Pazartesi, Temmuz 20, 2015

Pazara gitmek mi? 3. Bölüm


Ramazan yoğundu, bayram ise çok daha yoğun.Bu bayramda gezmelerin hakkını verdik ve evde hiç durmadık. Aslında ben dururdum da Eray ve babası aynı kafadan olduğu için oylamada hiç şansım yok benim. Kendi evimde azınlık kaldım iyi mi?

Bayramın birinci günü annemde kahvaltı ettikten sonra Beykoz'a geçtik. İftar için gittiğimizde çiçek açan tohumların sebze vermeye başladığını gördüğümde çok şaşırdım. Hayat, doğa artık ne dersen de ne çabuk değişiyor ve yeniliyor.Bu değişimleri kaçırmamak adına galiba bazen yavaşlamak gerekiyor.

Eray toprağı kazıp, çamur topları yapmak için uygun ortam yaratırken bizde kayınvalidem ile bahçeyi gezdik. Çoğu şeyi çekmeyi unutsam da buyurun pazara gitmek mi bölüm 3 ile karşınızdayız.

Bu yıl bahçe geçen seneki gibi olmadı.Yağmur sebebiyle dedi kayınvalidem.Sürekli yağmur yağması bahçeye iyi gelmedi. Şu an için domateslerde sorun yok inşallah böyle de gider.


Bu yılda biberlerin maşallahı var. İnsanın kendi yetiştirdiği mahsulü yemesi değişik bir duygu olmalı. Kayınvalidem salata mı yapacak giriyor bahçeye iki-üç domates, iki salatalık, biber ya da marul, soğan toplayıp çarçabuk bir salata yapıyor. Yemek mi yapacak.. Patlıcan, kabak, fasulye toplayıp hemen ocağa türlü koyuyor.

 
Fasulyeler geçen seneki gibi değil maalesef. Bir kısmı beneklendi. Geçen sene o kadar çok olmuştu ki domatesle kavurup bolca buzluğa atmıştık ve kışın tükettik.


Kabaklar iyi durumda. Yemeye başladık. Sağolsun kayınvalidem kayınpederimi hafta içi ring olarak kullanıyor.İki-üç kabak, salatalık, maydanoz artık ne büyüdüyse kayınpederim Erol'un iş yerine güvenliğe bırakıyor, Erol'da akşam eve ulaştırıyor. Kabaklardan mücver yapıldı.


Salatalıklar bu sene fazla değil. Yine de şükür Eray yiyebiliyor. Nedense maydanoz çok fazla olmamış..

 
Marul- taze soğan her zamanki gibi bu sene de fazla.


 
Armut artık kalmadı. Bu sene çok fazlaydı. Kayınvalidem armutları akrabalara dağıttı. Kalanıyla da armut pekmezi yaptı. Eray tadını çok sevdi. Elma ağacı ise hiç meyve vermedi bu yıl. Öyleymiş bu ağaç. Bir sene verir bir sene vermezmiş. Geçen sene o kadar çoktu ki ağaç elmaları taşıyamıyordu. 

 
Çileklerde artık bitti. Zaten azdı onları da Eray yedi. Kiraz da az oldu bu sene. Dememe gerek var mı ringle kirazlar Eray'a gönderildi. Erik ağacı fena değildi.
 
 
Baklayı biz haşlarız sonra tuzlayıp kuruyemiş gibi yeriz. Kayınvalidemler ise yeşil kabuklu halindeyken taze fasulye gibi yemeğini yapar. Ben o halini hiç sevmediğim için bize sağolasun bu şekilde gönderdi. Ohh ne iyi geldi.



Dut artık bitti. Fındık her yerde olduğu gibi bu sene fazla. Fazla derken ekili alan çok az lakin kayınvalidemin ihtiyacını görüyor. Semizotu, maydanoz da var. Yani bu yazda sebze için pek pazara gitmeyeceğiz gibi görünüyor.

Aaaa bu arada bu senenin sürprizi erişteler. Kayınvalidem kesti tabi ki bize de düştü.


Bu da Eray'dan çamur köftesi. Tarif aslında çok kolay. Malzemeler; toprak, su ve bir tutam yeşillik.

Yapılışı ; Toprak su ile çamur halini alana kadar iyice yoğrulur. Sonra yumurta büyüklüğünde parçalara ayırarak yuvarlanır. Bir tutam yeşillik üstüne kondurulur.


Bu tarif mideye değil direkt çocuğun ruhuna hitap eder.

4 yorum:

Bir Terazi Kizi... dedi ki...

Baklayi haslamak ve tuzlayip kuruyemis gibi yemek ha! bu ne güzel bisi oldu böyle fikir süer,en kisa zamanda kuruyemis manyagi ben denemeliyim:)) Tadini tahmin edebiliyorum,ah ne kadar faydali bu dogal haliyle kuruyemisler!

Bu arada babaannenizin bahcesine cennet bahcesi dogal sera demek daha dogru olur,ne kadar güzel hersey var,gerci benim annemde öyledir,suan ektigi bahcede benim burda hep özlemini cektigim,ama az ötemde bir Alman marketinde gecen yil tesadüfen gördügüm yer elmasi bile var! Ben daha görmedim,ama annem gelirken götürebilirsin dedi,artik gelirken dönerken kelimeler komik karisiyor bazen!

Ama felaket dogall besleniyorlar,tabii bende sürekli anlatiyorum ne kadar önemli oldugub´nu,yoksa erkek kardesim,toplayip geliyor marketten paketli ne var ne yok! eee evin kücügü ya braz simartildi !

Toprak su cocuklarin süper oyuncagi,burdaki parklarda nerdeyse hepsinda su ile oynama yerleri var,tabii camurlada!

Ayla dedi ki...

Ben baklanın yemeğinin yapıldığını ilk defa kayınvalidemden görmüştüm ve çok şaşırmıştım. Çünkü annem baklayı taneli alır haşlardı ve çekirdek çitler gibi içini çıkararak yerdik.

Kirlenmek güzeldir, çocuklar oynasın tabii çamurla. Bence gelişimleri için çok önemli..

Cebimdeki renkler dedi ki...

Ayla'cım öncelikle geç de olsa iyi bayramlar :)
Insanin kendi ektigini yemesi gerçekten büyük keyif ve şans ama çok da emekli bir iş gerçekten. Ben bu yıl ilk kez saksida çilek ve biber yaptım en azından Lara bol bol yedi ama domatesi beceremedim. Pembe domates fidesi bulmuştum yerli fide hem de taaa Manavgat tan gittim aldım ama fide fidan oldu da domatesler bir türlü gelmedi. Çiçekleri açtı ve kırıldı hepsi. Ya toprak yetmedi ya sıcak çok geldi, hüsran :))
Yani bizi her zamanki gibi pazar paklar. Buna da şükür market de olabilirdi :)) Eray ne çok büyüdü maşallah yüzü değişti adeta :) boyu uzadı bolca.

Ayla dedi ki...

Ülker'cim kesinlikle emekli işi. Çünkü bahçe insanın çok vaktini alıyor insanın. Çocuk varken üstüne çalışırken bu işi sürdürmek imkansız. Çünkü hep elinin üstünde olması gerekiyor ki bunu kayınvalidemden yakinen görüyorum..

Pembe domatesi kayınvalidem de yapmıştı. Pek olmamıştı. Olanı yediğimiz kadarıyla çok lezzetliydi kabuğu öyle inceydi ki anlatamam. Keşke seninki de olaymış ama saksıda zor gözüküyor. Naçizane saksıda cherry domates yetiştir o genelde oluyor..

Uzadı di mi :)) Sağolasın bu arada.