Yine geç bir vakit döndük evimize sokak kapının önündeyiz ve herzaman ki gibi Erol’la anahtarını sen çıkar banane ben çıkarmam tartışmasını yapıyoruz.Ve yine herzaman ki gibi Erol almamış anahtarını bende çantamın içindeki anahtarımı arıyorum.O dakikalar çantanın içindekileri göster mimi bana gelmediği için dualar ediyorum lakin bu dağınıklığı bir başak olarak nasıl izah ederdim hiç bilemiyorum.Kulaklarım alışmamış bu sese yani sessizliğin sesine.Göz ucumla Eray’a bakıyorum Eray cephesinde bir atak yok,off bu anahtarı da ara Allah ara yok.
Ahaaa buldim onii diyerek tam sevincimi dile getirmişken Eray’ı görüyorum ve sakinliğinin sebebini anlıyorum. O saatte daire 1’in zilini çalıyor nasılda basıyor zile gizli kapaklı.. Babasıyla resmen irkiliyoruz Allah bilir kaç kere bastı o zile.Demek ki adam evde yok alnımızda ki teri siliyoruz.Bizim bu durumu çaktığımızı anlayan tontalak aceleyle tüm zillere basmaya çalıştı, babası elini tuttu evet ama o ara kaç zile bastı bilmiyoruz zaten bilmekte istemiyoruz. Biraz bekleyip çıkan olursa şey gak guk muk biz daire 11 yanlışlıkla şey oldu demek istiyorum ama Erol kolumdan çekiştirdiği için vınlıyoruz(yalan yok özür dilemek için tam tamına bir buçuk dakika bekledim vicdanım rahat) Asansörde çok kızdım tontalağa bu şekilde insanları nasıl rahatsız edersin diye.Bir daha yapmayacağım annecim dedi de gel de inan bu lafa.
Evet duyuyorum sesinizi sen hiç çocuk olmadın mı? Sen hiç milletin ziline basıp kaçmadın mı?Hazırlıklıyım sonuçta bu soruya hemen cevap hakkımı kullanıyorum.Evet çocuk oldum ve evet milletin zillerine basıp kaçtım.Lakin bir sorun bunu niye yaptım.Bizim bir amacımız vardı bir kere.Yani tontalak gibi can sıkıntısı ya da keyif için çalmadık, biz genelde bayramları çalardık zilleri.Yani el öpmeye gittiğimizde para değil şeker verenlerin zilleri olurdu bu.Yooo intikam mı afferdeniz ama o zamanlar bizim dünyamızda böyle bir kelimeye yer yoktu.Para değil şeker verdikleri için bir şekilde kırgınlığımızı ya da nasıl diyeyim size hayal kırıklığımızı dile getirirdik amacımız sadece buydu.Hem biz o yaşlarda usulu erkanı da bilirdik yani ne sabahın köründe ne akşamın darında zile basıp milleti rahatsız ederdik. Genelde operasyonu öğlen civarı yapardık...
Yaa anladın mı tontalak efendi sana neden o kadar kızdığımı.Bir şeyi yaparken annecim bir amacın olmalı, ha bir de yaptığın iş usule erkana uygun mu bir dönüp bakmalı
Not: Şahsen Eray'ın programına yetişemiyorum.Çocuk benden daha sosyal. Bugün arkadaşlarıyla tiyatroya gidecek:))Tiyatroya dıdaktör gibi birşey diyor ve ekliyor ben bilemiyom annecim...Olsun Eray'cım biraz daha büyüyünce dilin döner, tiyatro diyebilirsin dediğimde kocaman güldü.
