Cuma, Mart 20, 2015

Ders: Ailenin ödev ve sorumlulukları

 İnsanın en azından bir tane yanındayken kendini iyi hissedebildiği, birlikte gülüp birlikte ağlayabildiği bir dostu olmalı bu hayatta - Eray kankasıyla

Dün 15.15 gibi işten çıktım. Erol'la doğruca Eray'ın okuluna gittim. Allahtan teneffüstelerdi de son derse girmeden yakaladım. Öğretmeninden erken çıkması için izin aldım. Eray nasılda sevinecek diye düşünürken üzgünüm anne gelemem dedi. Gel de buradan yak şimdi.

Meğerse son ders 18 Mart ile ilgili bir şeyler seyredeceklermiş cep sinemada ve Eray onu beklemiş tüm gün. Patlatılan mısırlardan biraz alınca neyse ki bizimle gelmeyi kabul etti.

Yolda bizim biraz işimiz olduğunu biz gelinceye kadar kitap okumayı bitirse kankası Erdemlere gidebileceğimizi söyledim. Çok sevindi çok. Hatta kitapları bitiremem korkuysa arabada okumaya başladı. Apartmanın kapısında bizi bekleyen anneanneye Eray'ı teslim ettik.Merdivenleri çıkarken bile kafasını kaldırmıyordu kitaptan. Konu komşu bu manzarayı görüyorsa çocuğa bak nasıl da çalışkan diyordur dedi Erol. Ah bir bilseler.Birlikte güldük. Hem güldük hem de yeni kararlar için yola devam ettik.

Ha bu arada Eray kitap şampiyonu olamadı. Birinci, ikinci ve üçüncü seçildi. Kitap şampiyonası devam ediyor dördüncüsünü, beşincisini... belirlemek için.

Eray'ın ağzındaki aftlarda geçmeye başladı. Zor bir haftaydı bizim için bu yüzden. Anne bir şey yap diye ağlarken bol bol sarıldım oğluma. Sabır oğlum az daha sabır dedim. Sabrediyorum annecim sabrediyorum ama geçmiyor ,sen de hiçbir şey yapmıyorsun dedi. Galiba bu hafta en çok bu olay beni üzdü. Çocuğunun canı yanarken hiçbir şey yapamamak..

Görüşme bizim açımızdan bir su kafalının yüzünden verimsiz geçti. Söyledim ama. Grup şeklinde görüşmek yerine tek görüşmeyi tercih ederdik diye. Yok be grup terapisine katılmadık karı-koca. Başka bir konu. Aslında hep aynı konuda netleşince yazarım belki sonra..

Eve gelince bir baktık ki kitaplar okunmuş. Eray ile söz verdiğim gibi Erdemlere gittik. Erol durur mu annemi alarak kahve içmeye gitti.Bir de soruyor hasbam.Kıskandın mı? Yok be ne kıskanacağım sizi.

Erdemle çok eğlendi. Onlar güzel güzel oynarken biz de arkadaşla iki belin lafını kırdık. Hafta içi bu değişiklik bana da iyi geldi. Gitme vakti gelince Eray yine sorun çıkardı.

Eve gelince hayat bilgisi ödevini yaptırdım. Yaptırdım yaptırmasına da yanlış yaptırmışım. Ödev olan sayfa başkaymış. Bunu Eray'a söylediğimde evde bir cıngar koptu. Hayatta asla yapmam dedi. Ben de insanım dedim oğluma. Hata yapma hakkını bana da tanıyın. Neyse ki aramızda bir şekilde anlaştık da ödevi yapmaya başladı. Konu: Ailenin ev içindeki ödev ve sorumlulukları..

Benim sorumluluklarım kısmını yazdı, ohh be kardeşim yok diyerek kardeşimin sorumlulukları kısmını atladı.Sıra annenin sorumluluklarına gelince kalemi bana uzattı. Yani dedim ne yapayım kalemi.Anne sen olduğuna göre annenin görevleri bölümünü sen yazmalısın dedi. Şaka mısın sen oğlum dedim oğluma.

Yok inat etti. Herkes kendi görevini yazsınmış. Neden bizim görevlerini o yazsınmış. Herkes kendi görev ve sorumluluklarını bilsinmiş. Diyorum ben bu çocuk hep farklı bakıyor olaylara. Aslında aramızdaki kriz konularına bir köşeye çekilip baktıkça hani hak vermiyor değilim de oğluma..

Neyse bir şekilde yine ikna ettim. Ooooo bu ne ya yaz, yaz bitmiyor dedi. Yalan mı dedim. Yap yap bitmiyor görevlerim. Sonra babası öptü kokladı, ben öptüm kokladım doğruca yatağa.

Normalde bu post burada bitmeliydi. Ama teyzesi sabah sormuş Eray'a. Hayat nasıl gidiyor demiş. Güzel gidiyor dedikten sonra hayır ya çok da güzel değil. Ben büyükçe annem ve babam bana daha çok kızıyor demiş. Onlar kızdıkça ben daha çok yaramazlık yapıyorum.Teyzesi de bu durumu ailenle konuştun mu ben bir konuş derim deyince Eray ne desin

Yok konuşmadım çünkü bu anneyle-babanın görevi benim değil

Galiba bazen büyük büyük konuşunca onun küçücük bir çocuk olduğunu unutuyorum. Hatırlayınca yada bir şekilde hatırlatılınca Ayla diyorum bu çocuk daha 7 yaşında..

Bir de diyorum ki insanın en azından bir tane yanında kendini iyi hissedebileceği, birlikte gülüp birlikte ağlayabileceği bir dostu olmalı hayatta..




3 yorum:

deeptone dedi ki...

bilge eray.

şimdi bu yazını koycam bloguma.

ama o üzümlü çikolatalı tarifini bulamadım kaldırmışsın herhalde.

deeptone dedi ki...

bak son yazımda kim var ki

Ayla dedi ki...

Deep; kaldırmadım ama nedense tarif fotoğraflarım görünmüyor bir sorun var ama anlamadım

Gördüm, gördüm sağolasın..