Salı, Ağustos 05, 2014

Aranılan düşünceye şu an ulaşılamıyor



Uzun zaman oldu yine yazmayalı. Vira bismillah deyip başlayalım. Aklımdakilerin ne kadarını yazarım hiç bilmiyorum. Yazınca görüyorum bende. Bazen aklımdakilere sadece dokunmuş oluyorum bazen de

Bu haftanın haberi ile başlayalım cümleye.Tontalak bu sabah itibariyle babaanne evine taşındı hafta sonuna kadar. Küçük bir bavul hazırladım kendilerine. Bavulu görünce artık bu eve hiç gelmeyecek miyim dedi. Olur mu dedim Beykoz'u çok istiyordun ya eğlenirsin diye düşündüm dedim. Hayırrrr sizin planınız var biliyorum o yüzden beni gönderiyorsunuz dedi. Bu şekilde düşünmesine şaşırdım. Planımızın olmadığını bir türlü anlatamadım. Olabilirdi de ama yok. Sen inan blog bari bu biçareye..

İşin aslı şöyle aslında. Bayramda teyzemler geldi anneme. Bir nevi moral gezisi. Bir süre önce teyzemin her iki göğsünde de kanserli kitle tespit edildi. İlaçla tedaviye başlanmış. Başlanmış diyorum ben de annemden öğreniyorum. Teyzem bu konuda bizimle hiç konuşmuyor. Bir kere soracak oldum baktım gözleri doldu, kelimeler boğazında düğümlendi ben de daha hiç sormadım. Hiç bir şey yokmuş gibi davranıyoruz. Geziyoruz, kikirdiyoruz, anlatıyoruz çocuklar izin verdiği ölçüde.

-Bu cümleden sonra aç parantez bilerek kikirdiyoruz yazdım. Hani geçenlerde fetva verdi ya birileri. Kahkaha attık şeklinde yazıp da namusumuza,iffetimize halel mi getireyim.Zaten o fetvadan sonra hemen gözümün önündeki direkleri de kaldırdım. Maazallah şeytana uyarım falan tırmanmaya çalışırım bu kadın milletinin ne yapacağı hiç belli olmaz kapa parantez

Sadece ama sadece bir cümleyi sık kullanıyor teyzem. Of ya öyle oldu böyle oldu diye dünya işine kafa yorarken hiçbir şey kafaya takmaya, üzülmeye değmez. Bak ben üzüldüm de ne oldu diyor sonra yine sessizlik. Galiba şu an  hastalığı kabullenme aşamasında. Zamana ihtiyacı var. Onu anlıyorum.

Şimdi bu konunun tontalağın babaannenin evine gitmesiyle ilgisi ne diye soranlar olabilir belki. Çok pis bağlantı kurarım bu bloğu okuyan bilir. Bağlantı şu. Teyzemin de tekne kazıntısı 9 yaşında bir oğlu olması. İki çocuk pek anlaşamıyor ev savaş alanına dönüyor. Pek mi yazdım ne peki hiç ama hiç anlaşamıyorlar. Annem çok yoruluyor.



Bu nedenledir ki tontalağımı babaannenin köyüne göndermeye karar verdik. Aslında hiç istemiyorum oğlumdan ayrı kalmayı. Beykoz-Göktürk yolunu sabah- akşam gidemeyeceğimize göre mecbur kaldık bir şekilde.

Bu arada mecburiyetlerin hayatıma yön vermesinden nefret ediyorum diye yazacaktım ki aklıma Erol'un bir sözü geldi.Neden nefret gibi keskin ifadeler kullanıyorsun demişti. Butona bastım cevap hakkımı kullanıyorum çünkü bende orta denge gibi bir kavram yok. Ya çok iyiyimdir ya çok kötü, ya çok umutluyumdur ya çok umutsuz ya yedi kat göklerdeyimdir ya da yedi kat yerin dibinde...O yüzdendir ki söylemin ya çok naif ya da çok sert.

Bu arada mecburiyetlerin hayatıma yön vermesinden nefret ettiğimi yazmış mıydım hiç?

Konu neydi haa ayrılık.Ben oğlumdan ayrı kalacağım diye yanıp tutuşayım küçük bey arkamdan iş çeviriyor. Önce teklif etti ama yalan yok. Annecim işten çık tatil yapalım sonra tekrar işe girersin dedi. Olur mu oğlum tekrar işe almazlar dediğimde o zaman müdüre git birazcık tatil için izin iste dedi.Yine olmaz yanıtını alınca annecim kulaklarını biraz kapatır mısın dedi. Kapadım ben lakin yine de duydum.

Babacım ikimiz tatile gidelim, annemsiz ne dersin?
 
Duymadım ya doğal olarak trip atamadım.Hadi biri 6 yaşında 35'lik olana ne demeli. Olabilir oğlum neden olmasın dedi adam ya..
 
Dün posta kutuma dört adet mail düştü. Hepsi de 35'lik ten.Kastamonu- Samsun- Ankara- Kapadokya gezilerinin planları. Gıcık mıdır nedir.
 
Bu pazar oy kullanma sonrası oğluyla Kastamonu'ya memleketine gitmek istiyor. Ben de sahip çıkamazsın olmaz diyorum ama kararlı. Şimdi kara kara onu düşünüyorum. Geldikten 15-20 gün sonra Samsun gezisi. Benim memleketime bensiz gezi.
 
Ankara gezisini Eray istiyor.Aslında Anıtkabir'i gördü lakin hatırlamıyor ve oraya çok gitmek istiyor. Bir gün izin alıp hafta sonu ile birleştirip gideceğiz inşallah. Nevşehir gezisi zaten önceden planlı. Uçak biletleri, otel, kiralık araba tamam. Kasım ayında gidilecek Allah tabi o günleri göstermeyi nasip ederse.
 
Bu cümleden sonra aç parantez beyim beni bırakıp bensiz tatile çıkıyor. Valla ben bırakmıyorum ben işe gideceğim,bu sene yıllık iznim yok.Karılarını evde bırakıp tatile giden herifler hakkında da bir fetva var mı? Yok ya öylesine sordum cevabı zaten biliyorum. Evet ya onlar erkek-kapa parantez  
 
Yazdıkça farkettim ki bugün aklımdakilere dokunamamış bile. Çünkü orası bugünlerde çok karışık. Dağınık bir ortamda aranılan düşünceye,fikre ulaşılamaması çok doğal değil mi? Aynı tüm ama tüm oyuncaklarını ortalığa saçmış tontalağın odasında saç tokamı aramam gibi...
 
Neyse ben şurayı azcık toplayayım da geleyim bana müsaade...

Hiç yorum yok: