Pazartesi, Şubat 27, 2012

En sevdiklerim-Mim

Genelde mimleri kafam yerinde alaturka oldum modun da yazdığım için çok eğlenirdim. Bugün ise biraz nasılım demeli bak tarif edemedim şimdi tuhafım.Annem ve annanem dün akşam gitti ağlamayacağım diye kendime söz vermiştim,ağlayıp kimseleri üzmeyecektim ama yapamadım.Geceye kadar ağladım:)Gözlerimi gördüğümde sabah hey maşallah dedim. Kapamak için göz kapaklarımın halini sabahın kör karanlığında makyaj yaptım.Saatler geçtikçe daha iyi hissediyorum.Sonuçta yatcaz-kalkcaz,yatcaz-kalkcaz böyle on dört gün yatcaz-kalkcaz annemler Allah’ın izniyle evimizde yanımızda olacak:) (Annem kalbinden rahatsız ne yapayım kaygılanıyorum)Ahh keşke itiraflarla ilgili bir mim olsaydı bu...Herhalde derdim ki  her ne kadar didişsem de, annemin tabiri ile her zaman burnumun dikine gitsem de ben iflah olmaz bir anne kuzusuyum....

Neyse efendim hypo değer vermiş,düşünmüş bir mim paslamış bize o zaman vira bismillah diyerek başlayalım....

En sevdiğin nelerdir?Nelerden hoşlanırsın?(Buna benzer bir mim daha önce bana geldiği için hoşlandığım şeyler aynı olduğu için oradan biraz alıntı yaptım)

İstanbul’u severim bazen nefes alamadığımda ayaklarım totoma vura vura koşup kaçmak istesem de İstanbul’u pek bir severim. Sahaflar da kitap kokusunu içine çeke çeke dolaşmayı, oradan Eminönü'ne inip yaşıma başıma bakmadan kuşların peşinde koşmayı sonra af dilemek babında onlara yem vermeyi sonra teknelere gidip balık yemek yemeği, Mısır çarşısına girerken duyduğum kahve kokusunu,İstiklal de yalnız kalabalığın içinde pis pis sırıtarak yürümeyi, Dolmabahçe’ye inerek çay içmeyi, Rumeli de sabahçı kahvesin de tost yemeği( daha çok totun büyür senin hanımiğnesi baksana İstanbul bahane aklın sürekli yeme de içme de),Ortaköy de babamla balık tutmayı ya da tutamamayı, ellerimiz boş dönmesin diye tutanlardan satın alıp evdekilere biz tuttuk diye çaka satmayı(artık babam bir usta)

İstanbul’u çok sevsem de onun yeri ayrıdır da yeni yerler görmeyi çok severim. Tarihi- kültürel yerlere gider hikayelerini öğrendikçe hayaller kurarım.Haaa bir de sokak aralarında şıpıdık terliklerimin çıkardığı sese bayılırım

Geceyi severim.Gecenin sessizliğini severim. Gecenin sessizliğinde kitap okumayı severim, Gecenin sessizliğinde kitap okurken koyu bir kahve içmeyi severim.Sonra sabah biraz daha uyuyayım ne kadar vicdansızsınız ,biraz daha uyku demeyi bir borç bilirim

Sevdiklerim ile sohbeti ,anlatmayı da dinlemeyi de çok severim.Özellikle yaşlı insanların anılarını içine çekerim.

Gezmeyi sevsem de evimde vakit geçirmeyi de severim. Sevdiğim insanlara yeni tarifler deneyip karınlarını doyurmayı bayılırım. Son olarak

Küçük aşkımın seni seviyorum annecim demesini tek geçerim.

Bilgisayarda nasıl vakit geçirirsin?

Şimdi bunu E.Ö ve E.S olarak iki bölüme ayırmak lazım.Yani Eray’dan Önce ve Eray’dan Sonra. E.Ö evde bilgisayarı açmaya vakit bulurdum,o zamanlar televizyon benim için bir aksesuardı.Kocaman bir defterim vardı benim onu alırdım bir konu belirlerdim.Mesela bir şairin-yazarın hayatı ve eserleri..İlginç bulduklarımı o deftere not ederdim.Bir ara hayvanlara acayip sarmıştım.Atıyorum penguenlerin yaşam biçimlerini araştırır her cumartesi bir evde toplanma alışkanlığımız vardı bizim not aldıklarımı arkadaşlarımla paylaşırdım.İlk zamanlar tuhaf tuhaf bakmışlardı bana sonradan alıştılar hatta sorular sormaya başladılar,hatta eğlenmeye bile başlamıştık sonra tek tek hepimizin çocukları oldu ve E.S dönemi dediğim yeni bir dönem başladı.

E.S döneminde ise bilgisayarı asla evde açmıyorum malum kısıtlı bir zamanım var çocuğumla geçireceğim o nedenle o vakitten çalmıyorum.İşyerinde sabah gelir gelmez (biraz erken geliyoruz Erol’dan sebep) maillerime bakarım, bloglarda yeni eklenmiş yazıları okurum, haberlere göz atarım ,aklıma bir şey takılmışsa google amcaya bir akıl danışırım...

Şu sıralar almak istediğiniz şeylerin listesini yapanız, bunlar ne olurdu?

