Salı, Kasım 30, 2010

mehter takımı gibi hayat bazen: iki ileri, bir geri

15
Eray 1 yaşında iken,ilk saç kesimi

Bugün kötü bir günümdeyim, kafam bir dünya. Oh alıştı diyoruz bir gün geliyor bir bakıyoruz hoopppp başa dönmüşüz. Bu her başa dönmelerde, krizlerde kendimi acımasızca eleştiriyorum hangisi daha doğru diye.Sonra diyorum ki bu gibi durumlarda galiba doğru ya da yanlış yok insanın kendisini nasıl hissettiği ile yada şartlarla alakalı bir durum var ortada.

Kimi anneler iki aylıkken çocuğunu bakıcıya yada aile büyüklerine bırakıp işe dönebiliyor kimisi ise tek kalemde herşeyi bırakıp çocuğumu kendim büyüteceğim diyor. İşte bu aşamada hisler ve şartlar devreye giriyor.Kimileri şartlar uygun olduğu halde ben çalışan anne olarak çocuğuma daha verimli olurum düşüncesinde,kimisi ise ne kariyeri bu dönemde çocuğun ihtiyacı olan en önemli şey anne diyerek iş hayatına uzun bir müddet ara verebiliyor.

Diyorum ya bu konuda doğru ya da yanlış yok.Ben aslında hislerimden çok eminim ama şartlarım uygun değil.Şahsen kreş yaşına kadar(3-4 yaş)çocuğa annesinin bakmasından yanayım.Eşimle çok düşündük Eray doğunca. Eray bu yaşlarda ev aldık aldık ondan sonra eğitimine yatırım yapmak istememiz nedeniyle çok zora girecekti herşey.

Evet kirada değildik kayınpederimin evinde oturduk(zaten o yüzden para biriktirebildik) 4 yıl ama küçücüktü tontalağımın kendisine ait bir odası olamayacaktı, bundan daha önemli olan o çevrede(benim için aile kadar çevrede çocuğun yetişmesinden önemli bir faktör, o çevrede mutsuz bir anne olarak mutlu bir çocuk yetiştiremezdim.) hiç büyümesini istemiyordum.Karar verdik ortalama 5 yıl sürecek yüklüce bir borca girip evimizi aldık, bir yılı bitti bile.

Bunları şimdi neden mi anlatıyorum,tontalağımın iki gündür işe gittiğimiz için verdiği tepkiler canımı o kadar acıttı ki yazma ihtiyacı hissettim. Bir gün bu yazıları okurken ayrılmanın bizim içinde hiç de kolay olmadığını görsün istedim.

Uzun zamandır (annanenin bizim evde baktığı zamanlar)biz işe giderken uyuduğu için rahattık. Kalktığı zaman tüm odaları dolaşıp anne yok ,mama getirecek deyip huzursuzluk çıkartmıyordu. Dün sabah 06,30 da kalktı biz işe gidemeden ,babasının giyindiğini görünce kendiside hazırlanmaya başladı.Annanesini görünce çıldırdı(annanenin evde olması demek anne-babadan ayrılmak demek), kadının yüzüne kapıyı çarptı, odaya girmesine izin vermedi.

Eğildim gözlerinin içine baktım(tüm çocukları aynı kalıptan çıkmış gibi aynı kefeye koyan uzmanlar var ya hani diyorlar ya hırsız gibi kaçmayın,gözlerinin içine bakıp işe gideceğini söyleyin, anlatın)Ben işe gideceğim, para kazanacağım ,akşam olunca eve geleceğim ,sana mama getireceğim sen annanen ile evde kal tamam mı dedim, ortalığı yıktı ağlamaktan.Uzun bir süre odadan çıkmamıza izin vermedi, anlattıkça anlattım konuştukça konuştum tontalak ise her cümlenin sonunda çığlıkların şiddetini daha da arttırdı.İşe geç kalacağımız için annane zorla diğer odaya geçirdi erayı çığlıklar eşliğinde kapıyı kapayıp asansöre binerken bile sesi geliyordu kulağıma.

Telefonda dedim ki ahretliğime şimdi bu çocuk demez mi arkamdan kadın gözümün içine baka baka gitti diye.

Bu sabah ohh uyuyor dedik, işe geldikten yarım saat sonra telefon çaldı, arayan annemdi. Ayla yeni kalktı çok ağlıyor anne diye telefonu sana veriyorum konuş dedi. 15 dakika tontalağı ikna etmeye çalıştım.Telefonda bir an sessizlik olunca anne anne diye bir seslenmesi var ki,yok oğlum buradayım kapamadım dediğimde rahatladı.İkna edebildim mi hayır tabiki telefonu bile çok zor kapadım, sinirlerim çok bozuldu.

Bu dönemlerde beynime ve kalbime hiç söz geçiremiyorum,tercihimizi sürekli sorguluyorum

6 yorum:

Hayal Arkadaşlarım dedi ki...

Bunları okuyunca boğazıma bir şey geldi oturdu. Sanki kendimi yaşadım. Her zaman olmasa da dönem dönem kızım da yapıyor böyle...Ve ben o gün bitmiş oluyorum. Kendim işte, aklım, ruhum herşeyim kızımın yanında.

Çok şükür ki anneannesi yanında çocuklarımızın. Bakıcı ile olduğunu düşünmek dahi istemiyorum. Şartlar böyle ve böyle olması gerekiyor. Çok yargılamayın ve üzmeyin kendinizi.

Ayla dedi ki...

Evet aynen bizimki de sürekli olmuyor, öyle kötü ayrıldığımız dönemlerde ben iptal oluyorum. Galiba uzunca bir bayram tatilinde evde olmamıza çok alıştı hala toparlayamadık çocuğu.Allah razı olsun aile büyüklerinden bizlere yardımcı oldukları için.

Yunkabu dedi ki...

Ne tarafindan tutarsak tutalim, cocuk buyutmek cok zor bir seymis. zor kelimesi gulunc kaliyor.. Birgun,cocuklari buyuttukten sonra cocukluk donemlerinde yasadigimiz tum zorluklari unutacagiz belki biz de...

nohut oda dedi ki...

zor gercekten allah kolaylık versın ınsallah..fotodakı yuzune de ayrı bayıldım cnm benım kıyamam..

Ayla dedi ki...

Evet bencede unutuluyor fulyacığım ya da belkide bellı başlı şeyler kalıyor, işte uykuyu sevmeyen çocuktun yada yemeği sevmeyen çocuktun diye bir cümle halinde özetlenebiliyor herşey

Nohut oda teşekkürler, ilk sac kesimi olduğu için ne ile karşılaşacagını bılemediği için yavrum resimde kaygılı ve üzgün

Deli Anne dedi ki...

çok fena oluyorum ben , gözlerm doldu hep.. Zamane çocukları için bir çok şey ne zor.. En başta anneleri olamıyor yanlarında.. olsa da olamıyor hatta..