Salı, Temmuz 01, 2014

Haftasonunu özet geçtim


Ah neden böyle oluyor bilmiyorum (biliyorum da bilmemezlikten geliyorum) Bir bakıyorum sadece yazmak istiyorum. Ne yazdığımın bir önemi yok sadece yazmak. Bir bakıyorum sadece okumak istiyorum. Bu aralar okuma modundayım. Ne bloglar varmış meğer. Epeydir yeni bloglara uğramıyordum.

Bugün enerjim düşük. Uykusuzluktan olmalı. Açlık-susuzluk değil de uykusuzluk yoruyor beni. Ne diyelim şikayet yok.

Hafta sonu yine full programla haftayı bitirdik. Neyse ki hafta sonu yüzme bitti. Sabah başka programlara da vakit ayırabileceğiz derken Ramazan girdi. Olsun bizde diğer ay yaparız programları ya da dur be yine de yaparız programları. Hayat kısa ve ertelemeye gelmez bugün bu düşüncedeyim.

Son hafta olduğu için yüzmede tribünleri açtılar. Ben cumartesi ,babası pazar günü seyretti. Pazar günü Eray seviye atlamış yani diğer gruba geçmiş. Su altında nefes tutmuşlar. Herkes çıkmış, Eray kalmış. En uzun nefesini o tuttuğu için seyirciler tarafından alkışlanmış. Eve geldiğinde gururluydu.

Ramazan'ın ilk günü klasiği bozmadım. Eray yazması ayıp döner yerken tırnak ucu kadar döneri aldım ağzıma attım sonra aklıma geldi bastım çığlığı. Tontalak artık orucun bozuldu, orucun bozuldu diye dalga geçti benimle. Unuttuğum için bozulmaz dedim. Bozulur- bozulmaz, bozulur-bozulmaz.. Beykoz'a kadar bu şekilde gittik. Acaba hangimiz daha çocuk.

İlk iftarı kayınvalidemlerde yaptık. Annemlerde geldi. Kalabalık güzel oldu. Yalnız Haziran sonunda Beykoz'da dondum. O gün çok rüzgarlı ve soğuktu.

Tontalak cumartesi çok mutluydu. Köy dinginleştiriyor onu. Bir de düşünceli ki. İftara Serra ablasıyla yemek yaptı. Serra ablası yapraklardan çamur dolması, Tontalak ise çamur çorbası kaynattı.

Pazar sabah ablam geldi Samsundan. Kötü bir haber getirmiş bize. Üzülmeyelim diye saklamışlar bizden. Önce inanamadım. Hala bir yanım inanmak istemiyor aslında inanmak değil de kabullenmek. Kabullenmek gerçekten çok zor.

Hiç yorum yok: