Çarşamba, Şubat 25, 2015

Blaa blaa blaaa

Ana-oğul sıcak çikolata keyfi

Bizim evde bu aralar 'siz yetişkinler hep böylesiniz' cümlesi havada takla atıyor. Sanırsın ki yetişkinler konusunda ordinaryus profesör. Artık 6.5 yıllık hayatında ne kadar yetişkin tanıdıysa. Ayy düşündüm de havalı da durmuyor değil. Ordinaryus Profesör Tontalak Efendi...

Biz yetişkinler nasılmışız dedim sırf meraktan. Eray ders çalış, Eray ödev yap, Eray yatma saati geldi, Eray bla bla blaaa... Eray ne ister umurunuzda değil dedi. Yalnız o blaa blaa blaaa nın altını çizerim bilhassa. Sanki karşımdaki 6.5 değil de 15.5 yaşında bir ergen..

Dün akşam yine ödev yapma konusunda zorluk çıkardı. Yapacak mısın? yapmayacak mısın? Ödevi çantana koyacağım ve yarın ödevini neden yapmadığını bizzat kendin anlatacaksın öğretmenine dedim. Madem büyüdün, sorumluluklarını veya sorumsuzluklarını almayı da bil. Geri adım attı. Oturdu masaya ama konuşa konuşa. Önce dikte çalışması yaptık sonra da matematik testini çözdü. Artık testi kendi okuyup kendi çözüyor. Sessizce izledim. Bak bu da başka bir his.

Ödevler bitince kucağıma oturttum. Her zamanki anne nasihatleri işte. Evladım biliyorum ödev yapmak istemiyorsun ama bilgi güçtür dedim. Öğretmeniz bize hep böyle derdi cümlesini daha tamamlayamadan 'öğretmenin seni kandırmış haberin yok ' dedi. Hayır kandırmadı banane sen yanılıyorsun mu deseydim. Sadece Allah sağlık sıhhat versin de nasılsa yaşayarak öğreneceksin dedim. Öyleydi zamanında benim için. Bazı şeyler dinleyerek değil, deneyimlenerek, deneyerek öğreniliyor.

Geçmişe dönüp baktığımda keşkelerimde ,pişmanlıklarımda mevcut. Genelde bunlar deneyimlemek istediğim için dinlemediklerim :) Aslında insan her zaman olmasa da dinleyerek de öğrenebiliyormuş.

Ama bunu şu an hatta daha sonra Eray'a anlatamam.Yani anlatsam da anlayamayacak. Biliyorum o da benim gibi benim tabirimle deneyimlemek, denemek isteyecek ;annemin tabiri ile ise burnunun dikine gidecek.


8 yorum:

oytunla hayat dedi ki...

Erken ergen bunlar yemin ediyorum :)
Biz bu yaşlardayken daha saftık sanki. Çok uyanıklar çokkk :)

Yağız Efe Acı dedi ki...

9 yasında bir blaa blaa blaa da bende var.Birde falan filan kısmı var ki sormayın gitsin.Allah yardımcımız olsun.

Ayla dedi ki...

Şebnem hanım, babama göre yediklerinden, içtiklerinden...Diyor ki çocukların ağzını bir dakika boş bırakmıyorsunuz ki. Haklı da hamileyken başlıyoruz folik asitlere:))

Ayla dedi ki...

Öncelikle hoşgeldiniz bloguma.. Falan filan kısmını unutmuşum evet. Bizimki de o lafı sıkça kullanır. Allah hepimizin yardımcısı olsun :))

Unknown dedi ki...

Bence iyi yapmışsın. Sorumsuzluğunun da bedelini öğrenmeli. Bla bla yapmayı öğrenir. Benimkiler de öyleydi.

Ayla dedi ki...

Safiye hanım iki lafın başı ben büyüdüm. Madem büyüdü alsın bakalım sorumluluklarını ve sorumsuzlukların bedelini üstlenmeyi :))

Cebimdeki renkler dedi ki...

Şimdiki çocukların lafları kendilerinden büyük hep değil mi? Aslında bizim de payımız çok bunda Ayla'cım. O kadar anlatıyoruz o kadar çok konuşuyoruz ki onlarla donanıyorlar besleniyorlar bolca :)) Eray zaten başlı başına bir olay o da ayrı.
Bu ödev konusuna da ayrıca kılım, olmasa olmuyor mu sanki. Sen çocuğunla geçireceğin bir kaç saati de ödev yüküyle doldurmak zorunda mısın sanki? Sistem sistem sistem..

Ayla dedi ki...

Ülker annem hayır, olmaz dediği zaman olmazdı. Yani cümle nokta ile sonlandı ya tekrar büyük harfle başlanmazdı. Sorgulamazdık, nedenini, niçinini sormazdık.

Bizler ise bir şeye hayır derken olmaz çünkü diye anlattıkça anlatıyoruz dediğin gibi besleniyorlar. Sorgulamayı taa küçük yaşta öğretiyoruz sonra sorguluyor diye bunalıyoruz. Ahhh bizlerr...

Bu ödev konusu bence eğitim sistemlerin kanayan yarası. Eve 19.10 geliyorum neredeyse ayaküstü denebilecek gibi yemek yiyorum hopp ödevler... Çocukla paylaşım o kadar az ki çocukta etkileniyor haliyle