Perşembe, Mart 17, 2011

Göçebe Hayatlar

Son günlerde kendimi çok çaresiz ve yetersiz hissediyorum. Sürekli kendimi sorgularken buluyorum. O yüzden belki de daha iyi nasıl oluru sürekli araştırıyorum, kafamdaki sesleri bastırmak için planlar-programlar yapıp kendime nefes alacak zaman bırakmıyorum.

Bir süredir tontalak o kadar huysuz ki elimden hiçbir şey gelmiyor kendimi köşeye sıkışmış gibi hissediyorum. Daha ne istediğini bile anlayamadan ağlama krizlerine giriyor sürekli konuşmaya çalışıyorum ama o kadar inatçı ki dinlemiyor. İşte böyle zamanlar hemen büyüsün istiyorum. Sanki büyüyünce herşey daha kolay hale gelecek ya da sanki benim sorumluluklarım asgari düzeye inecekmiş gibi geliyor. Gibi diyorum çünkü böyle olmayacağını biliyorum en azından çocuk büyütmüş deneyimli kişiler böyle olmadığını her fırsatta yüzüme yüzüme vuruyor.

ÇOCUK BÜYÜYÜNCE DERTLERİ DE BÜYÜYECEK

Eminim öyledir çocuk büyüyünce dertleri de büyüyecektir ama ben şu an onu düşünmek is te mi yo rum.

Çok uykusuzum.Sanki yatsam bir ay gece gündüz uyusam ancak dinlenecekmişim gibi geliyor.İlk doğduğu andan itibaren uyku sorunumuz var ve bunu bir türlü aşamıyoruz. Sürekli doktorlara gittik hep aynı sonuç ’bazı bebekler uykuyu sevmez’.Gece 00.30-01.00 de yatıyor gece 3-5 kere kalkıyor 08.30 ayakta.

Uygulanabilecek her yolu, metodu denedik buradan bunu duymak isteyenlere sesleniyorum evet biz beceremedik. Kabullendik bu durumu dedim hep ama bu yazıyı yazdığıma göre kabullenememişim demek.

Yine de şükür halimize düne göre daha iyi durumdayız. İlk 6 ay sabah 07.00 de yattı,şaka değil 07,00 de yattı.Yaşına kadar 04.00-04.30 da yattı annem hep bizde kalıyordu çünkü o saatte yatıp işe kalkmam çok zordu. 02.30 kadar annemle bakıyorduk sonra hile,tehdit ve cebirin her yolunu deneyerek beni zorla yatak odasına yolluyordu.Hala annem baktığı haftalar bizde kalır haftasonu evine gider.Eray uyku anlamında zor bir çocuk.

Kayınvalidem ise evinde bakmayı tercih eder yalan yok soğuklar olunca bize geldi bu sene. Gelmediği zamanlar 06.30 da oğlumu kaldırıyorum 07.00 de yollardayız akşam eve ancak 21.30 gibi geliyoruz. Bir düzenimiz henüz yok. Cumadan beri toplayamıyorum kendimi. Haftasonu televizyon seyrederken birden 'Erol biz ne zaman yerleşik hayata geçebileceğiz, göçebeler gibi hayat yaşıyoruz, yoruldum ben' dedim. Sadece suratıma baktı tek laf etmedi. Cevabını bilse belki birkaç laf ederdi ama bugünlerde geçecek namına yalandan da olsa bir iki lakırtı etmedi, beni umutlandırmadı.Öylece birbirimizin suratına baktık derinden ve usulca.

Galiba hanemdeki krediler yavaş yavaş tükeniyor. Sabah 08-18.00 iş,bir saat yollarda debelenme sonra evdeki mesai, temizlik, yemek, tontalağım ile ilgilenme,gece yatış, gece bilmem kaç kere kalkış, çocuğuma yeteri kadar zaman ayıramamanın vicdani yükü, yetersizlik duygusu, sadece kendime yapabildiğim acımasız eleştiriler,iki kafadarın(annane- babaanne) tontalağın her istediğini yapması, tontalağımın kendini kelimelerle ifade edemediği zamanlardaki çırpınışları,iki kafadarın düzenlerini bozmanın bende yarattığı derin üzüntü...

Bunları kimselerle paylaşmayıp sessiz çığlıklar atıyorum içten içe. Paylaşmıyorum çünkü verilen nimetlere nankörlük yapıyormuşum gibi hissediyorum. Kimbilir kaç anne çocuklarının dermansız hastalıkları ile uğraşıyor ya da kimbilir kaç anne evladına verecek bir lokma ekmek bulamadığı için ağlıyor.Onları düşününce bunlar deve de kulak.

Evet ne dedim sessiz çığlıklar atıyorum. Ha bir de ne yapıyorum sevdiklerim bu çığlıklarımı duymuyor diye bir de trip atıyorum.

Bakın ben ne kadar özelim demek için yazmıyorum bunları. Biliyorum ben özel bir insan değilim hiçbir zaman da olmadım. Benim gibi hatta benden daha zor durumda olan nice nice anneler var. Nankörlük hiç değil hergün Allah’a şükrediyorum verdiği nimetler için, öpmeye- koklamaya bile kıyamadığım emaneti için. Hele de şikayet hiç değil.

Bugün bunları bana yazdıran koca bir yorgunluk.

5 yorum:

Asahhara dedi ki...

Canım benim biz çalışan annelerin en büyük sorunları evlatlarını bırakıp işe gelmeleri.Ben bunun vicdan azabını yıllarca yaşadım. Kızım 12 yaşında ve ben artık kabullendim gibi bir durum oldu. Elimden birşey gelmiyor çünkü. Zaman zaman senin gibi duygusal çırpınışlarım olsada bu akışa adım uydurmaktan başka bir çarem olmadan devam ettim. Ufaklık zor bir çocukluk geçiriyor belli. Ama hepsi geçecek. Kızıma bir baktım bebekti şimdi genç kız. Zaman o kadar kısa ki aslında. Sadece biraz daha sabır demekten başka bişi düşmüyor bize. Sevgilerimle.

Nil dedi ki...

uyumayan bebek, yemeyen bebek, düzensiz hayatlar, koşturmacalar kocaman bir offff. vallahi billahi evimin hanımı olmak istiyorum. yeter çok yoruldum. yazının altına imza atsam ayıp mı etmiş olurum :)

abide dedi ki...

Aylacım,yazını okurken benim yaşadıklarımı,hissettiklerimi birebir anlatmışsın.Bazen o kadar çok boğuluyorum ki, kendimi suçluyorum.Herkes yapabiliyor ama ben niye yapamıyorum diye kendimi kızıyorum :((

İkiz Annesi dedi ki...

Canım Allah siz çalışan annelerin yardımcısı olsun çok zor bir durum:(

Ayla dedi ki...

Asahhara haklısın hem de çok bende sürekli sabır sabır sabır diyorum zaten elden de gelen başka birşey yok.Şu aralar böyle hissediyorum biliyorum geçecek, hatta zaman öyle hızlı akacak ki ben bile anlamayacağım, yorumun için teşekkür ederim

Küçük Mucizem ne ayıbı buyur imzanı atabilirsin:)Bazen bende diyorum acaba evde olsam durum nasıl olurdu diye.

Abide farklı zamanlarda farklı mekanlarda farklı isimlerde benzer olaylar yaşıyoruz sonuçta hepimiz, Allah yardımcın olsun.Fazla yüklenme sakın kendine, genelde herkes aynı durumda,gececek bugünlerde.

Aylin teşekkür ederim,Allah herkesin yardımcısı olsun hele de senin iki tane.