Çarşamba, Şubat 09, 2011

Bazen empati yetmez anlamaya yaşamak lazım

Bir süreden beri tontalak kulaklarını çekiştiriyordu. Önce ağrıyor zannettik ara ara sorduk kulağın ağrıyor mu Eray diye her defasında ı ıhhh diyordu.Zaten ağrısa ağlardı, huzursuzluk yapardı diye düşündük.Babaannemiz bazı çocuklar kulaklarıyla oynar,alışkanlık yaptı demek ki dedi bizde inandık.

Son zamanda öyle hırsla çekiyordu ki kulaklarını resmen kulaklarının şekli şemalı değişti.Birde geceleri sadece huzursuzluk baş göstermeye başladı. Artık doktora gitme zamanı geldi dediğimiz anda Eray ateşlendi ve doktora gittik.(http://hanimignesi.blogspot.com/search/label/hastal%C4%B1k) O arada kulaklarını çekiştirme olayını da söylemiştim önemli birşey yok kulak kiri var biraz dediler, ateş için birkaç ilaç verdiler gerisin geriye evimize geldik.Hastalığı atlattık ama kulak çekiştirmesi gün geçtikçe artmaya,benim de eş zamanlı sinirlerim iyice gerilmeye başladı

İlk doğduğu günden 2 yaşına kadar götürdüğümüz doktoru aradım geçen gün durumu anlattım.Tüm randevuları bir hafta dolu olmasına rağmen sabah çok erken gelin bakayım annesi dedi .Sonra ekledi dediğiniz gibi ateş,keyifsizlik gibi durumlar yoksa kulakta sıvı birikmesi olabilir ama bakmamız lazım dedi. Telefonu kapar kapamaz hemen kulakta sıvı birikmesi konusunda araştırmalar yapıldı ,okudukça keyfim kaçtı sonunda ufak da olsa ameliyat olması düşüncesi beni delirtti.Felaket senoryaları yazdım, yazdığımı beğenmedim sildim tekrar yazdım tekrar sildim akşam eve gelince kimseye bahsetmedim ama kafa yazmaya devam etti ,keyif kaçtıkça kaçtı. Hanım iğnesi akıllanmıştı hem hiç kimselere bahseder miydi bu durumdan. Biliyordu aile tarafından evhamlı, pimpirikli, sorunlu bunun gibi milyonlarca kombinasyonla suçlanacağını . O nedenle sakin görünüyordu görünmesine de sayfa sayfa senoryalar yazılıyordu kafada*

Sonra hanımiğnesi oğluna döndü kafasındaki senoryalardan bir nebze kurtulmak ve derin bir nefes almak için ' yarın sabah doktora gidelim mi 'dedi Eraya.Gezme olsunda neresi olursa olsun nasılsa kabul eder diyen hanımiğnesi yine herzaman ki gibi yanılmıştı.Tontalak ürkmüş gözlerle anne dodoo ı ıhh diyor bir yandan da telaşla elini sallıyordu.Nasıl da unutmuştu hanımiğnesi PHAPA teşhisi konulana kadar çocuğa ne acılar çektirtiklerini hala o günlerden kalan bir doktor korkusu olduğunu.Tontalağın korkusunu gören hanımiğnesi peki nereye gidelim diye sordu. Agga, mama, dedem dedi sonra dodo ı ıhhh(yani dışarı gidebiliriz, markete çıkabiliriz, dedeme gidebiliriz ama doktor asla)

 En nihayet sabah oldu doktora söz verildiği gibi erken düşüldü yollara.Doktorun odasını girip doktoru görünce hastanede bir kıyamet koptu Erayı zapetmek ne mümkün. Adam daha muayene bile başlamadan anne diye yalvarmaya başladı.Gitmişken her tarafına bakıldı ki böylece 2,5 yaş kontrolüde yapılmış oldu. Kulaklarına bakıldı çok önemli birşey değil kulak kiri var annesi bir damla bir ilaç yazacağım 3-4 gün sonra kontrole gelin olur mu dedi. Sonra kafada şimşekler çaktı 15 gün önce gittiğimiz doktorda böyle demişti ya peki o doktor neden bize ilaç vermemişti.Ateş üzerine düşüldü demek o konuyu önemsemedi. Ya peki sen hanımiğnesi evet ya sen herşeyi dindikleyen, araştıran,soruşturan hanımiğnesi sen o ara nerdeydin de bu konuyu önemsemedin boş yere kaç gün çocuğunun huzursuz olmasına sebep oldun diye kendi kendine yedi bitirdi .

Yinede kötü birşey çıkmadığı için şükür ettik,derin bir nefes aldık.Doktorumuz boy ve kilosu çok iyi dedi, yalnız sadece dil gelişimi biraz zayıf dedim. Kim dedi dedi bana ben öyle gözlemledim dedim. Fiziksel olarak çok ileri olduğu için dil açısından da öyle olması konusunda bekletiniz var yoksa gayet normal dil gelişimi dedi.Doktor kontrolü bitirdiği anda tontalak gitti doktorun masasına sırnaşmaya başladı:)Hiç kinciliği de yoktur hemen barışaverir nasılsa.

Bebekliğinden beri şurupları hep sevdi, o nedenle içerken sorun çıkarmaz hatta anne bi dane bi dane der tekrar ister. Ya kulak damlası dedim içimden onu damlatacak mı.İlk seferde huzursuzlandı ama akşam tekrar damlatacağım zaman kanepeye kendi yan yattı sabit durdu hiç sorun çıkarmadı:) Hadi anneciğim diğer kulağına da damlatalım dedim öbür tarafa yan döndü kikir kikir gülerek damlattı:) Maşallah dedim benim oğluma

Şimdi böyle yazdım ya kesin akşama değişir oğlumun huyu, yarın ki blogda başlığı görür gibiyim Dilini koca koca eşşek arıları soksun emi hanımiğnesi.

*Annem benim hep en iyi sohbet arkadaşımın olmuştur keza ben de annemin.Evlenmeden önce oturup konuştuğumuzda derdim fındık kabuğunu doldurmayacak şeyler,insanlar için kendini üzüyorsun değer mi annem diye.Evlendim o fındık kabuğunu doldurmayan şeyler dediğim olayların aslında insanın canını nasıl acıttığını öğrendim.Bizim üzerimize çok düşüyorsun azcık rahat ol, hayatın keyfine bak, sürekli felaket senaryoları yazma herşey olacağına varır derdim anneme.Anne oldum anne olmanın evladın için telaşsız bir gününün bile olmadığını,sürekli kafanı meşgul ettiğini,onunla nefes alıp onunla nefes verdiğini o iyi ise iyi olduğunu öğrendim. Ah be annem önceden ben seni dinliyor muşum dinlemesine de seni anlamaktan ne kadar uzaktaymışım.Yaş aldıkça ne kadar çok sana benzemeye başlamışım.(Senorya yazma konusunda henüz senin kadar iyi olamadım ama yani henüz :))

10 yorum:

hypo dedi ki...

eşimi görür gibi oldum:)
o hem senaryo kurar hem de içinde kurduğu senaryoları sesli bir şekilde belirtir.
Durur durur, ayyy niye bağırır. Bilirim içindeki senaryoları yaşadığını.
Çok geçmiş olsun.

Ayla dedi ki...

baba;
Öncelikle teşekkür ederim.Ben artık sesli dile getirmiyorum aileden tepki aldığım ve güya felakat tellallığı yaptığım için. İçten içe o senaryonun içine öyle akarım ki inanırım gerçekliğine ve sinirden oturur ağlarım.Hepimiz için denilemez tabiki ama çoğumuz böyle galiba.

İkiz Annesi dedi ki...

Ah ah o içimizdeki anne yok mu sürekli konuşur didikler hiç rahat vermez.Şu interneti de bazen sevmiyorum her aradığımızı buluyor sonra da yazıyoruz felaket senaryolarını bir yerde iyi istediğimize ulaşabiliyoruz ama bazen de sinir olduğumuzla kalıyoruz.
Çok şükür bir şey çıkmamış ama evham yapmakla da bazen iyi ediyoruz galiba Allah korusun daha kötü bir şey olsa önceden önlem almak daha mantıklı.
Çok geçmiş olsun..

Ayla dedi ki...

Evet aylin aslında internette gezip çoğu bilgiye şak diye ulaşsamda bazen hoşlanmıyorum bu durumdan o kadar bilgi kirliliği var ki yanıltıcı olabilir diye .

İlk doktora gittiğimizde kulak kirini demek ailecek önemsemedik, birde doktor üzerine konuşmadı ilaç vermedi ya halbuki önlem alınmaz ise geçici kötü sonuçlar doğurabiliyor en kotu ağrı yapabiliyor.Şu an ilaçları kullanıyoruz bakalım inşallah tez zamanda geçer

Ebru dedi ki...

Yarın da benim sıpanın var kontrol eğer ilaç işe yaramamışsa tüp takılacak aynı sorun:(
Bu internet bizi dert sahibi yapacak. Herşeye bakıp bakıp evham yapıyoruz.

Çok çok geçmiş olsun acil şifalar yakışıklıya.

Ayla dedi ki...

Teşekkür ederiz size de çok geçmiş olsun inşallah ilaçlar işe yaramıştır.Ufak da olsa ameliyat yani tüp takılması insanın canını sıkıyor,inşallah gerek kalmaz annesi

our twins of N.Y./SEYHAN dedi ki...

Gecmis olsun Ayla, tontalaga..
o felakat senaryolari benim tarafimdan da uretilir bizim evde:)
Allah dermansiz hastalik vermesin...

Ayla dedi ki...

Teşekkür ederim Seyhan, Allahtan babalar bu konuda biraz daha serin durabiliyordu, yatışıyor ortam .Yoksa her iki tarafta senaryo üretseydi nasıl olurdu o ev kimbilir

Bazen tontalak konusunda biraz daha serbest olsaydım derim ama yaratılış işte.

abide dedi ki...

Çok geçmiş olsun.Hepimiz aynıyız bende önemsiz bir üşütmede bile bir sürü şey düşünürüm.Düşündüklerimi bazen sesli söylerim ama eşim hemen kızar.Kurma kafandan,yeter bakma şu internete diye söylenmeye başlar.

Ayla dedi ki...

Abide çoğu anneler böyle galiba:(İnternete bakmayacağım işte derim kendini birşeyler araştırırken bulurum bazen iyi de işte bazen vesvese yapıyor bizde