Fotoğraf makinesinden başka bir şey de istemem.Aslında yalan söyledim bir şey daha var.İlk görüşte bir aşk bizimkisi.Türkiye’ye gelmeden önce görmüştüm bir yerlerde ve sen neymişsin be abi sözleri ağzımdan dökülüverdi.Bizim buraya geldiğin de ilk gördüğüm de kalbim deli gibi çarptı.Her gördüğümde duygularım tazelenir ve maalesef ki her gün kendisini görüyorum:( Amarok bir kez de blogumdan haykırıyorum.Galiba ben seni unutamayacağım ve seni almak çok istiyorum:)

Şu aralar en çok dinlediğin 3 şarkı?

Erol'un şu adam da ne buluyorsunuz dediği Halil Sezai’in hemen hemen tüm şarkılarını severim.Aslında çok var da beğendiğim şu an aklıma gelmiyor işte.

Bende bu mimi Emine,Bahriye,Abideye ve Seda'ya gönderiyorum tabii ki zorlama yok isterlerse..

Not:Artık bana müsade Eray'ım toplantısına gidip geliyorum.Bakalım neler söyleyecekler neler:)))

16 yorum:

g dedi ki...

Allah kavuştursun inşallah sağ salim gelsinler.

Bir de sevdiğimiz ne çok aynı şey var:))

Eray'ın toplantısı mı var..
Tontalağı da öpüyorum:))

Esra dedi ki...

İstanbul'u özledim okuyunca :)
Bir de şu araştırma mevzusu çok hoşuma gitti, ben de benzer birşeyler yapıyorum ara sıra.

Bu arada Allah sağlıkla kavuştursun diliyorum annenleri sana.

Emine dedi ki...

eminim senin de vardır blogunda yeni bir post gördüğünde, dur bir okuyayımda neşem yerine gelsin, yüzümde bir tebessüm oluşsun dediğin..işte ben su an öyle bir blogda yorum yazıyorum..okurken tebessüm etmekle kalmayıp, hüznüne ortak olduğum, anladığımı-anlaşıldığımı düşündüğüm..
ve mimlerle daha iyi tanımaya başladığım :)
teşekkür ederim ve zevkle kabul ederim.
onbeşgünün senin için çabuk annenler için yavaş geçmesini diliyorum..
sevgileer..

hypo dedi ki...

bende ist. da yaşasam sanırım, ben de senin yaptıklarını yapardım. hatta tek geçerdim:)
Allah kavuştursun.

Ayla dedi ki...

Gezgin amin inşallah...Aynı dili,zevkleri paylaştığımıza sevindim

Evet vardı bir koşu gidip geldim.Toplantı kisvesi altında erken kayıt şansına bir değindik:))

Ayla dedi ki...

Esra teşekkürler amin inşallah.Ahhh o günleri beynimin her bir hücresi nasıl özledi bir bilsen.Taşınırken kaybola kaybola o defterler kayboldu :(bakardım ne güzel hatta bloguma yazardım neler araştırdıklarımı.Eski yunan felsefesi, edebiyat akımları,şairler,tıp,hayvanlar alemi hiç farketmez ayrıntısına kadar araştırma yapardım

Ayla dedi ki...

Emine yorumun bana ilaç gibi geldi şu saatler desem.Uykusuzluktan mütevellit dinmeyen baş ağrım bile hafifledi:))Ayrıca teşekkür ederim aynı dili konuşan blogdaşlarımın varlığı beni hep kendimi iyi hissettirdi,anlaşılmak güzel bir his.Merakla bekliyorum yazacaklarını ve biliyorum ki bana vay be dedirteceğini...

Ayla dedi ki...

Cüneyt öncelikle teşekür ederim.İstanbul tabiki buralardan ibaret değil ben ve sen gibileri buralar cezbediyor işte.

nil dedi ki...

kıyamam, anasının kuzusuna, hislendirdin beni de Ayla, Allahım sağlıkla kavuşmayı nasip etsin.

Eray'a bulduğunuz çözüm ne bahsetmemişin ?

İstanbul'u özlediğimi fark ettim sayende. Bütünüyle yine çok hoş bir post olmuş, ellerine, yüreğine sağlık.

Ayla dedi ki...

Nil teşekkür ederim amin inşallah çok üzüldüm ayrılırken ama inşallah ruhen dinlenip gelecekler...

Çözümü hiç sorma servis şöforü ile 2 dakıka önce bir telefon görüşmesi yaptım delirtti beni adam bir günlüne şirkete bırakmıyor o kadar kısa bir mesafe geri dönecek ki gelmiyor.Babası 16,00 Eray'ı alacak okuldan babaanneye getirecek sonra işe dönecek galiba biz o zamanı telafi etmek için geç çıkacağız:(

Ayrıca beğenmeden sevindim çok teşekkür ederim

Nil dedi ki...

itiraf ediyorum ben de ben de:D birtek annem olsun bana bişey olmaz:D

Allah kabul etsin Aylam.

Toplantıda katibelik mi yapacaksın?

Sevdiklerine bayıldım.daim olsun Aylam.

seda dedi ki...

canım yeni gördüm postunu en kısa zamanda yazıcam..çok teşekkür ederim çok öpüyorum..

Ayla dedi ki...

Nilhan aynen öyle aslında ben yapacağımı yapıyorum ama yakınımda varlıgını bilmek güçe veriyor bana:)

amin inşallah.Veli toplantısıydı 15 dakikalık özel görüşme dinledik dinledlk geldik işte:))

Ayla dedi ki...

Seda teşekkür ederim merakla bekliyorum cevaplarını

didem dedi ki...

Bu sayede seni daha iyi tanidik. Yasli insanlarla sohbeti bende cok severim.

Ayla dedi ki...

Didem mimler bu anlamda faydalı oluyor diye düşünüyorum.Dimi yaş almış insanlarla konuşmak gibisi var mı ama...