05/12/2014- Uzaylı galaksiyi ele geçirmek istiyor çalışmasından |
Sene 2004. Erol'la bir tur şirketi aracılığıyla Karadeniz turuna çıkmıştık. Çok yorucu bir turdu, canımız çıkmıştı ya neyse. Sabah 06.30-07.00 gibi kahvaltı edip, yola düşüyorduk.Şehir şehir gezip akşam 21.00 gibi otelde oluyorduk.Sonra da nerede yattığımızı bilemiyorduk.
Bir gün Orta Karadeniz semalarındayken bir benzinci de mola verdik.10-15 dakika sonrada hareket ettik. Rahat bir 10 km gitmişken arkadaki adam rehbere bağırdı karımm yokkkk, karımı benzinci de unuttuk..
Arkaya bir döndük kadın harbiden yok.Adam ancak farkına varmış karısının yokluğunu. Fıkra gibi. Tabii benzinciye dönüp kadını aldık garibim kenarda bekliyordu bizi. Kadının otobüsüne binerken ki yüz ifadesini asla unutamam.Karı-koca o olaydan sonra gezi bitene kadar sessizliğe gömüldü.
Üzülmüştüm kadın adına. Tamam herkes çok yorgundu ama unuttuğu cep telefonu değil karısı nasıl unutur ya da nasıl yokluğunu fark edemez Erol demiştim.Ha bir de tur rehberinin her mola dönüşü sağınıza-solunuza bakın karınız-kocanız-sevgiliniz-arkadaşınız yanında mı diye uyarısı yok muydu o olayı asla unutturmadı kimselere.
Bu anı dün akşam 4.Levetten biraz ileride sanayi kavşağında beklerken aklıma geldi. Yok dedim Erol beni unutmaz :)
18.30 da varmıştım kavşağa.18.40 oldu Erol yok. Normalde saniye bile geçmeden ararım Erol'u çünkü beklediğim yer beklemek için uygun değil. Aramayacağım tuttu, bir müşteriye takıldı galiba dedim yani anlayışlı olasım tuttu.Akacak kan damarda durmaz hesabı yaşanacak şeyler yaşanmalıydı.
Sonra telefon çaldı. Arayan Erol. Ayla ben Ortaköy deyim unuttum eve gideceğimizi bir cafeye geç bekle beni dedi.Ben Ortaköy'den 4. Levent'e doğru yola çıkarken o saatler o da 4.levent'ten Ortaköy'e yola çıkmış. Hayret yolda da karşılaşmadık hiç :)
Ablam da kimseyi beklemiyor ya iki kere kim o demiş. Erol'u karşısında görünce şaşırmış. Ablamın hem şaşkınlığı hem de evin sessizliği Erol'a ayyy Ayla orada dondu dedirtmiş. Haklı da dondum. Tuttu inadım cafeye de geçmedim. Bekledim.
Beklerken de annem bizim evden sanayi kavşağına telefonla bağlandı muhtemel bir tartışmayı başlamadan sonlandırmak için.Bak adama sakın kızma, unutmuş işte falan filan. Ya ne kızacağım anne ya dedim. Bilmiyorum mu sanki yoğunluğumuzu, yorgunluğumuzu, üç bilinmeyenli denklem güzergahımızı...
Erol beni unutmadı işte sadece günleri karıştırdı.Günlere göre ikametgahımız değiştiği için günü şaşırınca beni yolda unutmuş gibi oldu yoksa kocam asla unutmaz beni :)
Bak aklıma şimdi ne geldi 10 sene önce o kadın kendini teselli etmek için ne bulmuştu...
Not: Eray cuma günü bir defter yaprağına çizdi. Uzaylı galaksiyi ele geçirmek istiyor çalışmasından yani adını böyle koydu. Uzaylının yanındaki adamın adı Porr ya da öyle bir şey. Bu por ile uzaylının gizli güçleri varmış o yüzden güneşin sıcağına dayanabiliyorlarmış (sarı olan alan güneş, üzerindeler) Por'un silahı bildiğimiz silahlardan değilmiş, elektrikliymiş o yüzden dalgalar veriyormuş. O anda arka fonda bir göktaşı düşüyormuş (sonuçta boru değil uzay burası herhalde göktaşı olacak) Bir köşeden de dünya bize bakıyor. Ben en çok çizimlerini değil çizerken anlattığı hikayeleri seviyorum demiş miydim hiç. Anlatırken çok tatlı oluyor çok
8 yorum:
Güldüm çook. O kadıncağıza da fena üzüldüm.
