Cuma, Haziran 01, 2012
Karşılaştırmalı Durum Analizi
Bebekken gece sabaha kadar tontalak ile mahallenin bekçiliğine soyunup evde bir o yana bir bu yana volta atardık.Bazen uykusuzluktan sebep o kadar yorgun düşerdim ki söyleniverirdim. Aslında ne şikayet eden ne de mızmızlanan bir tipimdir.Durumu olduğu gibi kabul edip önümüzdeki maçlara bakarım.Lakin o günler hiç kolay değildi hem de hiç. Sabah 02,30-03,00 gibi nöbeti anneme devredip yatağa giderdim 07,00 olmadan da işe gitmek için ayakta olurdum.O günlerde duymak istediğim tek ama tek bir kelime vardı.ANLIYORUM ya da HAKVERİYORUM.Çevremdekiler bu cümleyi bana hiç söylemedi.
Bana hep bugünlerin tadını çıkar ahh ahhh çocuklar büyüyünce dertleri de büyüyecek denildi.Şimdi birkaç gündür yukarıda ki fotoğrafa bakıp düşünüyorum.Gerçektende çocuklar büyüyünce dertleri de mi büyüyor.Artık bu cümlenin kısmen doğru olduğunu düşünüyorum. Her dönemin kendine göre zorlukları ve güzellikleri var bence
Bebekken o kadar az uyurdu ve sabah karşı yatarda ki aynı bir ot gibi yaşardık.Kendimize ait bir zamanımız yoktu.Şimdi öyle mi okula gitmesi sebebiyle en geç 22,00 yatakta oluyor tontalak.Bize karı koca uyumaya gitmeden önce,günün yükünü zihnen,ruhen,fikren boşaltabilmek için yani kendimize gelebilmemiz birkaç saat zaman kalıyor.Kah kitap okuyoruz,kah dvd ye bir film koyup izliyoruz,kah canımız ne istiyorsa onu yapıyoruz.
Bebekken çocuğuma istediğim herşeyi ama herşeyi giydirirdim hatta kravatlar,cicili bicili şeyler giydirip çocuğumu şebeğe bile dönüştürmüşlüğüm vardır.Dışarıya çıkmak o kadar kolaydı ki.Eline ilk geçirdiğin şeyi giydir ve çık o kadar.Büyüdükçe giyim konusunda işler değişti.Beyefendinin kendine ait bir tarzı var.Kot pantolonu rahat olmaması sebebiyle giymez,gömlekten hoşlanmaz.Anneannesi tarzının dışında bir şey aldıysa giymem onu biyenmedim ben diye lafı yapıştırabilir.Sabahları sadece bu sebepten ötürü dışarıya çıkmak o kadar zor ki. Ben yeşil giymemmmm annecimmm mavi giycem...Onu sevmedim giymem...
Önce denerdi anlatmayı ama biz anlamayınca koparırdı kıyameti.Göstermeyi dene tontalağım derdim herşey de gösterilerek anlatılmazdı ki.Bazen anlamayınca çaresiz kalırdık,hatta oturup onunla ağlamak isterdim derdini anlamayınca.Büyüdükçe ya da şöyle diyeyim konuşmaya başlayınca daha kolaylaştı bazı şeyler. Neden üzgünsün dediğimizde ‘kardeşlerimin dinzoru var benim yok babacim’.Aslında bir dinazorcukmuş mutsuzluluğunun sebebi...
Bebekken çok gezdik biz hasta olur mu falan demeden babası vurdu sırtına mesela Kapadokya’ya gittik ya da şehir şehir müze gezdik Yahu ben niye müze geziyorum demedi bize yavrum pusetinde oturdu hiç sorun çıkarmadı hatta.Büyüyor ve artık kendi fikirleri var.Gittiğimiz yerlerde artık sadece babasıyla bizim programımız yok:)Affedersiniz ama herşey sizin istediğiniz gibi olamaz diyorlar bu yaşta.Ankara Etnoğrafya müzesini gezmek varken Forum Ankara’ya da bu nedenle gidilebiliyor pekala..
Bu fotoğrafa bakıyorum bir süredir,hatta elimin altında her an,daraldıkça açıyorum, açtıkça düşünüyorum, düşündükçe hatırlıyorum ve artık biliyorum her dönemin başka başka zorlukları olduğu gibi güzellikleri de var ve diyorum ki tontalağım seni her dönemde ama her dönemde dünyalar kadar seviyorum.Bu fotoğrafın bugün beni nasıl umutlandırdığını ve iyi geldiğini bir bilsen....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
16 yorum:
anlıyorum, hak veriyorum :)) her zamanın güzelliği ayrı derim ben hep ama bebekken gezmek daha kolaydı ve de evden çıkmak. Birsürü etek dolap bekliyor kuzu inatla pantolon giymek istiyor :S:S
Selcen anlaşılmak gerçekten güzel bir duygu:))Kesinlikle istediğini giydir ve çık.Çıkmam banane diyen yok ,çıktıktan sonrada banane girmem diyen yok ohh ne rahattı gezmek:))Şimdi ise evden çıkmakta eve girmekte de bir dert...