10 yorum:
O ilk zile basış anı değil de, yakalandığını fark edince telaşla diğerlerine basma haline çok güldüm ben. Bizimki de öyle yapar, misal birşeyi yavaş yavaş dökerken ben 'hiiiii' diye iç çekince, hızla hepsini ortalığa saçar :)
Sanata da düşkün anladığım, seviyorum seni Eraycım :)
Ayla sen bi de benim çantayı gör. En çok cepli fermuarlı çantamı değiştirmeyeli yıl geçti yeminle yalan değil. allahtan taba rengi. neden mi değiştirmiyorum? içinde ben hariç herşey var da ondan. üşeniyorum. ya Allah korusun bir gün bayılsam falan çantamda numara falan arasalar rezil olurum.
ben cevap veriyorum hiç zile basıp kaçmadım. dedim ya çocukken ben bir salaktım :)
Esra evet gözümün önüne geliyor o halleri Eray da çünkü tıpkısının aynı:)Çok sakin çaktırmadan çaktırmadan yaparken işini açığa çıktığı an ne kadar zarar verirsem o kadar iyi mantığıyla var gücüyle dalıyor hızlı hızlı
Saol Esra teyzesi,seviyor babası gibi gezmeleri.
Nilhan araması kolay olsun diye bende bol fermuarlı olanı seçiyorum ki aradağımı çabuk bulayım.İki cüzdan,bir foto makinesi,bir kara kaplı defter,bir şarj,cepmatik,hani şu büyük hafıza şeyleri oluyor ya ondan ooo daha neler var bir bilsen:))
Yok yok salaklıktan değil bence sen hep el öpünce para almışsın:))
Ayla, dün evdeydim, bir ara dışarı çıktım eve girmek için anahtarı kullandım. Sonra bakkala gitmem gerekti, yarım saatten fazla anahtar aradım evde. Bir ara sinirden ağladım bile, çantamı düzene sokmaya çalıştım yok yok yok. Sonra eve girdiğimde ne yaptığımı düşündüm, murata gelen hediyenin poşeti vardı kapının hemen dibinde nasıl oldu bilmiyorum anahtarım oradan çıktı. Bu kadar düzenliyim yani:)
Eray'ı mı tutuyorum ben bu postta ama onun da bir amacı var, merakını gideriyor :))
Nil aslında ben bir başağım ve burcumun hakkını sonuna kadar veririm yani tertip,düzen konusunda lakin üç şeye sahip çıkamam anahtar,cep telefonum ve cüzdanım:))bunlarla ilgili zilyon tane anım var.Cüzdan çantada zannedip yola çıkıp beş parasız kalmam,cep telefonun o arada evde unutmam gibi bir dolu şey:))Neyse ki bulduğuna sevindim ben takıntılı tipimdir aradığım şeyi bulamazsam hastalanırım,anlıyorum seni.
Kimse de benden yana olmuyor o kadar da yanlızım ki.Varsa yoksa tontalak efendi:))
Eray zaten meraklı turşucu evet bu da bir amaç olabilir evet peki bu konuda affedebilirim ya usul erkanı bilmeyip akşamın o saatinde çalmasına ne demeli
Aylacığım; ne mi demeli :P sen öğretecen demeli :)))
Her zaman tontalak efendiyi tutmuyorum biliyorsun:))))seni de çoook haklı gördüğüm zamanlar var tabi:))sorma ama hatırlamıyorum:P şaka şaka arıza hallerinde seninle çok iyi empati kuruyorum sırtı güzel arkadaşım benim.
yalnız değilsin turşucumun annesi, seviyoruz biz seni:)
Nil inşallah insanların hayatına saygılı olmayı aktarabilirim tontalağa:))
Yaaa ben bu zamanları neden hatırlamıyorum acaba:))Tontalak da tontalak.Farklı coğrafyalarda benzer hikayeler yaşandığı için birbirimizi anlamak kolaylaşıyor.Hele aynı kafadar Berk ve eray ise konu birde.Valla artık aynada sırtıma da bakar oldum senin sayende:))
Bende seviyorum sizleri,evinizi,dialoglarınızı....
Çoçuk o , arada böyle şeyler olur.Bizde zamanında yaptık nasıl heyecanlanıyorduk :) Tontalak beklemekten sıkıldığı için yapmıştır,birdaha yapmaz annesi :)
:))) ay çok güldüm yaa aceleyle hepsine basma olayı süper :)) bu arada ben de başağım ve ben de cüzdanımda beş kuruş para olmadığını farketmeden dolmuşa binmişliğim var :S
Yorum Gönder