Benim de aklıma ilkokul 1. sınıfta babamın beni okuldan almayı unutmuş olması geldi. 5,5 yaşındaymışım ve babam beni iş yoğunluğundan almayı unutmuş. Babamı çok beklediğimi, korktuğumu ve eve başka şekilde ulaştığımı hatırlıyorum. İnsan küçük kızını okuldan almayı nasıl unutur anlayamıyorum mesela. Büyük konuşmayayım yine de :) Sevgiler...
Bence de unutmamıştır. Ne Erol unutacak adam, ne sen unutulacak kadınsın :)
Ben yine Eray'a takıldım. Resmin konusuna bayıldım. Çok akıllı bu tontalak çok. Ay ben niye saklamıyorum resimlerini kızımın? Ama bizimki doğa üzerine hikayesiz çalışıyor genelde.
Ayça erkekler kadınlar gibi değil maalesef.Ben Erayı alacağım zaman saatte olur gözüm, erol alacağı zaman ben hatırlatırım çünkü zamanı unutur, daha rahat oldukları kesin dediğin gibi büyük konuşmamak lazım.
Bak anlamıyorum dedim hayat bir 10 sene sonra sokakta dona dona öğretti anlamamı sağladı:)
Hayat anlayamadığını anlamadan, tükürdüğünü yalatmadan, büyük lokmayı yutturmadan yollamıyor bence öte dünyaya:)
Di mi Nilhan :) Unutmamıştır ben nasıl unutulurum ;)
Eray bir dönem doğa üzerine çizerdi. Çöp adamlar olurdu, belediye falan bende eskileri not almadığıma çok pişmanım. Bence bundan sonra sakla. Bir köşesine not al. Çok güzel anı oalcak büyüdüklerinde.
Florida'da arabada cocugunu unutup arabayi park edip ise giden insanlar var ya da magazaya alisverise. Ve bu sekilde araba icinde , Florida'nin yakici sicaginda ölen cocuklar var. Öyle ki kanun cikarilmis. Simdi cocugunu arabada birakip 4 metre otedeki dukkana bile ( 2 dakikaligina bile olsa) giremezsin. :(((
Kadin ne buldu teselli edecek bilmem ama ben adama cok üzüldüm , bunu nasil yapabildim diye kendini yemistir, karisina karsi ne kadar mahcup olmustur. Üstelik ne yaparsan yap özür de hicbir bahane de ise yaramaz.
Gelelim sizin durumunuza ahretligim, ah o kadar dogal ki ! Karmasik ve hergun degisen guzergah...
Erkekler, kadınlar gibi değil. O yorumunun altına imzamı atarım Ayla'cım. Ben de çok titizlenirim beklemesin, ilacını unutmasin, benim yüzümden herhangi bir sıkıntı yaşamasın falan filan. Doğruluğu tartışılır hareketler bunlar ;)
Ahretliğim yorumunu okuyunca şaşırdım. Neye şaşırdım biliyor musun ben bu olayı tatil dönüşü sana anlattım 10 sene önce(bilmem hatırlar mısın) ve anlattığım da sen aynı açıdan bakmıştın. Yani o gün sen yine adama üzülmüştün ve benzer cümleler kurmuştun. Ve yine kadına üzülmüştüm (insanların içinde düştüğü duruma) Demek ki yıllar geçse de bazı konulardaki bakış açısı hiç değişmiyor:))
Ülker artık kendime pek güvenmediğim için saat kuruyorum, notlar yazıyorum ben. Bence istedikten sonra insan bazı şeyleri unutmayabilir. Bilmiyorum ki çok mu ince düşünceliyiz biz ..
Yorum Gönder