Aylam o kadar haklısın ki, büyürlerken kimi şeyler kolaylaşıp, kimileri de zorlaşıyor gerçekten. Hepsine ama hepsine katılıyorum, bir de bu fotoğraf var ya bu fotoğraf, ordaki tipe ben de bayılıyorum :)
Anlıyorum ve hak veriyorum sonuna kadar. Ben de şimdi o ilk günlerindeki gibiyim. Herkes aynı şeyi söylüyor, sen bir de büyüyünce gör ki şikayet de etmiyorum ben de senin gibi. Her dönemin ayrı bir güzelliği ve zorluğu vardır elbet, kolay ve emeksiz olur mu bu kadar kutsal bir görev...
Zaman ne kadar çabuk geçiyor ameliyathane de ilk gösterildikleri an sanki dün gibi :) Hoş bizim gözümüzde hiç büyümüyorlar ancak böyle fotolara baktığımızda büyümüşler galiba diyoruz :)Ben, şahsen o uykusuz geceleri hiiiiç aramıyorum :) Demek eray'da giysi beğenmiyor kızlarda olur zannediyordum :) Betüş'te kot giymiyor rahatsız ettiğini söylüyor,inanmıyordum ama eray'da aynı şeyleri söylüyormuş :) bu çoçukların ortak bir dili var galiba :)
Ayla ben nankörüm. Ecem beni hiç yormadı kuzum. Sadece şimdi Eray da da olduğu gibi giyim büyük sorun teşkil edebiliyor.Bir de uykuya geçiş ve odasında uyumak istememesi. ( ne kaldıysa geriye) Ama ben işe yetişecem diye o küçük kuzuyla inatlaşıp ağlatabiliyorum. İçimdeki canavar uyanıyor. geberesice. Giydirsem halbuki istediğini, nolacak ki?
Ben bu fotoyu çok beğendiğimi söylemiştim değil mi? Muzip Eray a bayılmıştım.
Umudun hiç eksilmesin Aylam.
Esra ablası teşekkür ederim daraldığım bu fotoğrafı açıp bakmak bana çok iyi geliyor.Çok zor bir bebeklik geçirdik biz ama şu an sorsan uçtu geçti gitti:))
Ülker nasıl gidiyor nasılsın derlerdi bende anlatırdım yani olanı ama şikayet edermişim gibi daha durr büyüyünce zorlukları demezler miydi bana öylece bakardım suratlarına.Birde karşıdaki kişi zaten sıkıntıda,yorgun,uykusuz Allah kolaylık versin,anlıyorum seni demek yerine gelecek ile ilgili karamsar tablalor çizmek niye:))
Abide sorma bende sadece bu huy kızlarda var sanırdım halbuki ne çok yanılmışım.Kesinlikle ortak dilleri var çocukların birde o kadar rahatına düşkünler ki.Yok yokk bende aramıyorum o geceleri.Sadece sessizlik,Eray ve tekrar diziler vardı hayatımızda:))
Nilhan ben olabilecek birşeyse (yani kışın yazlık giycem diye tutturmadıysa)izin veriyorum nasılsa inatlaşmak işe geç kalmaya daha çok neden oluyor:))Biz uyku sebebiyle çok yorulduk Nilhan bir oturup anlatsam ağlarsın halimize...
Evet evet söylemiştin:))Bende çok sevdim bu fotoğrafı.Bakalım Nilhan neler gösterecekler bu çocuklar bize.
Kesinlikle haklısın bebekliklerinin zor yanları da vardı güzellikleri de şu yaşları için de aynı şeyi söylüyorum.Kare çok güzel :)
Bu arada canım ben blogumu davetli izleyici ile sınırlandırdım bana ikizannesi@windowslive.com a kendi mail adresini gönderirmisin davetiye göndermek isterim.
Sabahları hadii diye başlayıp, bazı sabahlar yüksek sesle noktalanan giyinme faslı için, bu postu okuyunca ağlayasım geldi.
Sabahın köründeki kaprisler diyorum ama sormuyoruz ki, onun seçimi değil ki, hayat şartları sebep,sabahın köründe uyanmak zorunda olmak. Uyandığında haftaiçi ve uyurken haftaiçi yapılan arızanın tek sebebi sanırım bizden ayrılmak istememek biz de babası ve annesi olarak arada bağırarak mükafatlandırıyoruz, aferin bize.
Bazen bir dost yazar kendine gelirsin, sen beni kendime getirdin, bundan gayrı sabahları asla sesimi yükseltmeyeceğim.
Aylin seni izlemeye devam etmeyi çok isterim göndereceğim hemen mail adresimi.Beğenmene bu arada çok sevindim
Nil o yüzden sabahları daha toleranslı olabiliyorum ben akşam tahammül sınırım azalanlardanım.06,30 da kalktığı zaman uyku vakti diyor ya nasıl cız ediyor yüreğim bir bilsen o yüzden sabahları kendi adıma dikkat ediyorum ama akşamları sesim yüksek perdeden çıkabiliyor bazen.Doğru onların seçimleri değil bizim seçimlerimizi yaşıyorlar:((Bazen Erol kendime getirir beni sonra vicdan yaparım.Keşke herşey dilin söylediği kadar kolay olabilse...
çok güzel anlatmışsın:) benimki daha yedi aylık :) başıma gelecekleri merakla ve heyecenla bekliyorum:) her saniyeleri ayrı zor ama bir o kadar da güzel:)
Emir kaanın annesi hoşgeldin.Şaşırmayacağım diyip şaşıracağın şeyler gelecek başınıza:)hep öyle oluyor çünkü bu zamane çocukları var ya neler yaptırıyorlar insana.
Yorum Gönder