmiş. Yapalım mı dedi. Yapmam mı dedim. Sütü, yumurtayı, yağı Eray çırptı. Kes-yapıştır-pişir işini de ben yaptım. Tam iki buçuk tane yedi. Yanında süt eşliğinde. Küçük bey kahvaltısını ederken azıcık koltuğa uzandım. İstediği şey olunca nasıl da mırın kırın etmeden kendi yiyor.

- Üç makine çamaşır yıkadım. Teras o kadar sıcaktı ki güneş gözlüğü-şapka ile çamaşır astım. Erol güldü halime. As, iki saatte kurusun, topla, yıkananları tekrar as, topla tekrar as manyağa döndüm. Başımın belası ütü yine çok uzun sürdü.



-Saat 17.00 den sonra baba-oğul Beykoz diye tutturdu. Belim-ayaklarım kısaca vücudumun hemen hemen hepsi bu teklifi geri çevirdi. Gel gör ki kalbim yine dayanamadı. Yollara düştük.

-Eray selam vermeden daha daldı bahçeye. Çamur yaptı yine her yerini.. Olsun kirlenmek güzeldir. Yaşadığını hissedersin.

-Kayınvalidemleri de aldık iftar için Çekmeköy taraflarında Yeşil Vadi diye bir yere gittik. Tontalak parkta oynadı. Kazların, tavukların peşinde koştu. Bu çocuk bu konuda tam benim zıttım. Benim küçüklüğüm hayvanlardan tırsarak geçerdi. Tontalak pazar gününden sonra evde kaz beslemeye karar verdi.

-Bir ara annemlere de dışarıda iftar vermemiz lazım. Ahhh eskiden ne çok kurardım iftar sofraları, ne güzel olurdu hazırlıklar. Yorucu evet lakin huzurlu. Ama bu sene halim yok:(

İşte böyle bir hafta sonunun daha sonuna geldik demeden önce Eray'ın kaz beslemek dışında kabul edilebilir (!) diğer istediğini de yazmadan geçmeyeyim.

 Babacım arabamızı satıp Ferrari alamaz mıyız?


Beşiktaş Belediyesi Ramazan Etkinliği- 11/07/2014
Beltaş Cafe -11/07/2014
Yeşil Vadi de yemek -13/07/2014
      


 

2 yorum:

Cebimdeki renkler dedi ki...

Anlattığın bunca şey arasında Eray'in da erken kalmasına takıldım. Niye bu kadar erken uyaniyorlar bu kuzular? 7 de uyanirsa sukrediyorum.

Ayla dedi ki...

Ülker çünkü düzenli uyku saatleri, düzenli besleniyorlar doğal olarak erken kalkıyorlar. Enerji bu sebeple full çekiyor. Es kaza geç yatsa bile vücut alıştığı saatte kalkıyor.

Bir arkadaşım var çocuğu geç yatıyor öyle alıştırmış ki sabah geç kalksın diye. Bu da seçenek lakin bana uymayan bir seçenek:)

Ama bir şey söyleyeyim sabah uykusunu çok özledim.