Çarşamba, Nisan 10, 2013

Emeğe yaramak ya da yaramamak işte bütün mesele bu

Babaannesinin köyünden-Fotoğraf çekmeyi unutmuşum bir önceki haftadan

Çalışırken sorun olurdu çünkü haftasonu yapılacak dünya kadar iş varken sürekli bir yerlere gitmek isteyen bir bey vardı..Dinlemezdi hoş çıkardık hep banada işlerimi yapmak için gece kalırdı. Yorulurdum haliyle..

Evde olmanın en güzel yanı bu olsa gerek.Erol planlarını atlattığında artık itiraz bile etmiyorum.. Takılıyorum peşine..Cumartesi sabah bir çıkıyoruz evden akşam yatmaya gelip pazar öğlen tekrar çıkıyoruz..Planlar bazen Eray odaklı oluyor bazen ebeveyn odaklı:)

Bu haftasonu Eray'ın piyano dersi iptal edilince Beykoz'a köye gittik.Artık sezon açıldı ya haftada bir kere oraya gitmek boynumuzun borcu.Eray orada gerçekten çok mutlu.Toprağı kazdı babasıyla, babaannesinin saksıda ki çiçeklerini biz görmeden kökünden söküp toprağa ekti..Aaa oğlum ne yaptın sen diye sorduğunda babaannesi 'babaannecim bak diktim ya oraya diyerek' kendini affettirmeye çalıştı..Kediden,köpekten vs korkmayan oğlum malesef küçüklüğünden beri karıncalardan korkar.Ama bu haftasonu onlara solucan da eklendi.Toprağı kazarken soluncanlar var ama burada,solucanlar var ama burada diye sürekli söylendi sonra yanıma gelip gelip 'annecim karıncaları toplar mısın' dedi.Ben de buradan diyorum ki yok artık...

Yer müsait olduğu için babasıyla arabayı yıkadı.Annemin bir tabiri vardır gerçekten emeğe yarayınca yapar mı? Eray genç bir delikanlı olduğunda babası Eray hadi arabayı yıka oğlum dese ne der acaba.Annesine çektiyse kesin banane ya sen yıka diyebilir.Küçükken hatırlıyorum bayılırdım toz almaya.Annem elime bir bez verse diye gözünün içine bakardım.Lakin çok fazla vazo, şekerlik,süs tabakları olduğu için evde annem pek yanaşmazdı toz aldırmaya. Lise yıllarına geldiğim vakit vermişti elime bez de ben hep yan çizerdim.Hala en nefret ettiğim işlerden biridir toz almak.Bekleyip görelim bakalım acelem yok Eray gerçekten emeğe yarayınca neler yapacak acaba..

İnsanlık hali unutmuşum  ya da şöyle diyeyim havanın cumartesi bu kadar sıcak olacağını tahmin etmemiştim.Şapkasını almamışız yanına dedesinin şapkası da büyük gelince babaannesinin bonesinden birini alıp bandana yaptım kafasına.Mavi de öyle yakıştı ki..Kendi de sevdi..Çok yakışıklı oldum annecim di mi dedi. Çok çok yakışıklı oldun dedim,çok sevindi.Bir bilse kuzguna yavrusunun nasıl göründüğünü ya da kirpinin yavrusunun nasıl sevdiğini..

Aslında buraya geldiğimde çok farklı bir yazı yazacaktım.Babamın vazoları 2 başlığını atacaktım. Uzun zamandır bir garibim.Bir lafa başlayıp başka laftan sola dönüyorum sonra da bambaşka bir laftan çıkıyorum.Son zamanlarda da en çok şu repliği kullanıyorum..Ben ne anlatıyordum.Eskiden not aldığımı, telefona hatırlatma koyduğumu bilmem beynim not defterimdi benim.Lakin bir süredir herşeyi unutuyorum.Not yazmadan, hatırlatma koymadan hiçbirşey yapamıyorum.Yaşlanıyorum galiba desem yok canım daha çok gencim yaşım başım kaç ki henüz benim..Sadece düşüncelerim dağınık bu aralar benim..

Aha da yine yaptım.Babamın vazolarını anlatacakken haftasonunu anlatmaya başladım sonrada kendi derdimden dem vurdum..Yok yok kabul etmiyorum sadece düşüncelerim dağınık bu aralar benim..

Pazar gününden bir kare-O kadar tabak çanağın içinden bir şey kırılmadan alnımızın akıyla çıktık.

2 yorum:

annesiningülü dedi ki...

annesi arabayı pek tabi yıkar, benim en sevdiğim şeydi araba yıkamak. Suyu severim ondan mı? acaba ;) fotolar açılmadı bende :( tontalağı göremedim

Cebimdeki renkler dedi ki...

Kafa karışıklığı unutkanlık bende de tavan yaptı bu ara Ayla'cim baharı suçluyorum ben ;)
Eray haftasonu bütün elektriğini atmış toprağa ya onun da etkisi vardır belki tabak çanağın sağlam kalmasında :))