Konusunu anlatmaya gerek yok bence.Bu topraklarda yaşayan
herkes az çok bilir aslında. Bu film nasıl yazmalı bilemedim beklentimi
karşılamadı. Hikaye ya da konu mu demeli çok iyi işlenmemiş geldi bana. Film
daha çok kronolojik bir biçimde işte şu tarih ve günde bu oldu der gibi bir tarih kitabını okur gibiydi. Yer yer duygu
patlamaları yaşamadım da değil..
Vatanımızın toprak bütünlüğü ne şartlar altında ne canlar
feda edilerek korunduğunu gördükçe yüreğim dağlandı.
Birgün bir yemek listesi okumuştum ve o listeyi okudukça
öyle ağlamıştım ki..Çanakkale savaşında yer alan askerlerin yemek listesiydi
çoğu zaman sıcak bir aş yemeden diğer güne geçtiklerini okudukça içim
ezilmişti.İşte filmde az da olsa bu da vardı bu sahnelerin insanın bam teline
dokunmaması imkansız..
Hani geçer tarih kitaplarında Seyit onbaşı 215 okka top
mermisini top vinci bozulduğu için sırtında taşır film de bu olay öyle kötü
anlatılmış ki inanın aklım almadı. On kişi Seyit onbaşıya bakıyor seyit onbaşı
mermiyi ağzından kan gele gele taşıyor bu sahne neden biri de gelip merminin
ucundan tutmuyor sorusunu sorgulatıyor...
Film müzikleri genelde kötüydü..Hayır hayır normalde başka savaş filmlerinde izleyip dinlesem çok beğenirdim de Çanakkale 1915’in film müzikleri bu olmamalıydı.Bir ara Pearl Harboru mu izliyorum dedim o derece yani.Çanakkale’yi Anadolu motifli müziklerle izlemek ne güzel olurdu.Aslında bir kaç yerde vardı.Mesela Çanakkale içinde vurdular beni türküsünün olduğu sahne..Gözyaşlarımı tutamadım.Bu türkü hep dokunur bana,boğazıma kocaman bir yumru oturur.Film müzikleri birbirinden öyle bağımsız öyle kopuktu ki.Bir bakıyorsunuz Amerikan filmlerinde ki gibi savaş müziği sonra bir bakıyorsunuz mehter marşı..
Savaş filmine göre özel efektler ve animasyonlar çok basit ve yetersizdi.Nedense yine de iyiki de gitmişim dedi.Bazı şeyleri görmek film olsada okumaktan çok farklı..Anlıyorsunuz ki savaşta kazanan taraf yok..
Yönetmen:Yeşim Sezgin
Senarist:Turgut Özakman
Akmerkez-23 Ekim Çarşamba 11 matinesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder