Tiyatro için biletler bir ay önceden ayarlanmıştı. Oyun Kibarlık Budalası olunca oyunu sabırsızlıkla bekledim ama o da ne. Tüm planların o haftaya denk geldiği pazartesi hanımiğnesi yatağa düştü , nasılsa oyun perşembe diyerek içimi rahatlatsam da ancak perşembe öğlen ayağa kalktım. Akşama kadar gitmeyecek gibi plan yaptık ama biraz kendimi iyi hissedince annemin de teşvikiyle oyuna gitmeye karar verdik.
Kalkıp saçımı gelişigüzel topladım, alelade bir kıyafet giydim , bembeyaz suratımı renklendirme gereği bile duymadan tam kapıdan çıkacakken annem tarafından durduruldum Bu ne hal dedi önce git çabuk üstüne doğru dürüst birşeyler giy, nasıl bu halde dışarıya çıkıyorsun dedi. Aman dedim kim görecek, uzun bir palto giyer, otururken çıkarır kimsecikler görmez beni karanlıkta hem benim süsü püsü düşünecek halim mi var kolumu bile zor kaldırıyorum diyerek annemi püskürttüm gerisin geriye.
Yolda erola sanki ben saati 21,00 gibi hatırlıyorum, çok erken çıkmadık mı diye sordum. Yok dedi saat 20,00 de yani öyle not almışım telefona diyerek yolumuza devam ettik.
Maslak Tim gösteri merkezine 19,30 vardık ,güvenlikten geçtik ki çantamdan hızlıca fotoğraf makinesini aldı hanım kızımız.Galada fotoğraf çekmek yasak makinenizi çıkışta alırsınız dedi. Ne galası biz tiyatroya geldik dememe kalmadan kafamı kaldırdım.
İnce topuklu ayakkabılı , minicik elbiseli, abiye kıyafetli, yağlı boya tablo gibi boyanmış bir sürü şıkır şıkır kadın var etrafta birde kameralar ve gazeteciler de çabası. Meğersem o akşam birde bir türk filmin galası varmış gösteri merkezinde. Tiyatroda 20,00 değil 21,00 imiş.Tam 1,5 saat kokoş kokoş kadınların içinde ama en kuytu köşede kapıların açılması beklerken bir yandan da söylendim. He birde sıcaktan ötürü o paltoyu da çıkarmak zorunda kaldım o da ayrı mesele. Neyse kapılar açılınca fırlayarak girdim salona. Kadro çok güzeldi o yüzden de daha başlamadan Erola dedim bence çok güzel bir oyun olacak,çok keyif alacaksın.
Oyun :Kibarlık Budalası (Le Bourgeois Gentilhomme)
Yazan :Moliere(Jean-Baptiste Poquelin )
Oynayanlar:Haldun Dormen,Atılgan Gümüş,Ebru Cündübeyoğlu,Özlem Çakar,Abdül Süsler,Elif Çakman,Dilek Aba,Oral Özer,Erez Ergin Köse
Konu: Konu:17. yüzyıl Fransa'sında, cahil, saf ama çok zengin bir adam olan Mösyö Jourdain'in (Haldun Dormen) soylu sınıfa dahil olmak için gösterdiği çabayı ve düştüğü gülünç durumu anlatan bir oyun.
Dekor çok özensiz ve yetersizdi, kostümler ise eh işte.Oyun bir kere komedi öğelerini içermekten çok uzaktı. Atılgan gümüş ve Ebru Cündübeyoğlunun performansı bile oyunu kurtarmaya yetmiyordu. Haldun Dormenin oyunculuğu tartışacak değilim ama çoğu replikte ne dediği anlaşılmıyordu bile o kadar lafları yutuyordu ki resmen öne doğru eğilip tüm dikkatimi vererek dinlemeye çalıştım.Vücut dili ve mimiklerde bence yetersiz idi . Mösyö Jourdain rolü Haldun Dormen için uygun bir rol olmamış.Oyun boyunca acaba oyun biraz günümüze uyarlansa kurtarılabilir miydi diye düşündüm durdum.Tiyatro mu? sinema mı? deseler herzaman tiyatro derim.Çünkü tiyatroda bir enerji vardır seyirceye geçen , işte bu oyunda bu enerji yoktu. O yüzden oyun bekletilerimi karşılamaktan çok uzak tam bir hayal kırıklığı idi:(
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder